selam canlar benim için güzel günler geçiyor sınavlarım iyi durumda sizin için uzun bir bölüm yazmaya çalışacağımiki hafta sonra
her şey güzel geçiyordu son günlerde, bir hafta üç gün öncesine kadar ikili odalarından hiç çıkmamışlardı bile. Jungkook dört gün içinde defalarca Jimin'e sahip olmuş, defalarca tenine değmişti dudakları. Jimin yorgunluktan bayılacak derecesine geldiğinde de Jungkook ağlaya ağlaya onu tedavi etmişti, şifacılara emirler yağdırmış ve omegası için en iyi kremleri ilaçları bulmuştu. sonuç olarak Jimin şu an daha iyiydi. bi kaç gündür festivalin dansına çalışıyorlardı, su balesi yapmaya karar vermişlerdi.
kareografiyi Jimin hazırlamıştı, müziği de Jungkook. Jimin karışık zamanlar geçiriyordu, sarayda konuşulan bir konu da kral Jeon'un hastalığıydı. kral kemik kanseri olmuştu, ve bunun hiç bir tedavisi yoktu. bu demek oluyordu ki kral Jeon'un ölümü yakındı Jungkook kral olacaktı. omuzlarında koca bir sorumluluk olacaktı, özgür bir prens olamayacaktı şimdi ki gibi. ikinci dedikodu ise omega prensin erkek yavru doğurup doğuramayacağıydı. eğer doğuramazsa başka bir prens alma fikrini ortaya atmıştı min soo, ancak Jungkook bir hışımla bu fikri ortadan kaldırmıştı.
festivaller yapılmış her şey güzel bir şekilde bitmişti, bu sakin havayı kral Jeon'un ölümü bozmuştu. Kral festivallerin bittiği gece odasında kraliçe Jeon'un kollarında can vermişti. ölümü bütün krallığı üzmüştü özellikle ailesini. bundan hemen sonra Jungkook'un taç takma töreni hazırlanmaya başlamıştı.
günler geçmiş ve tören günü gelmişti. Jungkook odasında dik duruşunu bozmadan kendine bakıyordu aynadan, ardından çalınan kapıyla kısa bir gel komutu vermişti. içeri eşi Jimin girmişti. bu gün Jimin kraliçe olacaktı. Jeon krallığının kraliçesi Jeon Jimin. Jungkook gergince yutkundu, Jimin onun bu hallerini görünce yanına yaklaşıp ellerini tuttu. "rahatla lütfen" Jungkook omegasına gülümseyip yanaklarından tutup saçlarını öptü. "deneyeceğim bebeğim, ama korkuyorum sanırım bir anda ağır geldi." Jimin gülümseyip eşinin dudaklarına yaklaşıp kısa bi öpücük bıraktı ve sonra ağızından çıkacak kelimeleri tutmadı. "seni seviyorum kral Jeon" ilk defa Jimin krala olan sevgisini gösteriyordu, ilk defa ona seni seviyorum demişti. Jungkook kocaman gülümseyip 'ciddi misin?' der gibi baktı omegaya "sen.. beni seviyorsun" Jimin gözler hilal şekline gelene kadar gülümseyip kafa salladı "seni seviyorum, seni çok seviyorum"
Jungkook sevinçe sevgilisine sarılıp dudaklarına uzun bi öpücük bıraktı. "bende seni çok seviyorum sevgilim hemde her şeyden çok" Jimin gülğmseyip eşinin koluna girdi "hadi şimdi aşağı inip kral ve kraliçe olalım" Jungkook kafa sallayıp odadan çıkmak için gücünü toplayıp yürümeye başladı. iki beden odadan çıkıp uzun merdiven yolundan yürüyüp bahçeye çıkmıştı. bahçe krallığın vatandaşlarıyla dolmuştu herkes onlara bakıp gülümsüyor, çığlıklar atılıyordu. Jimin kürsüye geçince kralın kolundan çıkmıştı birazdan tahta oturduğunda eteğini öpüp yanında oturacaktı. kraliçe tahtta otururdu normalde ancak Jimin hem ana kraliçe hem kralın eşi kraliçeydi. bu demek oluyordu ki isterse kralın kucağında, isterse tahtta otururdu. Jungkook'un isteği üzerine onun kucağında oturmayı kabul etmişti. ama sadece bir kerecik! yemin konuşması için Jungkook halkına dönüp konuşmuştu. "bundan sonra halkım için her şeyi yapacağıma, onların canlarını, mallarını koruyacağıma ve krallığıma iyi bir kral olacağıma yemin ediyorum" yüksek sesi ile konuşmasını bitirip arkasını döndü. kraliçe Eunmi taç yastığından koca kral tacını alıp Jungkook'un kafasına yerleştirdi. kral kenara çekilip Jimin'e yol verdi, ardından tahtına oturdu. Jimin dizlerinin üstünde hafifçe eğilip kraliçe tacının kraliçe Eunmi tarafından kafasına takılmasına izin verdi. kafasında hissettiği ağırlıkta dikleşmiş ve krala dönmüştü. kralın önünde diz çöküp eteğini öpmüştü. "sizin için ve halkım için elimden gelenin en iyisini yapıp iyi bir kraliçe olmaya çalışacağım kral Jeon hazretleri." Jungkook hafifçe gülümseyip bacağını patpatladı. Jimin yavaş adımlarla sevgilisinin bacağına oturup dimdik durdu.
halk onları koca bir alkış yağmuruna tuttu, şimdiden çok sevilmişlerdi.
aradan geçen saatler sonra ikili odalarına girebilmişlerdi. "çok yoruldum Jungkook" Jungkook kıkırdayıp Jimin'in üstüne uzandı "bende yoruldum biraz daha yorulmaya ne dersin güzelim" Jimin gözlerini pörtletip Jungkook'un omuzuna bir yumruk attı. "utanmaz kral daha bir hafta önce dört gün odadan çıkarmadın beni" Jungkook mızmız bir ses tonuyla Jimin'e cevap verdi "bak kendi ağızınla diyorsun bir hafta önce hadi Jimin sevişelim" Jimin daha da gülümseyip kafasını olumsuzca salladı. "olmaz" Jungkook 'öyle mi?' dermişcesine bakmıştı Jimin eşinden uzaklaşıp üstümdeki elbisenin korsesini gevşetti.
giyinme odasına uyuşuk adımlarla gidip üstüne pijamalarını giymişti. Jungkook değişmişti, bunu düşünüyordu Jimin günlerdir bunu düşünüyordu.. eşi değişmişti. krallık sorumluluğu diye düşünmüştü ilkin, ancak şu an biraz daha farklı düşünüyordu. Jungkook duygularından kaçınan biri olmuştu, mantığını en öne koyar olmuştu. gururu, itibarı, gücü, krallığı onun içim daha önemli olmuştu. bunu bilmek Jimin'i üzüyordu eşi ailesini ve kendisini itibarının ve gururun arkasına koyuyordu.
içeri geçtiğinde yatağa uzandı Jungkook hala ayaktaydı yatağa girmiyordu. "ben biraz çalışacağım, sen uyu" Jimin sertçe yutkundu, şimdi de işleri için onu bırakıyordu. iki haftadır gördüğü adamla bu adam bambaşkaydı. "seni beklerim Jungkookiee" Jimin onun dikkatini çekebilmek için ona Jungkookie demişti ama Jungkook sanki hiç bir şey dememiş gibi odadan çıkıp gitmişti. arkadaki Jimin'i gözleri dolu bi şekilde bırakmıştı "eşiyim ben onun" dedi kendi kendine.
Jimin sadece eşinin o güzel günlerdeki gibi olmasını istiyordu, duygularından kaçan bi alfa olmasını değil. başka biri mi var dedi içten içe, olamaz hayır olamaz dedi sonra. saatler geçti kafasını duvardaki saate çevirdiğinde 03:47 olduğunu gördü. gözüne gram uyku girmemişti şu saatlerde, eşini beklemişti ancak eşi gelmiyordu. bu kadar çalışır mıydı diye düşündü sonra gülümsedi o prens değil kraldı. sonra kapı açılınca içeri eşi girmişti omeganın, alfa sanki Jimin orada yokmuş gibi yatağa uzanıp arkasını dönmüştü. Jimin neye uğradığını şaşırmıştı adeta, arkasını dönen eşinin omuzuna dokundu korkakça. "sevgilim?" Jungkook kaşlarını çattı "neden uyumadın sana uyu demiştim" Jimin gülümsedi hala onu düşünüyordu işte "seni bekledim sevgilim" Jungkook ise soğuk bi ses tonuyla konuştu "sana uyu demiştim kralının emirlerine itaat et Jimin çok yorgunum iyi geceler" Jimin duyduklarıyla sıkıştığını hissetti ölüm sanki boğazına dayanmıştı sevgilisinden bunları duymak onu korkutuyordu. hıçkırıklarını tutup arkasını döndü eşine, sessiz sessiz ağladı koca yatakta eşine sarılmak istedi sarılamadı.
ÖNEMLİ OKUYUN ❤️
herkese selam.. ben son zamanlarda cidden artık dayanamadığımı düşünüyorum bunu ficime yansıtıyorum ancak şu an içimden tek gelen tek şey bu beni affedin ileride düzeltmeye çalışacağım sizi seviyorum lütfen yazarınızdan ümidi kesmeyin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
marguerite
FanfictionPark Jimin istemeyerek evlendiği alfa prense aşık olur ben Park Jimin, Park krallığının tek omega prensiyim. Kral babam beni Jeon krallığının prensi, Jeon Jungkook ile arsa ve güç için evlendirmişti. istemeyerek gittiğim Jeon topraklarının yuvam ola...