hermione
Ben buraya kadar nasıl gelmiştim?
"Artık benden kaçmaya çalışıp durmayı kesmelisin Granger." Cormac'ın tiksindirici bedeni benimkine çok yakındı, kendimi sıkıştırdığım duvara o kadar yapışmıştım ki bütünleşmemize az kalmıştı. "Çekil önümden, Mclaggen." Asamı odamda bırakıp kütüphaneye gidecek kadar aptal olduğuma inanamıyordum. Koşarak gidip geleceğimi nasıl düşünebilmiştim ki? İnsanlar bana çağının en zeki cadısı ünvanını verirken bu anı tekrar düşünmelilerdi. "Aylardır sırf senin peşinde koşayım diye bu kadar kaçman bende gerçekten büyük bir iz bırakıyor." Gözlerim şaşkınlıkla irileşirken karşımdaki çocuğun ciddi olup olmadığını anlamaya çalışarak ona baktım. Gerçekten de ondan hoşlandığım için mi ondan kaçtığımı sanıyordu? "Sen aklını mı yitirdin? Seni istemediğimi daha ne kadar söylemem gerekiyor!" Yüzü sertleşirken yumruğumu her an ona karşı koymaya hazır şekilde sıktım, yine de dudaklarını benimkilere bastırdığında yumruğumu kaldıramadan ağzımdan iğreti dolu bir çığlık çıkmasına engel olamamıştım. Yumruğumu göğsüne indirdim ama beni öyle bir şekilde sıkıştırmıştı ki hareket edemiyordum, titremeye ve endişelenmeye başladığımı tüm kemiklerimde hissetmeme engel olamaz haldeydim. "Cormac?" Bir ses duyduğumda karşımdaki çocuğu daha sert itmeye çalıştım ama ben bir hamle daha yapamadan Cormac'ın bedeni benimkinden hızla uzaklaşıverdi, dizlerimi hissedemeyerek kendimi yerde bulurken az önce yaşadığım şeyin ne denli midemi bulandırdığını ve beni korkuttuğunu görmezden gelemiyordum. "Ne halt arıyorsun burada Potter? Görülecek bir şey yok." Odağını yeni yeni kazanan gözlerimi yukarı kaldırdığımda ayakta duran gözlüklü ve dağınık saçlı çocuğa baktım, Harry Potter'ın burada ne işi vardı? "Ne yaptığını sanıyorsun sen!" Cormac'ın delirmiş gibi bakan gözleri beni bulurken "Sanane!" diye bağırdı. Harry tekrar konuştuğunda bir adım önüne geçerek uzakta olsalar da aramızda durmaya başlamıştı. "Ben gelmeseydim..." Ayaklanıp bunu durdurmak zorundaydım, az önce beni hapsetmiş duvara tutunarak ayağa kalkarken Cormac'ın sinirli bir yüzle uzaklaştığını fark ettim. Potter ona ne söylemişti?
"Teşekkür ederim," dedim içimde dolaşan korkunun vücudumu terk etmesini bekleyerek. Tereddütlü yüzüyle bana doğru bir adım atıp "İyi misin?" diye sordu Başımı onaylar anlamda salladım. "Yardım etmemi ister misin?" O an istediğim son şey herhangi birinin temasıydı, bir adım attığımda tökezledim ve Harry bana bir adım daha attı. "Sanırım mecburum." Elleri benimkileri bulurken rahatsızlık hissini üzerimden atmaya çalışarak onunla birlikte adımladım, neyse ki onun da pek konuşası yoktu. Başka bir soru daha sormadığı için Merlin'e şükrettim, kendimi hala o duvarın dibinde gibi hissetmeme engel olamıyordum. Cormac'ın beşinci yılın sonlarında tavırları bir yerden sonra rahatsız edici bir hal almaya başlamıştı, ondan korkmadığımı bilmesi onun hırsını daha da alevlendirmişti anlaşılan. Koca bir pislik olduğunu biliyordum ama bunu yapabilmeye cesaret edeceğini düşünmemiştim. "Bundan sonrasını kendim giderim," dedim yemekhaneye yaklaştığımızı görünce. Harry beni bırakırken tek kelime etmedi, elimden gelen hızda ondan uzaklaşırken arkama bile bakmadım.
harry
Yorucu derslerin bitiminin ardından çoğunluk yemek salonuna dolduğundan koridorlar boştu. Yani biraz kafa dinlemek için tam zamanıydı. Kafa dinleme anlayışım Qudditch maçlarını düşünmek olsa da halimden memnundum. Kendim gibi hissetmemi sağlıyordu Qudditch.
Önümüzdeki Hufflepuff ile olan maçı düşünürken düşüncelerimi tiz ama boğuk bir ses böldü. Çığlık gibi çıkan sesin geldiği yöne döndüm hızla.
"Cormac?"
Takım arkadaşlarımdan biri olan çocuğun sadece sırtı görünürken ilerledikçe gördüklerim kanımı hızlandıracak kadar öfkelendirmişti beni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wildest Dreams | Harmione
FanfictionOkulun gözde Quidditch kaptanı Harry, çağının en zeki cadısını istemediği bir durumdan yanlışlıkla da olsa kurtardığında Hermione pek hazzetmediği bu çocuğa borçlanmıştı. Ama borcunu ödemek için onun sahte kız arkadaşı olması gerekeceğini tahmin ede...