Adres

30 1 0
                                    

O günün akşamında erkenden yatağa gideceğimi söyleyip günün analizini yapmaya başladım. Sınava 2 ay vardı stresten gebermek üzereyken 2. bir sorunla nasıl başa çıkabilirdim. Panik anında sakin kalamayan ben boku yemiştim. Hangi akılla oraya gitmeye karar vermiştim ki. Hep Hazal'ın gazıyla olmuştu.

Biraz günün analizini yapıp birazda hayal kurarak uykuya dalmaya çalışırken arada sokamadığım laflarla başa çıkıyordum. Tam kendime sövmeye başlayacaktım ki "Tık"diye bir ses duydum.

Bit kaç saniye aralıklarla küçük küçük " Tık"sesleri duymaya başladım. Sonra sesler kesilince öbür tarafa döndüm. Camda birisi bana bakıyordu. Ağzımdan küçük bir çığlık fırladı. Bora pişmiş kelle gübigülümseyerek bana bakıyordu. İbne.

Hışımla camı açıp sövmeye başlayadım;
"NE İŞİN VAR LAN SENİN BURDA?"

"Seninle konuşmaya geldim."

"Lan senin yüzünden evden taşındık hala salmadın. Hem adresi nerden buldum sen?"
Yüzündeki sinsi gülüşü görünce benim kafa dank etti.

"Sen şuraya bi adresini yaz kızım detayları sonra konuşuruz."

"Ulan gerizekalı insanda biraz utanma olur be. Sapık gibi gece gece bi kızın odasının camında nasıl durursun?"

"Şş ağır ol küçük hanım. Sapık falan değilim ben. Hem bakardın bir gün yan yana yaşarız hep  gelirim." böyle bişeyi aklından geçirmiyordu değil mi?

Göz devirip camı kapatmamla ağzımın açılması bir oldu. Ağaçtan yardım alarak tırmanan Bora yere yapışıp yuvarlanmıştı.

"Ahhğ."

"Bora iyi misin?" endişeli ve bağıran borozan  sesime
"Değilim" diye cevap verince götüm tutuştu.

"Bekle, bekle hemen iniyorum sen sakın hareket etme."

Yerde yatıp inleyen Bora'nın yanına teyzeme görünmeden gitmem gerekiyordu. Nasılsa uyuduğumu zannediyorlar.

Merdivenlerden sessizce inmeye başladım ve mutfağın ışığı açık mı diye kontrol ettim. Herkes salonda televizyon izliyordu. Yavaş yavaş dış kapıya yürüyüp ayakkabılarımı elime alıp çıktım. Kapıyı açtığımda gıcırdamasından korluyordum ki bi anda eniştem gol diye bağırmaya başlayonca allahın yanımda olduğuna kanaat getirdim.

Direk arka bahçeye koştum yerde bacağını tutan Bora'nın sessizce inlediğini duyduğumda kalbim yumuşamıştı. Hemen yanına koşup yanına eğildim.

"İyi misin? Bi yerine bişey oldu mu acıyor mu bi yerin?" diye heyecanla sorular yağdırırken mal mal yüzüme baktığını gördüm.

"Cevap versene Bora" diye bağrınca inlemeye başladı yeniden.

"Ahh bacağım çok ağrıyor Mira. Hastahaneye gitmem lazım. Ahhhh"

"Tamam tamam dur halledicem."

Elimi uzatıp kaldırmaya çalıştım hemen kalktı. Sıçradı tek bacağıyla.

"Hastaneye gidicez tamam mı sakın korkma."

"Korkmuyorum zatrn sen yanımdasın ya."diye sesini incelterek ağlamaklı konuşmuştu. Gülmemi tutamadım.

"Ne gülüyorsun ya?"

"Aptal çocuk seni." Oda gülmeye başladı.

Sessizlik olunca "Affetin mi yani?" dedi.

"Gülmem affetiğim anlamına grlmiyor."dedim ciddi bir ses tonuyla. Yüzünün nasım düştüğünü görünce biraz üzülmedim değil.

Gerçekten pişmandı ama bu neyi değiştirirdi ki?Affetmem grçmişi silebilir miydi? Kariyerimin kayıp 2 senesini ağladığım 2 yılı kaybettiğimiz madalyayı geri getirebilir miydi?

Taksinin geldiğini görünce düşüncelerimden sıyrıldım. Tam elimi taksi için kaldırdığımda Bora elimi indirdi.

"Dur çağırma Mert gelir şimdi. Hah bak arkadaki siyah araba o. Bilirsin Mert bizden bir yaş büyük."

4 yıl önce

"Yo ben 2004'lü değilim abi diyin lan bana."

"Kusura bakma ağabey yanlış yaptık bunca yıldır." diye dalga geçti Bora. Kahkahalarımızı duyan birisi dünyanın en komik esprisi sanardı.

"Sen hiç konuşma sen daha veledken ben araba kullanıyo olacağım hey yavrum hey. Bir tur attırırım artık mahallede size. Bakın size abi sözü ehliyetimi ilk aldığımda istediğiniz her yere götüreceğim sizi."

Şimdi

Nerden bilebilirdik yıllar sonra bir daha telefonla bile haberleşmeyeceğimizi?Gülüyorduk sadece. Ne yapabilirdik zaten esprilerden kahkahalardan başka?

Araba durduğunda arabanın içindeki yakışıklı Mert'i görmüştüm. Hoay maşallah nasılda büyümüştü. Yüzündeki bebeksi yuvarlıklar gitmiş keskin şıkıntılar oluşmuştu. Bora gibi onun da yüzü olgunlaşmış değişmişti. Nasıl da imkansız geliyordu çocukken bütün bu değişimler.

Arabadan inip Bora'yı bindirmeme yardımcı oldu. Nasıl da boy atmıştı.

"Nasıl yaptın lan bunu gerizekalı. Selam Mira."diyerek gülümsedi. Bende küçük bir tebessüm ederek selam dedim. Mert'le arkadaşlığımızın bitmesi kurunun yanımda yaşta yanardan farksızdı.

"Görüşürüz."diyip eve doğru döndüm.

"Mira sende gel."

selammm yine sınavım olduğu halde bölüm yazdım.

Sizce son cümleyi kim söyledi?

Sizce Bora Mira'nın yanına taşınır mı?

Diğerlerine yüz bulursanız memnun olurum.

Diğer bölümde görüşmek üzere.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 09, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Buzlu Aşk +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin