"Şuradaki torfu uzatır mısın baba?" diye seslendi dalgın çocuk. Sonra birden, dilinden dökülen son kelimenin ağırlığını duyumsayıp şokla başını kaldırdı. Koyu kahve gözleri şokla açılmıştı. "Özür dilerim Samchon."
Bu hafta üçüncüydü. Çocuk daldığı anlarda Taehyung'u 'baba' diyerek çağırmış ve her seferinde bu şekilde şaşkın ve pişman görünüyordu. Taehyung ılımlı bir tavırla eline uzandı çocuğun. "Sorun değil Haru. Bana baba demek istersen, bundan memnun olurum."
Çocuk başını eğdi. Başını tekrar kaldırdığında gözleri yaşla doluydu. "Ben de sana baba demek istiyorum! Çok istiyorum hem de. Ama... Ama ya babam üzülürse?"
Bu masumane şüphe karşısında Taehyung'un kalbi çarptı ve gözleri doldu. Çocuğa uzanıp ona sımsıkı sarıldı ve göğsüne bastırdı. "Ona sormak ister misin?" diye sordu. Çocuğun merakla parlayan gözlerine karşın gülümsedi.
Akşamüzeri, güneş karşı dağın üzerinde asılı kalmış halde dururken, ikisi de nispeten iyi giyinmişlerdi. Taehyung buraya gelirken valizine attığı bir kumaş pantolon ve koyu renk kazağınının avantajını yaşıyordu, Haru'yu ise kasabadan özenerek aldığı pantolon ve süveterle bebek gibi özenerek hazırlamıştı. Haru'nun elinde beyaz kardelenlerden ve papatyalardan oluşan küçük bir buket vardı. Yolda topladıkları için biraz düzensiz de olsa en iyi seçenekti.
Anma salonunun bulunduğu tepenin yokuşunu çıkarken, "Seni kucaklayabilirim." diye seçenek sundu Taehyung. Haru buna karşılık başını iki yana salladı. "Hayır. Babamı görmek istiyorsam, yürümem gerekir."
Taehyung hafifçe gülümseyip başını salladı. Haru'ya yardımcı olmak için sadece onun küçük elini tuttu, destek oldu. Yokuşu yavaş yavaş tırmandıktan sonra düzlükteki tek katlı binayı gördüler.
Kapıdan içeri girerken Taehyung fısıldayarak kısa bir dua mırıldandı. Görevliye selam verip deftere ismini kaydettiren Taehyung, görevliden Haru'nun babasının bulunduğu odayı öğrendi.
İlk salona girdiklerinde Taehyung istemsizce nefesini tuttu. Elinin içindeki küçük elin de kasıldığını hissedince eğilip bu ele küçük bir öpücük kondurdu. "Buradayım Haru'm. Buradayım babacığım."
Duvarları boydan boya kaplayan bölmeli duvarlara daha çok yaklaştılar. Haru'nun yaklaştığı bölmeye doğru yürüdü Taehyung da. Çocuğun bölmeyi daha iyi görebilmesi için çocuğu kucağına aldı.
Oldukça mütevazı bir dolaptı. Adamın küllerinin durduğu bir porselen kap, isminin geleneksel harflerle yazılı olduğu tahta bir isimlik, genç yüzünün gülümseyen bir fotoğrafı ve yapma çiçekler. Taehyung, Haru'nun babasına çok benzediğini fark etti. Gerçek babası olsun veya olmasın, adamın zarif ve ince yüz hatlarında Haru'yu görmek mümkündü. "Böyle bir genç adam mı olacaksın Haru?" diyerek iç çekti Taehyung.
Haru küçük elini cama yaklaştırıp belli belirsiz dokundu. "Baba." dedi sonra titreyen sesiyle. "Baba..."
Taehyung onun başka bir şeyler söylemesini bekledi ancak gözleri dolu dolu olan çocuk susmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oh!Baby Series: Winter Bear✔
أدب الهواة"Ne zaman bahar gelir ki?" Taehyung tatlı bir tebessümle baktı çocuğa. Bahar elbet gelirdi, mevsimler geçerdi. Ama Taehyung'un kalbindeki uzun ve çetin kış, sonunda yerini yemyeşil bir bahara bırakmıştı. Bu minimini, parmak kadar çocuk sayesinde olm...