BÖLÜM-5

38 2 2
                                    


Sabah kalktığımda masamda uyuduğumu fark ettim, boynum deli gibi ağrıyordu.

Ayağı kalkıp zorla boynumu esnetmiştim, kapanmış bilgisayarı hızla açtım bazen yanlışıkla yazdığım tüm bölümler gidiyordu.

"Huh, gerçekten silindin diye korkmuştum."

Bir mesaj vardı(?)

"Hmm, bu neymiş? Choi Beomgyu? Senaryoyu yazmış, hemde 5'e kadar!"

Soobin odaya girmişti, "Bir sorun mu var?"

"Bua, senaryo üç gün sonra hazır olsun demişti fakat Beomgyu şimdiden yazıp yollamış."

"Bu çocuğun azmini sevdim, gerçekten sana çok yardımı olacak."

"Git oradan, Beomgyu bana yardım etmiyor sadece yanımda dolanıyor. Senaryoyu o olmasa ben yazmayacaktım zaten."

"Abartma Yeonjun, Beomgyu'ya bir teşekkür et bari."

"Ondan bunu istemedim Soobin."

"Ama yapmış! Senin işinin yolunu açıyor, ve hâlâ ukalâlık ediyorsun."

Sinirle kafa mı kaldırmıştım, ukalâ olan ben miydim? Daha yeni gelmiş olan çocuğa güvenecek miydim? Hayır şirkete bile gitmiyordum ben, Beomgyu adında bir stajyer olduğunu yeni görüyordum.

"Beomgyu'yu tanımıyorum Soobin ve tanımadığım insanlara işimi bırakmayı da sevmiyorum Bua ile konuşacağım."

"Benim de böyle bir yardımcım olsa, başka ne isterim ki?"

"Hiç bir şey Soobin dır dır edeceksen evine git."

Soobin göz devirmişti, hayır ne hakla? "Ayrıca işime burnunu sokma, anladın mı beni?"

"Anladım canım."

Derin nefes alıp üzerimi değişmek için onu odadan çıkarmıştım, aldığım bol pantolon üzerine bir tshirt giymiştim. Hrr zamanki gibi aynı kombinimle odadan çıkmıştım yeni boyattığım pembe saçlarımı bağlayıp önden bir kaç tutamı bırakmıştım zaten zor bağlandığı için küçücük duruyordu, seviyordum.

"Yine tatlı Jun-ie hm?"

"Evet, ve yine aynı klasik Soobin hm?"

Gülmüştü ekmeğini ağzına atıp derin zevk alarak çiğniyordu.

"Bu ekmeği seviyorum, yumuşacık ve ağzımda bıraktığı tat eşsiz."

"Şu ekmeği yerken ki suratını başka hiç bir şeyde göremiyorum."

"Göremezsin zaten."

Gülüp çantamı almıştım, "Şirkete gidiyor musun?"

"Şu sıralar gitmem gerek, çekimler var Min Joon orda olmamı istedi."

"Hm anlıyorum sen çık ben buraları toparlarım."

"Teşekkürler ben gidiyorum."

"Görüşürüz."

"Görüşürüz!"

Arabanın yanına geldiğimde binip çantamı kenara bırakmıştım, derin nefes alıp arabayı çalıştırdım ve sürmeye devam ettim.

~

Şirkete geldiğimde herkes fır dönüyordu, odama çıkmıştım. Bilgisayarı açtığımda kapı da açılmıştı.

"Günaydın Bay Choi! Bugün 15.30'da çekimler var, Love Again seriniz artık dizi oluyor!"

Neden ben hariç herkes bu kadar heyecanlı? Evet yazdığım seri dizi oluyor, ne güzel.

Ayağı kalkıp, "Kahve alacağım."

"Hiç mi heyecanlı değilsiniz?"

"Hayır."

"Ama bu sizin seriniz!-"

"Dün gece 5'e kadar yazmanın nedeni neydi?"

Yutkunmuştu, "Ben sadece yapabileceğimi göstermek istedim..."

"Neyi yapabileceğini, gözlerinden uyku akıyor Beomgyu. Gün boyu nasıl ayakta duracaksın?"

"B-ben idare edebiliyorum."

"Bu gözlerle mi? Ayakta zor duruyorsun, fondöten göz altlarını kapatmamış bile."

"Ama..."

"Eve git, ben hâllederim."

Odadan çıkmıştım öyle çalışamazdı, nasıl idare edebilirdi ki 3 saat ile?

Kendine gel Yeonjun, seni ne alakadar eder?

Kafeye girdiğimde kenarda uyuklayan Beomgyu'nun peşinde olan arkadaşı Huening Kai'yi görmüştüm. O da uyukluyordu. Tanrı'm birazcık arkadaşını da düşünebilirsin.

Bir kahve alıp kenar masaya geçmiştim, onu uyandırmam gerekir miydi?

Sonuçta, şirkette yokluğu az da olsa fark edilir. Derin nefes verip ayağı kalkmıştım o sırada içeri Beomgyu gelmişti.

Geri çekilip insanların arkasında bir masaya oturmuştum.

Huening Kai'nin yanına gitmişti Beomgyu, arkadaşını hafifçe dürtmüştü uyanmadığını görünce yanağını öpmüştü Huening gözlerini açmıştı iğrenerek geri çekilmişti.

Gülmüştüm, arkadaşından iğreniyor muydu?

Bir saniye, Soobin'de beni öpse sanırım ben olduğum yere kusardım. Kai gayet haklıydı.

İkisi de ayaklanıp çıkıp gitmişti, ben de aldığım kahvenin parasını ödeyip kafeden çıkmıştım.

Bu güzel hava da gerçekten yağmur mu çiseliyordu? Ah Tanrı'm!

Hızla şirkete girmiştim, odama geçip telefonumu çıkarmıştım. Soobin'i aramıştım.

"Soobin, geldin mi şirkete?"

"Evette Huening ve Beomgyu neden bu saatte çıktılar?"

"İkisi de uyanık kalmış eve gitmelerini söyledim. Bua'ya söylerim."

"Sen onu düşünüyorsun."

"Soobin, sanki onu yıllardır tanıyormuşum gibi konuşmayı kes artık! Onu daha dün tanıdım, o lanet çeneni kapa artık."

"Off bir şeyi de kursağımda bırakma be, ben konuşurum Bua ile."

"Hadi arkadaşım kapa telefonu ve yanıma gel."

"Görüşürüz kardeşim."

Telefonu kapatıp bilgisayarı açmıştım küçüklüğümden beri yani 14 yaşımdan beri doldurduğum hir USB bellek vardı, içine her şeyi atardım. Günlüğüm gibiydi, bazenleri açar bakardım içine.

Bilgisayara takmıştım, çıkan dosyaya tıklamıştım. Bir sürü satır ve tuhaf cümleler vardı gülerek hepsine göz gezdiriyordum.

Ta ki birine gözüm takılana kadar,

"Choi Gyu..." yazılı bir dosya vardı, tıklamıştım.

Bu yazılar?... Bunları ben mi yazmıştım? Fakat bunu hiç hatırlamıyordum, Choi Gyu, Beomgyu muydu?

Şuan benim yardımcım olarak çalışan çocuk lise zamanında takık olduğum çocuk muydu?

Evet birine aşık olduğum doğuydu, ama o kişi Beomgyu... Gerçekten saçmalıktı o olamazdı!

Choi Yeonjun...

BAŞ YAZAR'IMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin