Chapter 8: Past-1

260 19 8
                                    

"Sen kendinin sevildiğini mi sanıyorsun!? Sen olmasan babam yaşıyor olurdu!"
"Babam sadece senin için yaşıyor olurdu! Benim hayatımda babam hiç bir vakit var olmadı!"

Derin nefes alıp vererek oturur vaziyete geldim. Alınımdan akan teri elimin tersi ile silip pencereden dışarıya doğru kararmış olan havaya baktım. Dizlerimi kendime çekerek kollarımın arasına yüzümü gömdüm. Titreyen çenemi zorlada olsa durdurup yavaşça ayağa kalktım. Battaniyeyi katlayıp yastıkla beraber köşeye koydum.

Odadan sessizce çıkıp bağlı saçımı açtım ve ellerimle karıştırarak koridorda ilerledim. Saat gece 3:30'du. Salonda iki kişi masa oyunu oynuyordu. Bakışlarını bana çevirdiklerinde bu kişilerin Masky ve Hoddie olduğunu anlamıştım. Bakışlarımı onlardan çekip kapıya doğru ilerledim.

"Nereye?"

Ağzındaki sigarayı havaya üfleyip tip tip baktı.
"Dışarı."
"Onu bende görüyorum. Neden?"
"Canım istedi."

Konuşmayı daha fazla uzatmadan dışarı çıktım ve ağaçlık alana ilerledim.

Bir müddet kadar yürüdükten sonra bir ağaç bulup yanına oturdum. Sırtımı kovuğuna yaslayıp gökyüzüne baktım. Derince iç çekip gözlerimi kapadım.

"Dostum ben bu ormana gelmemek için yemin etmiştim! Neden geldik ki?!"
"Saçmalamayı bırak ve sessiz ol! Korkak tavuk gibi başımda ötmeye devam edersen ses tellerini koparırım!"

Gözlerimi hızlıca açıp fazla dikkat çekmeden ağacın arkasından konuşan iki kişiye baktım. Her ikisi de korkudan terlemişlerdi. Ellerinde birer fener ve birinin sırtında sırt çantası vardı. Ne haltım yapmaya geldiler buraya?! Tek başıma ikisini öldüremem.

"Beni tehdit etmeyi bırak! Şu siktiğimin ormanında seneler önce yaptığımız günahı hatırladıkça içim bir değişik oluyor."
"Evet, yaptın. O güzelim kızı bu ormana getirip öldürdün. Pişmanlık duy Simon!"
"Ben mi?!" Adamın yakasına yapışıp ağaca sertçe yasladı ve bağırmaya başladı.

"Sen ve s*ktiğimin Paul'ü de benimle birlikteydiniz!"

Ağaca yasladığı adam onun bileklerini tutarak sırıttı "Hadi ama dostum! O kızı bize sen tanıtmadın mı? Onu kaçırmayı sen önermedin mi?"
"Onu kaçırmak isteyen sendin gerizekalı! Ben size defalarca onu getirmememiz gerektiğini, onun sadece masum bir kız olduğunu söyledim! Evet ondan hoşlandım ama siz s*kikler ona zarar vermeyi önerdiniz ve benim de beynimi bunalttınız!"
"Hoşlanmak mı? Sen ondan hoşlanmıyordun gerzek! Sürekli ona bulaşıp zorbalık yapıyordun!"
"Ben... Ben-"
"İnkâr bile edemezsin orospu çocuğu."

Omuzlarından geriye doğru itip cebinden telefonunu çıkardı.

"Paul'e mesaj atacağım. Gelsin ve cesedi bulalım."

Onlar neyden bahsediyorlar? Ceset, zorbalık, kız... Bu konuyu öğrenmem lazım. Takip edeceğim.

Bir süre sonra yanlarına biri daha gelmişti. Yeni gelen kişi indiği arabanın bagajından üç tane kürek çıkarıp onların eline verdi ve ormanın içine yürümeye başladılar. Arkalarından takip ederek nereye gittiklerine baktım. İlerledileri yollar çok tanıdıktı. Ancak tam olarak hatırlayamıyordum.
--------------------
Bir süre sonra Slenderma'nın malikanesine gelmeden önce yani her şeyin başladığı yerde durdular. Yolun neden bu kadar tanıdık olduğunu şimdi anlamıştım ancak neden buradaydılar?

"Lanet olsun! Kız nerede?!"
"Acaba...vahşi hayvanlar mı yedi?"
"Hah! Aptal olma Simon! Yeseler bile ortada cesedin parçalarından bir şeyler kalırdı!"
"O zaman...o nerede?"

O an kafama dank etmişti. O kız bendim ve benim katillerim bu 3 adamdı. Aklıma gelen geçmiş görüntüleri ile sinirlenip dişlerimi sıktım ve sinirden gözlerim dolmuştu. O gün başıma gelenler aklıma gelmişti ve bu sinir bozucuydu.

2 hafta önce
7 Ağustos

Ilık sonbahar rüzgarları eşliğinde okulun düzenlediği orman kampına gidiyorduk. Yaklaşık bir sene önce abim ölmüştü ve tek başıma geçinmeye çalışıyordum. Çevremde ki insanlar genellikle tek olduğum için bana bulaşır "yetim k*vaşe" diye dalga geçerlerdi. Beni olmadığım biri olarak görmeleri iğrençti.

Okulda bana zorbalık yapan bir erkek grubu vardı. Saçlarımı keser, yemeğimi ve paramı çalar, ağır sözler söyleyip beni aşağılarlardı. Hangi işe girdiysem hep o grup yüzünden işimden oluyor ve geçimimi sağlayamıyordum. Bu grupta ki şahısların ismi Paul, Simon ve Troy'du.

Sınıfça ormana gelmiştik. Çadırlar kuruluyor ve gülüşüyorlardı. Fakat benim yapabileceğim bir şey yoktu. Bu nedenle öğretmenden izin isteyip ormandan odun toplamaya gitmiştim.

Telefonuma kulaklığı takıp "Passenger-Let her go" şarkısını açtım ve dinleye dinleye ağaçların altlarında ki dalları toplamaya başladım...
-------------------------------------------

-------------------------------------------

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Who Am I? [𝘛𝘢𝘮𝘢𝘮𝘭𝘢𝘯𝘥𝘪]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin