7

793 52 91
                                    

hermione

Maç bitmişti, sevinçli Gryffindor'ların sesi hala okulun her köşesinde yankılanıyordu. Yüzümdeki engel olamadığım bir gülümseme vardı, Harry'nin aşağı inmeden yanağımdan çaldığı öpücük aklımdan çıkmıyordu. Kalbim hızlıydı, ellerim heyecanla birbiriyle buluşup tekrar tekrar ayrılıyordu. Gryffindor ortak salonuna yaklaştıkça sesler artıyordu, şifreyi söyleyip içeri girdiğimde gözlerim dağınık kuzgun siyahı saçları aradı ve onu bulduğunda havadaydı. Ne olduğunu anlayamazken onu havaya atıp tuttuklarını fark ettim, Harry'nin kahkahaları seslere karışıyordu. Asamı çıkarıp hafif bir şekilde mırıldandım, Harry o an havada asılı kalmıştı. "Kaptanınızı sakatlayacaksınız." Dikkatle onu yere indirirken gülümseyerek bana yaklaştı, yanakları muhtemelen yorgunluktan dolayı hafifçe kızarmıştı. "Teşekkür ederim." Elimi uzattım. "Tebrikler." Ben ne olduğunu anlayamadan eli elimi buldu ve beni kendine çekti, beklemeden kollarımı ona sararken kalbim olabilirmiş gibi daha da hızlanmıştı. Saçlarımda nefesini hissettim. "Tezahüratlarının çok yardımı oldu." Eyvah. Geri çekildim, yanaklarımın yandığını hissedebiliyordum. "Ben de Gryffindor'um, tabii ki tezahürat yapacağım. Neden üstüne alındın ki?"

Dudakları şaşkınlıkla aralanırken gözlerime bakakaldı. "Ben- yanlış anladım demek." Gülmeme engel olamadım, parmak uçlarımda yükselip yanağına dudaklarımı hafifçe bastırıp çekilirken "İyi işti kaptan," dedim. Rahatlamasını hissedebiliyordum, bu hali beni istemsizce eğlendiriyordu. "Kızardın," dedim önceye nazaran daha da kızaran yanaklarına ithafen. "Ne? Asla!" İnkarı beni daha da güldürmüştü, "Şu yanaklara bak!" dedim gülerek. Nasıl olduğunu anlamadan ona yaslanmıştım, başını huysuzca yana çevirmiş olsa da geri çekilmemişti. "Harry Potter utanabiliyormuş! Bırak da bunun tadını çıkarayım." Merlin, Hermione, ne yapıyorsun?

"İyi oyundu değil mi Granger?" Cormac bize yaklaşıyordu, her ihtimale rağmen Harry'nin önünde durup ona baktım. "Evet, sevgilim bize her zamanki gibi zafer kazandırdı." Harry'nin eli omzumu buldu. "Orada tek sevgilin yoktu." Başımı kaldırıp Harry'e sahte bir şaşkınlıkla baktım. "Başkaları da mı vardı?" Oyunumu anlamış ve bana katılmıştı, yüzündeki şaşkın gülümsemeyle "Bilmem," dedi. "Var mıymış?" Gülmemi engellemeye çalışıyordum ve bakışlarımı yeşillerden ayıramıyordum, o da bana aynı şekilde bakıyordu ve... bu his de neydi? "Kes şu saçmalığı artık!" Orada birisi, özellikle yakın zamana kadar kabusum olan çocuğun olduğunu unutmuştum. Harry hızla yürüyüp Mclaggen'ı sıkıca tutmuştu. "Bir daha onu korkutursan seni kendi ellerimle öldürürüm."

Belli ki işler daha da kötüye gidecekti.


harry

Kazandığımız zaferin tadını çıkaramadan Mclaggen yine bir yerden çıkmış ve sabrımın sınırıyla oynamaya başlamıştı. Ama sınırı geçmeye başladığının farkında değildi. Yakalarına asılan ellerim ise sinirimi dindirmeye yetmiyordu.

"Bir daha onu korkutursan seni kendi ellerimle öldürürüm."

"Öyle mi? Elinden geleni ardına koyma!"

Nasıl istersen. Ellerim sonunda istediğim gibi yüzüne yumruklar halinde inerken Hermione'nin sesi geliyordu arkadan.

"Harry hayır!"

Ona cevap veremeden bana gelen hamlelere karşılık vermeye devam ettim. Etrafımızdaki kalabalığı hissetsem bile umurumda değildi. Cormac haddini aşalı çok olmuştu.

Bedenim biri tarafından saldırdığım bedenden uzaklaştırılırken bunun Hermione olduğunu fark ettim. Endişeli bakışları yüzümde gezinirken elleri yanaklarımı bulmuştu.

Wildest Dreams | HarmioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin