Chapter 6: Who are you?

292 18 9
                                    

Cesedi sırtlayıp belirlenen yere yavaş adımlarla gittim ve sırtımdaki yük ile onları beklemeye başladım. Etraftan çıt ses çıkmıyordu. Sırtımdaki cesedi yere indirip yanındaki kütüğe oturdum. Arka cebimden bez çıkarıp silahımın üzerine sıçrayan kanları temizlemeye başladım.

Geçmişim hakkında hala pek bilgi edinemedim. Hatıralarım sayılı şekil gözümde canlanıyor. Bu benim için çok zor bir durum. Şuan her ne kadar ölmüş bir ruh olsam da geçmişimi öğrenmek, ikinci bir hayatımın olmasının nedenini açıklardı. Bir abim vardı ve yüzünü bile hatırlamıyorum. Ne adını, ne anılarımızı... Tek bildiğim birbirimize ihtiyacımız olduğu.

Başımın üzerinde bir el hissetmem ile yanımdaki kişiye baktım.

"Neden burada dikiliyorsun?"
"Sende kimsin?"
"Soruya soru ile karşılık verilmesini sevmem. Fakat yinede cevaplayacağım. Ben Jane ve senin ile aynı malikanede yaşıyorum. Bir kaç kez sana denk gelmiştim. Hatta ilk günlerinden ceza aldın. Bu kadar başı boş olman kötü."
"Aslında hem haklı hemde haksız yere ceza yedim."
"Ekip arkadaşının yamyam olduğunu biliyordun, üstelik onun önemli biri olduğunu biliyordun, buna rağmen onu omzundan vurup yaraladın ve verilen görevinin yarım kalmasına neden oldun."
"Ne? Nasıl yani? Görevi neydi?"
"Görevi senin kendini nasıl savunacağın ve böyle bir durumda ne yapacağını kontrol etmekti. Her ne kadar saçma olduğunu söylesemde lafı dikkate alınan birisi değilimdir."
"Buna Slenderman mı karar verdi?"
"Hayır, ekip üyeleri."
"O zaman neden ben ceza aldım."
"Yaralanması onların değil, senin hatandı."

Bu çok saçmaydı! Onlar böyle tuhaf bir işe bulaşmış fakat cezasını ben çekiyordum.

"Soruma hala cevap alamadım."

Cesedi işaret ettim.

"Görevdeyim ve birini öldürmeme rağmen Masky ve diğerleri gelmedi. Onları bekliyorum."
"Anladım, cesedi al ve benimle gel. Onlara ben açıklayacağım."
"Emin misin? Onlar burada buluşmamızı söyledi."
"Onlar çoktan eve gittiler."
"Uh-..."

Silahımı belime koyup cesedi yavaşça sırtladım. Jane ileriden ilerlerken arkasından onu takip ediyordum.

*. *. *

"Cesedi nereye koyayım?"
"Şu masaya uzandır. EJ organlarını alacak."
"Tamam."

Cesedi yerleştirip odadan çıktım. Ayakkabılarıma kan bulanmıştı. Etrafa bakınıp ardından yere eğildim ve ayakkabılarımı çıkardım. Ayakkabılarımı elime alıp odama ilerledim.

Üzerimdeki kıyafetler kana bulanmıştı bu yüzden hemen üstümdekileri çıkarıp yıkamam gerekiyordu.

* * *

"Yeni kız oldukça yeteneksiz."
"Neden?"
"Silahı sıkarken çok yanlış hedef alıyor."
"Herkes ilk başlarda yeteneksizdir , biraz müddet vermeliyiz. Üstelik kararları biz değil Slenderman veriyor."
"Huff~"

Elimdeki kıyafetlerle kulak misafiri olduğum bu duruma karşın pek bir tepkim olmamıştı.

"Demek insan öldürebiliyorsun çaylak."

Önüme bir kaç tutam perçemim düşmüştü. Başımı kaldırıp Jeff'e baktım.

"Öğretildiği kadar."
"Ciddi misin? Masky sana sadece kurşun sıkmayı öğretti. Daha zerre bir şey bilmiyorsun."
"Evet."

Tiksinmiş bir bakış atarak
"Çok sıkıcısın çaylak!"

Yanımdan omuz atarak geçti ve beni Helen'in yanında bıraktı. Bakışlarımı bir süre yere diktim.

"Jeff sessizliği sevmez. Onun karşısında hareketli olmalısın."

Bakışlarımı ona çevirdim. Elindeki kalemle kağıda bir şeyler çiziyordu.

"Maalesef şu sıralar hareketli bir insan olacağımı sanmam."
"O zaman hiç olmayacaksındır."

Kalemi kulağının arkasına koyup kağıdı havaya kaldırarak çizimine baktı.

"Söylesene Anka. Sen kimsin?"
"...Ben kim miyim?"
"Evet? Sen kimsin?"

Bakışlarını bana çevirip resmi masaya bıraktı. Kollarını birbirine kenetleyip başını biraz sağa eğdi.

Ne cevap vermeliyim...?

"Ben... Benim.."
"..."
".."

Who Am I? [𝘛𝘢𝘮𝘢𝘮𝘭𝘢𝘯𝘥𝘪]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin