Ağlayacaktım, sürekli bir yerlere girip çıkıyor, hiç bir şey almadan mağazadan uzaklaşıyordu. Bilerek yaptığına inanacaktım artık.
Önümde koşuşturan Beomgyu'ya bakıp sabır dilenmiştim. Kollarından tutup yanıma çekmiş karşımızdaki kafeyi göstermiştim.
"Bir şeyler yemeye ihtiyacım var, izninle."
"Tamam git ye, benim daha alacağım şeyler var."
"Benimle sende geleceksin."
"Ama istemiyorum?"
Omuzlaeımı kaldırıp indirmiştim, elinden tutup kafeye sürüklemiştim.
"İki tane çilekli pasta. Bir de bir tane kahve,"
Beomgyu'ya kafamı çevirmiştim, ellerimize bakarken hızla çekmiştim.
"Ne istersin?"
"Hyung kulağına söyleyeyim mi?"
Yavaşça yaklaştım ve söylemesini bekledim,
"Muzlu süt istiyorum..."
Gülümeyerek geri çekilmiştim, yanakları kıpkırmızıydı. Ne zamandan beri bu kadar utangaç olmuştu? Çok merak etmiştim, gerçekten karşımda ki bambaşka biri olması beni şaşırtıyordu.
"Bir tane muzlu sütte alabilir miyiz?"
Adam gülümseyerek kafasını sallamıştı, kenar köşede bir masaya geçmiştim peşimden gelip oturmuştu.
"Muzlu süt seviyor musun?"
Kafasını sallamıştı, elleriyle oynuyordu bir kaç tutam gözlerine geliyordu. Elimi saçlarına götürmek istedim fakat havada kaldı, elime bakmıştı. Ne yapacağımı bilmez bir şekilde baktım ona sadece.
"Hyung... yüzümde, bir şey mi var?"
Kafamı hızla iki yana sallayıp elimi geri çekmiştim, gözlerini kırpıştırıp etrafa bakınmıştı.
Telefonumu alıp öylesine sosyal medyaya girdim, sadece bakıp geçiyordum hiç bir özelliği olmayan bu şey insanları nasıl kendine bu kadar bağlıyordu ki?
İki kız gelmişti masaya, birinin elleri titriyordu diğeri ise az sonra çığlık atarak on tur koşacağa benziyordu.
"Bir sorun mu var?"
"Hayır! Rahatsız ettiğimiz için üzgünüz!"
Diğeri devam ettirmişti, "Biz sizden bir fotoğraf almak için gelmiştik."
"Nasıl yani?"
Kısa saçlı olan gülmüştü, "İkinizin,"
Beomgyu kafasını şaşkınca bana çevirmişti, "Hey bakın-"
"Tabii, olur."
Demiştim birden bire, bu fikir tuhaf gelse de şuan hoş geliyordu kulağa.
"Hyung bizi ne hâle soktuğuna bak."
Diye fısıldamıştı Beomgyu, "Ne var hâlimizde?"
"Bizi sevgili sanıyorlar."
"Devam etsinler."
Ona döndüğümde çoktan bana bakıyordu, kaşlarını çatmış ayaklanıp uzaklaşmıştı tuvalete doğru gitmişti.
"Aw! Tanrı'm! O kadar tatlı duruyorsunuz ki!"
"Adlarınız neydi?"
Kızlar telefondan kafalarını kaldırıp bana bakmışlardı, biri kısa saçlı orta boydaydı diğeri ise uzun saçlı, yanındaki kız gibi o da orta boyluydu.