1.Bölüm : Esinti

128 5 2
                                    

Keskin bir sesin kulaklarımda yavaş yavaş canlandığını duydum. Elimi isteksizce alarma doğru uzattım. Bir kaç denemede başarılı oldum ve sonunda iğrenç sesi kesebildim.

"Yine mi sabah? Ah peki." diye söylendim. Her gün aynı şeyleri yaşamaktan sıkılmıştım. Kalın,koyu renkli perdeme rağmen içeriye inatçı güneş ışınları sızabiliyordu. Oldukça ilginç...

Bugün erkek kalkmıştım. İçimde tarifsiz bir hissizlik vardı. -Her zamanki gibi.-

Uyuşuk bir şekilde yatakta yuvarlandım. İşte yine o. "Günaydın sevgili tavan." dedim söylenircesine. Tek kişilik yatak,bir masa,küçük bir dolap,ve neredeyse tüm duvarı kaplayan devasa kitaplık oldukça büyük olan odamı boş kılıyordu.

Çıplak ayaklarımı yataktan sürüklercesine indirdim. Benim değillermiş gibi hissediyordum. Aklım hala rüyamdaydı. Hemen düşüncelerimi aklımdan uzaklaştırdım.

Banyoya yöneldim. Yerdeki tahtalar belli belirsiz sesler çıkarıyordu. Aynaya döndüm. Zaten dağınık olan ve rengini bir türlü çözemediğim saçlarım iyice dağılmıştı.Gözlerime meydan okurcasına öne çıkmış elmacık kemiklerim ve orta kalınlıktaki hafif pembemsi dudaklarım yine uyum içerisindeydi.Her zaman olduğu gibi gözlerim yine şişti.

Aynadan gözlerimi ayırıp öne doğru eğildim. Avuçlarıma doldurduğum suyu yüzüme hızla çarptım. İyice sersemlemiştim. Banyodan yavaşça çıktım ve annemin beni görmediğini umut ederek hayalet misali odama süzüldüm.

Kapı isteğimin aksine hızla çarpmıştı. "Bu da ne böyle?!" Oda havalandırılmak üzere penceler açılmıştı. İlk bahar esintisi içeri dalıyordu. Derken rüzgarla beraber annem içeri daldı.

"Ah harika!" dedim inleyerek.

"Günaydın kuzey!" Yüzünde memnun bir ifade vardı.

" Anne sana yüzlerce kez penceremi açmamanı söylemiştim! " Yüzüm kızarmış,kızgınlıktan başım dönüyordu.

"Kuzey, senin için çabalıyorum! Neden bu kadar agresifsin?! Ve sen her ... " Ona susması için sarıldım. Derin bir nefes verdi.

"Üzgünüm anne. Aşırı tepki verdim." Yüzüne bakabilmek için geriye çekildim. Mavi gözleri buğulanmıştı. Tam bir aptallık etmiştim.

Burnunu hafifçe çekerek sanki iyimiş gibi görünmeye çalışıyordu. - " Sen bugün ne yapacaksın?" Gözlerini kocaman açarak merakla bana bakıyordu.

" Bilirsin işte. Kütüphaneye uğrar kitap alırım. Sonra sahile inerim." - " Belki.. Aa sanırım bu kadar" diye ekledim. Pişkin bir şekilde kıkırdadım. Annem yapmacık bir kızgınlıkla baktı.

Hala yarı çıplak olduğumu fark edince dolabıma yöneldim. Bi tişört seçip üzerine geçirdim.

" Kuzey,8. sınıftan beri arkadaşlarınla dışarı çıkmıyorsun. Her şeyden uzaksın. Çok az konuşuyorsun..." -Her sabah olduğu gibi konuşma faslı başlamıştı.-

Anlamıyorum. Telefon kullanmamam neden bu derece tuhaf geliyordu? Teknolojiden nefret ediyorum!

" Biliyor musun anne? Haklısın. Bugün dışarı çıkacağım." Yüzüme yalancı bir teslim olmuşluk ifadesini yerleştirdim.

"Tatlııım! Nasıl sevindim! Beni kıramaycağını biliyordum! Bugün sana telefon alacağım. Sıkıca sarıldı. Nefes alamıyordum.

Her ne kadar ileri gittiğini düşündüysem de itiraz edersem başıma gelecekleri biliyordum.

" Tamam anne." Boş boş yüzüne baktım ve içimden 10'a kadar saydım.

" Ah.. doğru.. Tamam.. görüşürüz tatlım..!" Şefkatle gülümsedi. İstesizce karşılık verdim.

Benim için gerçekten endişelenir gibiydi. Elimde değil. İnsanlardan nefret ediyordum. Güneşin geldiği yöne gözlerimi kısarak baktım. Koşar adımlarla pencereye yöneldim ve perdeyi kapattım. Çok güzel. Aydınlık hiç de bana göre değildi.

Evi pek sevmiyordum. bu yüzden bütün ihtiyaçlarımı odama taşımıştım. Kahve makinemden bir bardak şekersiz kahve alarak en sevdiğim koltuğa yayıldım. Dışarı çıkmak için güneşin batmasını bekliyordum.

Bir yandan rüyama direnç gösterirken düşüncelerimin direncimi kırdığını anladım. Düşündüm, düşündüm. Kahvemi henüz yarılamamıştım. Nerden çıktığını anlayamadığım bir fikir beynimin ortasına düşmüştü.

Evet bir kedi almalıydım...

AsosyalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin