Dokunuş

3.8K 76 27
                                    

boşluğuma geldi de yazdım ve kontrol etmeden atıyorum tutun <3

Smut uyarısı¡¡¡¡¡¡


****



Yezda, böyle bir durumda kendini daha gergin hislerle kuşatılmış hissedeceğini düşünmüştü; yani bir kadının kucağında, dudakları onun yumuşak dolgun dudakları arasında ve onun yatak odasına doğru durmadan ilerkerken. Kendisini diken üstünde hissetmek için o kadar zorlamıştı ki, Göksel tamamen gri tonlarında döşenmiş odasındaki çift kişilik yatağına bedenini bıraktığı anda, kaslarını kendi aptallığı yüzünden gerçekten de kasılmış hâlde bulmuştu.

Ama yine de bu, Göksel'le alakalı değildi. Aksine karşısındaki kadın o kadar konfor alanındaymış gibi hissettiriyordu ki, utanamıyordu bile.

Göksel'in, "Işığı yakayım mı?" diye sormasıyla, o çok beklediği gerginliği yine hissedememişti. Hatta ona, "Evet, yak," derken buldu kendisini.

Bu uzun, Alpay'ın bedenine hiç benzemeyen esmer bedeni görmek istiyordu. Onun da kendisini açık seçik görecek olması, şu an pek de önemli bir konu değildi. Çünkü hâlâ bir kadının kendisinden etkilenemeyeceğini düşünen, bu şekilde işleyen bir beyni vardı. Kendisi daha bu fikre alışamadan onunla aynı yatağa girmek pek iyi bir fikir gibi gözükmeyebilirdi aslında, ancak her şeyi daha da kolay kıldığı kesindi.

Onunla güvende hissediyordu, o aslında çok alışıldık geliyordu gözüne. Çünkü yine bir kadının kendisinden etkilenmeyeceğini düşünen aklı, Göksel'in de bir kadın olduğunu ve Yezda'nın etkilenmeyeceğini düşünerek işliyordu.

Oysa hiç de böyle değildi, sadece henüz bu gerçekle tanıştırmamıştı Göksel onu. 

Göksel, ondan aldığı komutla birlikte ışığı açtı ve içeriyi karanlıktan aydınlığa boyadı. Yezda'ya, yani bugün yatağını resmen kutsayacak olan kadına döndüğü andaysa, gördüğü güzel manzaraya karşılık, "Mücevherler gibi parlıyorsun, Yezda," dedi onun güzelliğine dayanamadan. "Benim olsaydın seni hiç aydınlığa çıkartmazdım."

Yezda duyduğu sözlere karşılık, "Teşekkür ederim Göksel," dedi hafiften utandığını da ele vererek ses tonuyla.

Yezda, Göksel üzerini birden çıkartarak siyah, danteli yoğun sutyeniyle önüne dikildiği sırada bunu yapmasını hiç beklemediği için kafasını çevirdi refleks olarak.

Göksel, onun bu masumane tavrı yüzünden gülümsedi ve Yezda' ya doğru yürümeye başladı. Genç kadının üzerindeki beyaz elbisesi zaten kısaydı, şimdi de yatağında yarı yatar pozisyonda oturduğu için, bacaklarının başlangıcına dek sıyrılmış şekilde duruyordu. Ve bu sebepledir ki Göksel, onun gördüğü dantelli beyaz iç çamaşırı yüzünden biraz olsun karnında artçı kasılmalar hissetmişti. Bu da, yanına gidip Yezda'nın mavi gözlerine kendi gözlerini tutturana dek sürdü çünkü Yezda'nın vücudunun dışında bir güzelliği daha varsa, o da masmavi gözleriydi.

Göksel Yezda'nın önüne tamamen gelene dek gözlerini onun bacaklarının arasından alamadığı gibi, yine Göksel onun çenesini tutup kendisine çevirene dek onun gözlerine bakamamıştı Yezda. Çünkü işte... Artık utandığı kısma sonunda gelmişlerdi. Göksel'in gözleri ve elleri üzerindeyken, bir an ne yapacağını bilemedi Yezda. Ama artık buradan dönüşünün olmadığını biliyordu. Bu sebeple Göksel'in diğer eli bacaklarının arasına doğru sol diz kapağından ağır bir yolculuğa çıkmışken, sadece gözleri kısıldı Yezda'nın yavaşça. Çok geçmeden iç bacağını gıdıklaya gıdıklıya giden eli, bacaklarının arasındaki kuytuda hissetti ve bu dokunuşu gözlerini artık tamamen kapatıp, teslimiyet göstererek karşıladı.

𝐃𝐨𝐤𝐮𝐧𝐮𝐬̧/𝐠𝐱𝐠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin