Nefes sesleri yükselmişti. Burnum hafifçe yanaklarında geziniyordu. Gözlerim gözlerine değiyor, dudaklarım daha önce tatmadığı yabani bir tadı tanıyordu sanki. Şimdilerde o hiç hissetmediğim serinliği, sıcaklıkla beraber hissettim. Burnuma gelen kokuları içimde hapsetmek istiyordum. Kalbinin sesi kulaklarımı dolduruyordu. Kolları en güzel kelepçeydi sanki. Beni kendinde hapsetmişti.
Hafif dalgalı kahverengi saçları, masmavi gözleriyle müthiş manzara oluşturuyordu. Bir kez daha tattım en güzel meyvemi. sonra kalp sesleri kesildi. Nefes de öyle. Koku kayboldu. Her yer karardı.
Korkunç bir sesle yataktan fırladım. Gözlerimi hızla açtım. Karanlıktı. Gözlerim alışana kadar etraftaki cisimleri seçmeye çalıştım. Yatağın üzerinde, iyice köşeye sıkıştım. Boynumun arkasından süzülen ter damlasını hissettim.Umursamadım. Sanırım kafayı yiyordum.
Henüz gece yarısıydı. Ay ışığı odamdan içeri süzülüyordu. (Perdemi sadece gece açarım.) Penceremden, çatıya doğru çıkan bir merdivenden -Benim sığınağım- dediğim alan sadece bana ve gecelerime aitti. Çıkmak çıkmamak arasında kararsız kaldım. Nefes aldım bir kez daha... Her ne kadar alınabilirse. O koku bi türlü burnumdan gitmiyordu. "Ah Tanrım !" dedim inleyerek. Hafifçe doğruldum. Pek dikkat etmeyerek pencereden aşağıya ayaklarımı salladım. Yüzüme vuran ay ışığı ve yavaşça esen rüzgar beni oldukça etkilemişti. Gözlerimi yavaş kıstım. Kapanmak üzereydi çünkü uykum vardı. Fakat olmazdı,uyuyamazdım. Uyursam o mermerimsi müthiş yüz gözümün önüne gelecekti.
"Sanırım fazla uykum geldi." Dedim aşağıya sarkan ayaklarımı içeriye alırken. Biraz daha otursaydım büyük ihtimalle uyuyakalırdım. Evet sanırım bu iyi bir fikir değildi.
Korkarcasına yatağıma uzandım. Yine sevgili tavanımla baş başaydım. Ve o ismini bile bilmediğim inanılmaz kız (Tanrıça demek daha doğru olur) artık hayallerimdeydi. Rüyamı tekrar tekrar düşünerek onun yüzünü aklıma kazımaya çalıştım.
********************
"Hayır! Arya hayır ! Gitmee!!! Hayııııır!!" Bir kez daha yatağımdan düşerek uyandım.Bu sefer daha mı sert düşmüştüm yoksa rüya mı çok ağırdı bilmiyordum. Uzun süre yerde beklerken içeriye annemin daldığının farkında bile değildim.
" Arya mı ? " Diye mırıldandım küçük harflerle.
"Kuzey ! oğlum iyi misin ? Yine mi rüya gördün? Beni duyuyor musun?" (Tabi ki onu duyuyordum. Annemle konuşmak sıkıcıdır.)
Pes etmeye niyeti olmadığını anladığımda cevap verdim.
"Efendim anne!"
"Tamam. Sakin ol bakalım.Ne gördün anlat hadi. " Oldukça heyecanlı görünüyordu. Ama anlatmaya tabii ki hiç de niyetim yoktu.
" Sen haklıydın anne. Daha fazla evde oturursam çürüyeceğim." Dedim dalga geçercesine. "Sanırım bugün arkadaşlarımla buluşacağım." (Şapşalca gülümsedim.)
Annemin sevinç serüvenlerine dahil olmak istemediğimden onu bir şekilde odadan uzaklaştırarak hemen üzerimi giyindim. Aynaya kısaca baktıktan sonra kapıdan fırlarcasına uçtum. Rüyamdan uzaklaşabilmek için farklı şeyler gerekti. Yola çıktığımda hala çok erkendi. Tabi (13:00) sizin için ne kadar erkense. Daha önce hiç binmediğim ama buradan beni uzaklaştırabileceğini düşündüğüm bir otobüse bindim.
"Evet boş yer!" Dedim mırıldanarak ama bir o kadar da sevinç dolu tonla.
Ne yapacağımı bilmiyordum.. Bu daha çok kafamı dağıtırdı. Çantamdan kitabımı çıkardım ve gizemli sayfaların içine süzüldüm. Yanıma birinin oturduğunu hissettim ama umursamadım. Sıradan insanlar işte.
Tabii ki yanımdakine bakmadım. Belki de hep bu yüzden kaybettim...
![](https://img.wattpad.com/cover/36046100-288-k635364.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asosyal
Fiksi RemajaAslında hepsi bir oyundu.. Doğmamız,yaşıyor olmamız ve ölmemiz. Üstelik öleceğimizi bile bile yaşamamız. Bir kumardı hepsi ve asla insanlar kazanamayacaklardi. Çünkü onlar asla itiraz edemezlerdi. Peki ben ne istiyordum hayattan? Ve kimdim? Belki h...