Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
﹡﹡✹﹡﹡
"Neden bu kadar tuhaf davranıyor?" Çatık kaşlarını Zeke Jaeger'a çevirirken yüksek sesle merak ettin.
Levi sessizce kıkırdadı; bunu sadece senin yanında yapıyordu. "Bir Jaeger'dan ne bekliyordun?"
“Hala bu kitabı bitiremedi mi? Ne zamandır buradayız, şimdi iki hafta mı?”
“Sanırım 3. kez okuyor.”
"Görüyorsun? O ' ben ucubeyim' diye bağırıyor.” İçini çektin. "Bunun sonu iyi olmayacak."
Kafanı siyah çayını yudumlayan Levi'ye çevirdin. "Bir dahaki sefere onu biz izlemeyeceğimize söz ver."
Gözlerinin içine ölü gibi baktı, sonra tekrar yudumlayarak Zeke'e baktı.
"Her neyse, onun hakkında bu kadar yeterli." Sustun. "Neden çayını içmeyi bırakmıyorsun ve onun yerine tüm dikkatini bana vermiyorsun?"
Hiç söylememesine rağmen, senin arsız davranışlarını seviyordu.
Tekrar gözlerinin içine baktı, dudaklarının köşeleri çok hafif seğirdi - bu Levi için bir gülümsemeye eşdeğerdi.
"Velet," diye mırıldandı.
Sırıttın. "Evet benim."
Uyluk kasları avucunuzun altında gerildi. Herkese açık sevgi gösterilerinden nefret ettiğini biliyordunuz ve bu yüzden onu başkalarının önünde sevgiyle yıkamayı seviyordunuz.
Tüm vücudunun gerildiğini hissederek, elini acı verici bir şekilde yavaşça yukarı kaldırdın. Gözleri hızla etrafta gezindi ve etrafta birinin olup olmadığını anlamaya çalıştı.
kıkırdadın. "Tamam, Bay-Ben-Nefret-Ederim-PDA'dan, biraz daha tenha bir yere gidebiliriz."
"Senin peşinden gideceğimi düşündüren ne?" Sana bakmadan sordu.
"Lütfen," diyerek ayağa kalktın. "Her zaman yapacaksın, eninde sonunda."
ODM teçhizatınızla tek kelime etmeden yola çıktınız, dev ağaçların daha yüksek, devasa dallarına ulaştınız. Birkaç dakika sonra teçhizatın tanıdık vızıltısını duydunuz, ellerinizi göğsünüzde kavuşturarak etrafta durdunuz.
"Pekala," dedi. "Planın nedir?"
Başını hafifçe yana yatırdı ve alt dudağını ısırdı.
"Bu." Gömleğini yakalayıp sırtını ağaç gövdesine çarparken, ağzından zar zor izlenebilir bir nefes kaçarken söyledin.
Daha önce içtiği çayın ince tadını tadarak dudaklarını ona çarptın.
"Mm," diye mırıldandın, ellerinin kalçalarını kavradığını hissederek.
Aniden dudak teması eksikliğinden kaşlarını çatarak geri çekildin ama senin önünde diz çöküp kemerini kurcaladığını görünce kaşları çözüldü.
"Siktir," diye mırıldandı nefesinin altından; birinin girmemesini dileyerek.
Aletinin ucunda senin kaygan dilini hissettiğinde kafasının arkası ağaca çarptı. Anında, boynundan yanaklarına kadar yoğun bir kızarma hissetti.
Hiç daha sevimli görünmemişti , diye düşündün.
Dilinizi ucunun etrafında döndürürken parmaklarınız sert tabanına dolandı ve tepedeki hafif eğimi her fırçaladığınızda çenesinin sertleşmesini izlediniz.
Sana bakmasını sağlamak için parmaklarını yumruğunun yumruğuna sürttün; Sana baktığında ona ne yaptığını biliyorsun, sen de ona sahte masum gözlerinle bakıyorsun.
Parmaklarını saçlarına gömüp atkuyruğunu mahvetmekten kendini alamadı. İpucunu alarak, kafanı daha fazla eğdin, onu yarıya kadar içeri aldın, o zevkle homurdandı.
Her zaman mümkün olduğunca az ses çıkarmaya çalışırdı, ama sen her zaman onun doğrudan gerdanına gidecek iniltilere ikna ederdin.
Göğsünün yoğun bir zevkle inip kalktığını hissederek, hepsini ağzına alana kadar kafanı erkekliğini aşağı yukarı salladın. Düzgünce yukarı bakıp dudağını neredeyse kana bularken görmek isterdin, ama yanaklarınızdan akan gözyaşlarının doğal tepkisi yine de görüşünüzü bulanıklaştırdı.
"Evet," iki eli saçlarını tararken hafifçe fısıldadığını duydun.
İnledi, şaftından aşağı titreşimler gönderdin, ağzında seğirdiğini hissettin. Bir anlığına nefes almak için çekildin ama aynı hızla geri döndün.
Göğsünü daha sert kaldırdığını duydunuz, serbest bırakılmasının yaklaştığının sinyalini verdi.
"B-ben-" diye kekeledi ama sen geri çekilmedin.
Onu hala kuru emmeye devam ederken, kalın ipleri boğazınızda fışkırıyor, dudaklarından kaçan özgürleştirici inilti doğrudan sizin biriken sıcaklığınıza gidiyor.
Yutkunduğunda gizlice sevdiğini biliyordun - temizlemesi gereken daha az pislik.
Dudaklarını sildin ve o genişlemiş gözlerini senden ayırmadan pantolonunun düğmelerini iliklerken ayağa kalktın, ağzı hafif aralıktı.
"O moruğu izlemekten daha eğlenceli, değil mi?" Şaka yaptın, ondan küçük bir kıkırdama daha aldın.
﹡﹡✹﹡﹡
oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemeyin aşklarım, çevirirken cok uğraştım.
