selam!! <3
yorum yapıp oy versenize ya 🥺💞
***
küçük olan aynada bedenini inceliyordu. "çok mu sıskayım?" dedi kendi kendine. "belki de biraz kas yapmalıyım..."
parmak uçları derin yara izlerini buldu, kolları ve ellerini. göğsündeki birkaç ufak bene dokundu sonra.
kim seungmin'e göre, bedeni kusurlardan meydana gelmişti.
"chan'a layık biri değilim." dedi gözleri dolarken. "o kaslı, yakışıklı, olgun ve güzel biri. gamzeleri var ve vücudunda aciz kesik izleri yok. benim yanlışlıkla yaptıklarım hariç."
yere çöküp hıçkırmaya başladı. seungmin ona da zarar vermişti. ruhsal olarak daha çok olsa da... üzülüyordu artık. ona bunu yapmaya hakkı yoktu.
gitmeyi düşündü seungmin.
"bu aşk beni öldürür. ama gitmek zorundayım. ona bunu yapamam. daha iyilerini hak ediyor."
ağlamaya devam ederken kapı yavaşça açıldı. seungmin ellerini bedenine sararak hıçkırdı. "git chan. yalvarı-"
chan onu dinlemedi, yanına adımlayıp kucağına aldı ve soğuk yerden kaldırdı.
lavabonun tezgahına koydu onu.seungmin utançla bedenini kapatmaya çalıştı ama sarsılarak ağlıyordu.
"bebeğim?" dedi başını eğmiş bedene. çenesinden kaldırarak kendisine bakmasını sağladı. "söyle bana güzelim, neden ağlıyorsun?"
seungmin durmadan ağlıyordu. chan titreyen bedenin bacak arasına girip ona sıkıca sarıldı. tek beden olmuşlardı.
seungmin'in gözyaşları chan'ın üzerini ıslatacak derecedeydi.
"ben... gideceğim." dedi seungmin. ağlaması hafifleyince konuşmayı başarabilmişti.
"gitmiyoruz bebeğim, buradayız. bizim evrenimizde gitmek yasak." varlığını hatırlatmak için sevgilisinin çıplak omzunu öptü.
"hmm.." diye mırıldandı seungmin. "gidemez miyim senden? senden nasıl gidilir chan? söyle bana ne olursun, söyle ki bileyim. çok acıyor canım. yapamıyorum."
"benden gitme seungmin, gidersen yaşayamam." chan sol gözünden akan birkaç damla yaşa küfretti. seungmin eğilip sevgilisinin gözyaşını öptü.
ikisi de ağlıyordu. seungmin ona sıkıca sarılmaya devam etti. "seni seviyorum chan. tahmin edemeyeceğin kadar çok. yıldızlar kadar çok..."
chan ona gülümseyip alnına öpücük kondurdu. alna verilen öpücük saf sevgiydi. çünkü chan seungmin'i saf ve temiz seviyordu.
büyük olan, küçük olana baktı. "beraber duşa girmek ister misin bebeğim? sonra da birlikte uyuruz. uyanınca sana sevdiğin yemekleri yaparım ve ilacını içersin hm?"
"seninle olacaksam her şeye razıyım channie. hepsini yapalım.." seungmin yorgun cümleler kuruyordu. ağlamaktan bitap düşmüştü.
"hadi seni temizleyelim." dedi chan. "ruhunu güzelce arındırmalıyız ki iyi hissedebilesin."
seungmin gülümseyerek onayladığında chan birkaç adım geri gitti ve tişörtünü çıkardı. kaslı bedeni ortaya çıkarken seungmin dudaklarını yaladı.
son parçasını çıkarana dek chan'ın soyunmasını izledi. birbirlerinin çıplaklığından utanmıyorlardı.
chan seungmin'i kucağına alıp küvete oturttu. küvetin suyunu ılıktan biraz daha sıcağa ayarlayıp küvetin dışına oturdu. seungmin suyun içinde ona yaklaşıp dudaklarıyla oynamaya başladı. küçük çocuklar gibi gülüyordu.
chan gamzelerini çıkarak güldüğünde seungmin eğilip gamzesine uzun bir öpücük kondurdu. çekilirken kulağına "aşığım sana." diye fısıldamıştı.
chan sırıtarak baktı. "sana aşığım." dedi sessizce.
seungmin utanarak önüne döndü ve öıplak bedenine baktı. su doldukça bedeni gözükmüyordu. "tek başıma boğulacak gibiyim burada, sen de gelsene yanıma."
"tek boğulmana izin veremem." dedi yerinden kalkarken. "ben varken ölemezsin meleğim."
seungmin bacaklarının arasına girip sırtını ona yasladı. sıcak su bedenlerini gevşetirken seungmin onlara sessizce şarkı söylemeye başladı.*
*medyadaki şarkı.
"tanıştığımız ilk geceye götür beni."
"tanıştığımız gece çok hoş bir gece değildi." dedi seungmin duraksayarak. "ama gecede sen vardın, gece ay ışığında parlayan gözlerin vardı. geceyi güzelleştiren sen vardın."
"ailenden bahsetmeyelim güzelim. o iğrenç geceyi getirme aklına." usulca seungmin'in boynunu ve omuzlarını öptü. seungmin başını eğerek mayıştı.
"seni seviyorum channie~ sen olmasan ölüp gitmiştim bu acımasız yerden."
chan burukça güldü.
hisleri, masum... duygulardı.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dream catcher ★ chanmin
Fanfiction"sen, ben, masum sevişmelerimiz, bu soğuk ev ve yatağımızın başına astığımız beyaz düş kapanımızla oldukça mutluyduk biz. ama.. sen gitmeyi seçtin sevgilim, terk ettin bizi." 「angst, for my 流れ星。」