3 ay önce
Yezda'nın benliğine yerleşmiş ve silinmeyeceğine emin olduğu şeyler vardı; Alpay'a olan sevgisi, onunla keşfettiği bazı şeyler -ki şimdilerde bu şeylerin ne olduğunu bile hatırlamıyordu- yine onun desteğiyle devam ettiği bale gibi gibi.
Fakat artık bunlara tamamen yabancıydı.
Sebebi de gayet belliydi: Alpay'la benliğine yerleşen şeyler, o gittikten sonra benliğinden sıyrılmışlardı. Bunun için ekstra bir şey yapmasına bile gerek yoktu, Alpay'ın gidişi her şeyi basit bir şekilde çözüvermişti çünkü.
Zayıf bir karaktere ve bünyeye sahip olduğunun farkındaydı, bu çoğu şeyi kolaylaştırır ve zorlaştırırdı hayatında. Mesela şu anda Göksel'in üzerinde uyanmış olması, altındaki kadının da belini iki koluyla sıkıca sarmış olması birçok şeyi zorlaştıracağa benziyordu.
Dün o kadar saçmalamıştı ki, bugün bu kadar zorlanmasının sebebi dün yaptığı tüm saçmalıklardı. Şimdi ne yapmalıydı? Onu kendi evine kadar sokup, odasında sarmaş dolaş yatacak kadar ileri gittiğine inanmak dahi istemiyordu Yezda. Fakat bunu gerçekten de yapmıştı...
Tüm suçu alkolün üzerine atamayacağı kadar dosyası kabarıktı. Onu kendi rızasıyla bile isteye kendisini öpmeye ikna etmişti resmen. Şimdi nasıl davranmalıydı bunu kestiremediğinden, her şey normalmiş gibi davranmayı seçti.
Şimdi üzerinden kalkacak, ona kahvaltı hazırlayacak, normal iki insan gibi onunla sohbet edecekti.
Lakin bunların hiçbirini yapamadı. Bundaki en büyük etkense, Göksel'den aldığı nefis parfüm kokusuydu. Dün de bu kokuyu çok kez solumuş olmasına rağmen, ayık kafayla onun kokusunu içine çekmek bambaşkaydı.
"Beni mi kokluyorsun sen?"
Yezda şiddetle irkildi ve başını daldırdığı boyundan çıkararak kocaman gözlerle Göksel'e baktı. Göksel hafifçe sırıtarak başını yeniden boynuna gömdüğünde, "Sorun yok, devam edebilirsin," dedi ve Yezda'yı daha da büyük bir şaşkınlığa itti.
Bu flörtöz ses de neydi böyle? Şu anda içinde bulundukları durum, tamamen dün gecenin eseri miydi yani? Eğer öyleyse, Yezda tam anlamıyla yanmıştı. Acaba ne dese durumu düzeltebilirdi de onun kendisiyle flört etmesini engelleyebilirdi?
"Cidden hala kokluyor musun?"
Yezda aceleyle kafasını geri çekerek, "Hayır," dedi telaşını ses tonuna da yansıtıp da. Hala Göksel'in üzerinde olduğunu fark ettiğindeyse, kendisini hemen onun üzerinden yatağına atmıştı.
"Üzerimde de durabilirdin Yezda, senden rahatsız olmuyorum."
"Ben onun için şey yapmadım," dedi Yezda ne konuştuğunun farkında bile olmadan. "Yani onun için yaptım ama-" Duraksadı. "Her neyse, artık kahvaltı yapmamız gerek Göksel."
"Aslında ben kaçak göçek kaçmayı planlıyordum."
Yezda onun ciddi olup olmadığını başta anlayamadı, sonrasındaysa kendi yaptığına atıfta bulunduğunu fark edince epey bozuldu.
Derin bir soluk alıp, "Artık bunları aştığımıza inanıyorum, Göksel," dedi tam anlamıyla kapa çeneni tonlamasıyla."Bilmem, aştık mı?"
"Evet." Yine aynı tonlama.
Göksel gülerek, "Tamam, madem sen öyle diyorsun," dediğinde, "Güzel," dedi Yezda rahatlamış şekilde. "Hadi bana yardım et."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐃𝐨𝐤𝐮𝐧𝐮𝐬̧/𝐠𝐱𝐠
Short Story"Bir kadın bir kadına, bir erkeğin dokunduğundan daha iyi şekilde dokunabilir. Çünkü o bir erkek ve benim kadın vücutlarını, isteklerini tanıdığım kadar iyi tanıyamaz."