Orion ise bu sırada bahçenin bir köşesine oturmuş gücü üzerinde kontrol sağlamaya çalışıyordu. Kolunda sarmal bir şekilde dolaşan karanlık yavaşça vücuduna geçti ve en sonunda bütün bedenini sardığında göz bebeğinde parlama oluştu. Bedeninde inanılmaz bir güç hissediyordu. Elini çimenin üstüne koyduğunda çimen solmaya başladı ve en sonunda toz haline dönüşerek havada kayboldu.
*****************************
Orion henüz temel kavrama aleminin başında olmasına rağmen içindeki gücün sınırlarını bilemiyordu. Şu anda yaydığı güç Temel Kavrama Alemi 5.Kademeye eş değerdi. En düşükten sıralanırsa Temel Kavrama Alemi, Ruh Oluşturma Alemi, Altın Çekirdek Alemi, Dünya Alemi, Gökyüzü Alemi, Gökyüzü Diyarı Alemi, Cennet Alemi, Aziz Diyar... Ayrıca Dünya Alemi dahil olmak üzere her birinde 9 kademe vardı. Diğer alemler ise daha karmaşık bir işleyişe mevcuttu.
Orion diğer elementleri kontrol etmek için uğraştığında başarısız olmuştu. Orion iç çekti "Sanırım bu benim için sıkıntı olacak. Kendimi belli etmek bu karanlıkla imkansız olacak. Onun yerine element kullanarak saklamayı düşünmüştüm ancak o da olmadığına göre.. sanırım vücut geliştirmeye başlamalıyım." Orion'nun televizyonda gördüğü birçok dövüş sanatçısı vardı ve nadiren vücut gelişimi yaparlardı. Birkaç kişiyi gördüğünde onların ne kadar güçlü olduğunu bilmese dahi içinden bir his onların güçlü olduğunu anlamıştı.
Orion nasıl başlayacağını bilmiyordu ne de olsa bütün vücut geliştirme kitapları ya müzayede evinde yada dövüş sanatları öğreten okullardan alınabilirdi. Şu an için ise Orion için bu çok zordu. Bir kere ailesinin geçimi ortalamaydı ve bir teknik kitabı karşılamaları onu dar boğaza sokabilirdi. Diğer seçenek ise direkt olarak elenmişti. Eğer daha önce uyanmış olsaydı ve gücünü biriktirebilseydi on altı yaşında akademiye katılabilirdi.
On dokuz olmasıyla birlikte akademiden mahrum kalmıştı. Ne de olsa en geç on altı yaşında girilebilirdi. Ondan sonra ise çöp olarak nitelendiğinden alınması zordu. Orion iç çekti ve ayağa kalkarak eve geri girdi. Kapıdan girdiğinde Thea ve Estia yan yana oturmuşlardı. Konuşmaları Orion'nun girmesiyle birlikte bölünmüştü. Thea konuyu değiştirerek "Oğlum istediğin bir şey var mı?" Orion bir süre düşündü "Sanırım ablama dünya katında yardım edeceğim. Hem biraz tecrübe edinmiş olurum." Thea duymasıyla birlikte anında cevap verdi "Olmaz. Daha yeni uyandın ve kendini düzeltene kadar evden çıkmanı istemiyorum." Orion sırıttı, odada sırıtmayı gören iki kişinin içi ürpermişti. Nedense uğursuz bir hava etrafa yayılıyordu. Orion sırıtmanın hemen ardından yüzünde gülümseme oluştu "Peki anne o zaman bana iyi bakın." Orion başka bir şey demeden bodrum katına indi.
Thea ve Estia şaşırmış bir şekilde Orion'a bakıyordu. Bodrum kata inmesi demek, antrenmana başlaması demekti! Orion bodruma indiğinde Estia, Thea'ya baktı "Anne. Fark ettin değil mi? Tek ben hissetmedim." Thea'nın yüzü düştü "Maalesef bende fark ettim. Duyguları.. tamamen değişmiş." Estia yumruğunu sıktı ve etrafındaki masa ve sandalyeler gücünü kontrol etmediği için etrafa uçmuştu. Estia'nın şu anki gücü Ruh Oluşturma Alemi 2.Aşamaydı. Thea hemen Estia'nın omzunu tuttu ve biraz sıkmasıyla Estia güçten düştü. Thea "Sakin ol kızım. Kendine zarar verme." Estia'nın avucundan çıkan kanlar tahta zemine damladı. Thea'nın Estia'yı bu kadar kolay durdurmasının sebebi gücünden dolayıydı. Daha dört gün önce Altın Çekirdek Alemi 1.Aşamaya geçmişti. Bu yüzden aralarında alem farkı olmasıyla üstünlük kurabilmişti.
Estia o gün tekrar aklına gelmesiyle "Anne sana o günü anlatmıştım. Hatırlıyorsun değil mi? O gün Orion nasıl Altın Çekirdek Aleminin 7.Aşamasında olan o adam karşısında üstünlük kurabilmişti? Hatta üstünlük bile denilemezdi. O bambaşkaydı. O adam, Orion'a bakarken ruhunu bile kaybetmişti. Ayrıca Orion'nun ona zarar verebilmesi.." Thea bunu nasıl açıklayacağını bilmiyordu. Çünkü o bile o gücün nasıl bir şey olduğunu bilmiyordu. Eğer o zaman bayılmış olmasaydı belki anlayabilirdi ancak sadece anlatımla anlayamazdı. Thea sessiz kaldı ve kafasını iki yana sallayarak bilmediğini ima etti.
Orion ise bu konuşma geçerken antrenman odasından bir kılıç aldı ve sallamaya başladı. Ne tarz bir dövüşeceğini bilmiyordu. Daha önce hiç dövüşmemişti. Sadece kendi kontrolünü kaybettiğinde dövüşmüştü ve o günde zaten tamamen düz bir şekilde öldürmüştü. Orion iç çekti ve kılıcını sallamayı bırakarak babası Louis'in aldığı dövüş talimi kuklasını en düşük seviyede aktifleştirdi. Kukla gözlerini açtığında Orion üzerinde baskı hissetti. Bu daha önce savaşmış biriyle, savaşmamış birinin arasındaki farktı.
Orion kılıcını iyice sıktı ve kukla harekete geçtiğinde şaşırmıştı. Kukla neden bu kadar yavaştı? Orion yavaş olmasından güçsüz olduğunu düşündü ve kılıcıyla düz bir şekilde karşıladı. Ancak bu yaptığı en büyük hataydı! Karşılamasıyla elindeki kılıçla birlikte birkaç metre geriye sürüklendi. Kuklanın fiziksel gücü hafife alınamazdı. Orion şaşkınlıkla "B-Bu bir de daha birinci seviye.." Orion kendini toparladığında kukla çoktan bir kez daha saldırmıştı.
Orion bu sefer karşılamak yerine vücudunu yana doğru çekti ve kılıçtan sıyrılmasıyla birlikte küçük bir ayak hareketi ile kuklanın yan tarafına geçmişti. Ardından hemen kılıcıyla kuklanın kafasını kesti. Kukla yere düştü ve düşmesiyle birlikte bir süre yerde kalmıştı. Daha sonrasında tamamen onarıldı ve başlangıç noktasında tekrar oluştu. Orion gülümsedi galiba biraz daha arttırabilirdi. Ancak birinci bu kadar kolaysa ikincinin de kolay olabileceğini düşündü ve üçüncü seviye bir kukla çağırdı. Kuklanın etrafındaki aura bir anda değişti. Başlangıç Alemi 6.Aşama birinin verebileceği gücü sergiliyordu.
Orion kılıcını sıkıca kavradı ve içindeki karanlığa bir kez daha ellemesiyle Başlangıç Alemİ 1.Aşama gücü ortaya çıktı. Kukla ve Orion duruşlarını aldılar ve bir süre birbirlerini süzdüler. Orion, kuklayı bir süre bekledikten sonra saldırı yapmasıyla kendisinin saldırması gerektiğini anlamıştı. Öne atıldı ve eğik bir kesik için kılıcını salladı. Bodrum katında metalik bir çarpışma sesi duyulmasının ardından küçük bir patlama duyuldu. Kukla ve Orion aynı anda iki metre geriye uçtular. Orion'nun fiziksel gücü zayıf olduğunda ve alemi düşük olduğundan geriye tepmişti. Kukla ise Orion'nun karanlığı yüzünden geri tepmişti.
Orion avuç içine baktı. Sanki bir şey onu kontrol ediyordu. Gücünü her kullandığında kendisini kaybettiğini hissetmeye başladı. Kafasını iki yana salladı "Tsk! Eğer güçlenmem gerekiyorsa değişimimi kabul ediyorum. Karanlık beni, ben ise karanlığı kullanacağım!" gözlerindeki bakış yavaşça değişirken dünyaya bakışı daha da soğuklaştı. Karanlık pençesini kalbine uzattı ve iyice kavradı. Kalbindeki soğukluk bütün bedenini kontrol etmeye başladı.
Kukla çapraz bir kesiş ile saldırdığında Orion gelen saldırıya bakmak için kafasını kaldırdı. Kılıç boynuna santim kala yere düştü. Kuklanın parçaları yavaşça yere dökülürken Orion gözüne düşen saçlarını parmaklarının arasıyla geriye attı. Orion bir kez daha kuklanın parçalarına baktığında gözleri mutlak karanlığı içeriyordu. Göz akı dahil olmak üzere vücudunun her bir köşesinden karanlık bir duman çıkıyordu. Orion gözlerinin önünden kuklanın kaybolmasıyla bütün aurası yok oldu.
Orion dizlerinin üstüne çökerek sürekli nefes alıp veriyordu. Alnından terler damla damla yere düşerken, sırtı tamamen ter içindeydi. Kılıcı elinden düştüğünde kılıcın kabzasının olmadığını fark etti. Sadece demir kısmı kalmıştı ve zaten demir bile paslanmış durumdaydı. Orion bir kez daha gücünün arasındaki boşlukta kalmıştı. Bu gücü vücudu kaldırabilecek miydi?
Okuduğunuz için teşekkürler (:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN ÇOCUĞU
FantasyIşık, görkemini göstermek için karanlığa ihtiyaç duyar. Karanlığın ise buna ihtiyacı yoktur... Kahramanların ve canavarların var olduğu bir dünyada yaşayan Orion Andreas, çocukluğundan beridir sadece kahraman olmak için sıkı çalıştı. Kendisine yapıl...