Gözlerim karmaşık yazılı sayfayı delercesine sürükleniyordu kitapta. Kaşlarımı çatmış hangi dille yazıldığını çözmeye çalışıyordum. Bunu kim bilebilirdi ? Düşündüm, düşündüm. Batın. Ondan başkası bunu çözemezdi. (Kendisi benim çocukluk arkadaşım. Kardeşim, hatta tek arkadaşım diyebilirim. Aynı zamanda tam bir inek ve bir o kadar da eğlenceli. Benden yakışıklı üstelik.)
Tatilden çoktan dönmüş olmalıydı. Ne de olsa okulun ilk haftası bitmişti bile. Hemen telefonu aradım. Odam ilk kez bu derece dağılmıştı. Kafamdaki bu karmaşıklık sanırım bütün hayatımı etkiliyordu. Ve bu annemin sinirlerinin daha çok gerilmesine sebep oluyordu. Bir kaç kitap,üzerine atılmış pantolon ve poşetlerden sonra telefonumun yığın altında hayatta kaldığını görmek mutluluk vericiydi. Hızlıca tuş kilidini açıp rehberde gezindim.
"Bakkal Mehmet geç, Banu ııım. Geç. Batın. Hah kal." Bir kaç bipleme sonucunda telefonun öbür ucunda duyulan o çok özlediğim ama bir o kadar da sinir bozucu bulduğum alaylı ses tonunu işittim.
-" Oo Kuzey. Kardeşim. Seni hayırsız evlat. 3 aydır sadece 1 kez aradın. Bu nasıl kardeşlik? Hani kardeştik oğlum biz. Sözde send..... "
+" Batın. Kardeşim bi sus. Olaylar ciddi. Neredesin? "
-" Yoldayım. İstanbul'a dönüyorum. Ne oldu? Kim öldü? Yoksa. Yoksaa ?" Of bu çocuk beni öldürüyordu. nasıl olur da bir insan daha sesimi çıkarmadan bir acı dolusu senaryo yazabilir. Bu çocuğun neden edebiyat bölümünü seçtiğini şimdi anladım. Son derece sakin olmaya çalışarak;
+"Eve döndüğün an bana geliyorsun. Hem de hemen! Aslında ne olduğunu söyleyecektim ama meraktan ölebilirsin."
- " Merak ettiğimi de kim söyledi? Oo Kuzey. Kanka bu yaz beni değiştirdi. Eskisi gibi saf değilim. Göreceksin bak. Şu an sıfır merak yani. Neyse uğrarım ben ya." Göremeyeceğini bildiğim halde etrafa 'Ciddi misin?' bakışlarını atıyordum.
+"Her neyse. Acele et!"
-"Tamamdır kardeşim. kapıyı aç." Şaka yapıyor olmalıydı. Nasıl yani? Bu çocuk ışınlanabiliyor da bana mı söylemiyordu?
Hızla kapıya koştum. Anneme, ben açarıııım diye böğürmeyi de unutmayarak. Kapıyı açtım. İşte oradaydı. Deli gibi, sıkıca sarıldı. Galiba özlemişim. Oo tamam bu biraz tuhaf oldu.
-"Kuzey! Kardeşim özlemişim yahu. " Veeee gözleri yine dolar. Bu çocuk bu kadar duygusal olmak zorunda mıydı?
+"Tamam geç içeri." Odunluğumdan hiç ödün vermiyordum yine. Kesinlikle formumdayım.
Çantasını her zamanki gibi kapının arkasına fırlattı. Tişörtünü göğsüne kadar çekerek serinler gibi yaptı.
-"Pekala dostum! Anlat şu işi." 'değişmediğini biliyordum' Dercesine en piçinden bi gülüş de fırlattım kendisine.
***********************************************************************************
Batın,büyülenmişcesine kitaba bakıyordu. Elinde evirip çeviriyor, her açıdan inceliyordu. Dakikalardır bu işlemi tekrarlamasına rağmen koyu mavi gözleri bir türlü anlamış gibi bakamıyordu. Sonunda dayanamayıp kitabı elinden aldım.
"Yeter be. Ne yapıyorsun bu kadar?" Delercesine bana baktı.
"Çok kolaymış gibi konuşma lütfen. Bunlar eski Latince. Araştırmamız gerekiyor. Fakat anladığım kadarıyla bu kitap senin soy adını içeriyor. Mühür denen tuhaf şey her neyse seninle bir alakası olduğu kesin."
Anlamıyordum. Nasıl oluyor bu? Benimle ne alakası var? Sıradanım ulan ben. Bu her neyse sadece merak ediyordum. Tek bildiğim buydu.
"Kütüphaneye gidiyoruz. Ama Metin Ağabeye değil. " Dedim biraz da dalmış gibi. Batın'a nedenini sormaya izin vermeyerek hızla tişörtümü üzerime geçirdim.
Bu lanet her neyse yersiz bir şekilde beni korkutuyordu. Ama öğrenecektim .. Kim bilir belki rüyalarıma bir cevap bulabilirdim...
![](https://img.wattpad.com/cover/36046100-288-k635364.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asosyal
Ficção AdolescenteAslında hepsi bir oyundu.. Doğmamız,yaşıyor olmamız ve ölmemiz. Üstelik öleceğimizi bile bile yaşamamız. Bir kumardı hepsi ve asla insanlar kazanamayacaklardi. Çünkü onlar asla itiraz edemezlerdi. Peki ben ne istiyordum hayattan? Ve kimdim? Belki h...