BÖLÜM 1

27.1K 319 70
                                    

Ben Ceylin GÜNAY bir sabah uyandım sevinçliydim, neşeyle koşuşuyordum evin içinde çünkü İzmire tatile gidecektik. Ben evin içinde zıp zıp zıplarken,annem bavulları kontrol ediyo vanaları kapatıyor delicesine koşuşturuyordu, babam ise arabayı hazırlıyordu.

Bende en sevdiğim oyuncağım tinkinitiyi aldım ve arabaya geçtim güle oynuya yola çıktık fakat o kadar çok su içmiştim ki çişim geldi. Babam hemen bir yerde durdu ve tuvalete girdim ardından tekrar yola koyulduk ben yolculuğun yorgunluğuyla uykuya daldım acı bir firen sesiyle ilkildim arabada sallandım ve tekrar uyudum. Uyandığımda hastanedeydim ellim alçıda ve dizimde 23 dikiş vardı.

Anne baba diye çığlıklarım hastaneyi inletti hemşireler geldi "tamam annen de babanda gelicek şimdi" dedi ama ben herşeyim farkındaydım yanındaki hemşire çocuk psikoloğunu çağırdı ve herşeyi bana anlattı annem ve babam kazada ölmüştü kaza yaptığımızi bile o an anladım. Oyuncağıma bakındım tinkinitiye bulamadım onu sordum o sırada polisler geldi ve bana soru sordular oyuncakda çıkmadını söylediler.

Anneme ağladım babamada tinkinitiyede. O kadar gariptiki hislerim sanki çıplakmış gibiydim üzerimde kıyafet yok gibi. Kalbimi taşıyamıyodum ağrıyodu, koca bedenim küçücük kalbimi taşıyamıyordu. Bu acıyı her hücrem hissetmeye başladı, her hücrem can çekişiyordu. Uyuşmuştu sanki bedenim,acı o anda tüm bedenimi sardı.

Peki şimdi ne olucaktı diyodum aklımdaki sorular nerde okula gidicektim kim alıcaktı beni param yokki diyodum kendi kendime, teyzem beni alır diye düşündüm.

Annem 3 kardeşti dayım genç yaşta ölmüştü,teyzem ise Ankarada yaşıyordu. Babam ailesini hiç tanımamış. O akşam polisler teyzemi aradı fakat teyzem beni istememiş bunu bana açıklamaları uzun zaman aldı, nedenini hala bilmiyorum o gece yaşadığım bir yangın daha gibiydi sanki, neden beni istemedilerki acaba evlerinde bardak kırmıştım ondan mı diye düşünüp durdum yıllarca hatamı aradım ve kırdığım bardaktan başka bişey bulamadım.

Hastaneden çıkınca polisler beni yurda götürdüler kimsesizler yurduna her ay 1 kere ise yurtdaki ablalar 4 sene boyunca beni psikoloğa götürdüler çok zordu benim için. Benim hayyattaki tutuncak tek dalım İlayda kimsesizler yurdunda tanışmıştık, kumral sarıya yakın saçları açık kahve gözleri vardı. Aysel ablamız vardı bizimle ilgilenen beni tuvalete götürürken İlayda "Benimde kakam var !" diye gecenin bir vakti, herkez uyurken hemde bağırarak Aysel ablaya söylemişti, bende kıkırdamıştım arkadaşlımız böyle başladı sonra bir baktık kardeşiz.

İlayda tecavüz sonucu doğan bebek annesini ailesi öldürmüş töreymiş anlatıldına göre ve babası hakkında hiçbişey bilmiyor.

İlaydayla aynı okuldaydık bir sürü iyisiyle kötüsüyle anılar biriktirdik şimdi ise ikimiz zorlu üniversite sınav süreci sonunda kendimizi Samsundan İzmire attık aslında çok zor oldu çünkü istediğimiz bölümleri 1 sene kayıpla tuturmuştuk ama olsun istediğimiz oldu ya. Ben Ege üniversitesi uluslar arası ilişkileri kazandım İlayda ise gazetecilik.

Ellimizde birer bavul devletin bize ücretsiz imkan sağladığı yurt'un adresi sora sora bulduk ama bulana kadar anamız ağladı girmedimiz dükkan sormadımız insan kalmadı ya onlar anlatamıyo ya biz anlamadık.

Yurt çok büyük cadde üstü 6 katlı bir yer girişte bekçi yeri falan var 1.katta yemekhane ve kantin var 2. katda ise çalışma ve televizyon odasi diğer katlarda ise odalar bizi taaa 5. katta odaya koydular. Asansör var ama 1 tane sıra gelene kadar kök saldık. Aliye abla diye biri var bizi odamızı gösterdi bir ihtiyacımız olduğunda onun yanına gidebilcemizi söyledi.

Oda 4 kişilik oda arkadaşımızın birinin adı Mira uzun siyah saçlı ,yeşil gözlü, zayıf, güzel bir kız,Yalovadan gelmiş diğer oda arkadaşımızın adı ise Sahra
1.60 boylarında ,kısa kızıl saçlı ,zayıf ,ela gözlü bir kız o ise Kıbrıstan gelmiş. Sohbet muhabbet derken yerleşmeye başladık yerleştikten sonra hep beraber yemekhaneye indik akşam yemeği çıkmıştı kurt gibi açtık yemek yedik ve plan yapmak için kantine gittik.

Maddi anlamda birşeyler yapmamız lazımdı tamam yurt'a para ödemiyeceğiz ama okul kitapları giyecek kıyafet anasını sattımın parası Bizde geri ödemeli bişey varmış kredimi ne haltsa şimdi alıyormuşsun çalışırken geri ödüyormuşsun 400 küsür bişey de neye yeticek bizde yarın erken kalkıp üniversteye gidip ders programımızı alıp iş aramaya gitmeye karar verdik. Kantinde planları yaptıktan bide asansörü 2 saat bekledikten sonra odaya çıktık.

Ve fark ettik ki bir an önce çarşaf edinmeliyiz bu gecelik tiksine tiksine çarşaflarda uyuduk pis değildi ama ne kadar güvenebilirimki.

Sabah erkenden uyandım çok heycanlıyım ilk defa ayaklarım üzerinde durduğumu hisediyorum annem babam olsa ne kadar grur duyarlardı benimle onları düşünmeye dalmışken İlaydanın dürtüklemesiyle irkildim

-"Hadi hadi kalk bomba gibi gün elimizde patlamaması lazım."

-"Tamam ya asıl sen hazırlan uyuşuk"

-"Hadi hadi lafımın üzerine laf istemem"

Birbirimize söylene söylene hazırlandık. Saçlarımı maşaladım, rimel ve parlatıcı sürdüm, dar paça yüksek bel kot pantolonumu ve borda gömleğimi giydim askeri desenli çantamı taktım. Saçlarımın belime kadar geldini fark ettim vee çok sevindim. İlayda salağı ise tabikide hala makyaj yapıyodu başladım mı söylenmeye yurtdan çıkana kadar susmadım. Okula gittik bölümler farklı olduğu için ayrıldık çok heycanlıydım yeni ortam yeni dersler yeni hocalar yeni ben.

Düşüne düşüne girdim binaya, daha önce kayıt için geldiğimden yabancı değildim panoya gidip ders programını aldım almaz olaydım pazartesi salı çarşamba cuma günü derslerim var hele salı çok ağır off. Söylene söylene kantine geçip İlaydayı aradım;

-"Naptin?"

-"Ders programına sövüyorum sen?"

-"Bende hangi günler dersin var?"

-"Pazartesi salı çarşamba perşembe senin?"

-"Bana cuma ekle perşembe çıkar

-"Hehehe"

-"Kes ya" dedim kıkırdayarak

-"Ceylin iş için internete baktımda KİTU eleman arıyomuş part time ayrıldımız kapıya gelde gidelim"

-"Tamam oyalanma"

Çok mutluyum ama kesin bir aksilik olucak çünkü herşey yolunda. Bişey olucak korkusuyla kafamda filler sevişiyor.

İlaydayla ayrıldımız yerde buluştuk içimden dua ederek KİTU'ya geldik içeri girmeye hazırlanıyodum ki sağdan gelen en fazla 20 yaşında uzun boylu kumral bir çocuk kaykayla bana çarptı aslında çarpmadı resmen baydı beni,amele sümüğü gibi yapıştırdı beni. İlayda mal mal bana bakıyo. Sinirle doğruldum;

-"Hayvan görmüyomusun beni ? İnsan az dikkat eder!" yanlız çocukta mimik
oynamıyor

-"pardon küçük hanım"dedi ve elini uzattı

Elini tuttum o an fark ettim ki her gün çarpabilir bir insan bu kadar mı yakışıklı olur. Ya insan olamazki bu diye düşünürken çocuk küt diye bıraktı beni aynen yere kapaklandım sırtımın acısıyla yüzümü buruşturdum İlayda eğildi "iyimisin?" falan dedi çocuk ise tehtit eder gibi baktı ve gitti.

BEN SANA KARIŞTIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin