şey ben bunu yazarken utandım biraz-
***
"mh, huylanıyorum diyorum.. yapma hyung!!" seungmin bedenini chan'ın yapılı kollarının arasından kurtarmaya çalışarak çırpınıyordu. bir yandan da kıkırdıyordu ve nefeslerini kesik kesik alıyordu.
"çok özledim bebeğim, biraz sevsem ya seni?"
"ders çalışmalıyım hyung." seungmin kırgınlığını ders çalışarak ve hyungundan kaçarak, daha doğrusu sadece deneyerek, gidermeye çalışıyordu.
"hâlâ kırgın mısın bana?" seungmin yutkunarak elindeki kalemi masasının üstüne bıraktı.
ikisi gözlerini buluşturdu usulca. birbirlerine son kez bakarmış gibi süzüyorlardı benliklerini.
"sana çok aşığım seungmin." seungmin hyungundan duyduğu itiraf karşısında afalladı.
birbirlerine böyle kelimeleri çok sık söylemezlerdi.
seni seviyorum, sana aşığım diyemezlerdi belki ama öyle güzel bakışırlardı ki, o aşk duygusu yüklü bakışlardan yılları heba olurdu sanki.
chan ellerini seungmin'in tişörtünün üzerinde gezdirirken seungmin bu hareketinden hoşlandığı anlaşılmasın diye ses çıkarmamak için dudaklarını ısırıyordu.
chan bakışlarını seungmin'in ısırdığı dudaklarına kaydırdı. baş parmağıyla sevgilisinin küçük dudaklarını okşarken konuştu. "kasma kendini bebeğim, benden çekinmene gerek yok.."
damarlı ellerini seungmin'in bol tişörtünden içeri soktu, doğrudan ince bel kıvrımlarını ve boşluğunu okşuyordu. seungmin titrekçe bir nefes alarak chan'a yaslandı. kollarını sıkıca chanın geniş omuzlarına doladı ve chan da ondan beklediği hamleyi alınca sırıtarak onu kucağına almaya yeltendi.
onu nazikçe oturduğu sandalyeden kaldırdı ve bacaklarının arkasından tuttu. tek hamlede kucağına alıp masadan kaldırarak yataklarına doğru yol almıştı.
belinden destekleyerek narin bedeninin yatağa uzanmasını sağladı. seungmin soğuk çarşafın etkisiyle hafifçe titrerken chan da sevgilisinin üzerinde yerini aldı. seungmin o daha çok rahat edebilsin diye bacaklarını iyice aralamış ve sevgilisine biraz daha alan yaratmıştı.
küçük olan bedenini ihtiyaçla kasılmasını büyüğüne belli etmemeye çalışsa da, dudaklarının arasından dökülen mırıltılar onun aleyhine sonuç veriyordu.
"sana ve ruhuna dokunmamı ister misin bebeğim?"
"isterim hyung.." seungmin olgun sevgilisinin adını inlercesine söylediğinde chan dudaklarını yalayarak çoktan seungmine yönelmişti bile.
yüzleri arasında birkaç santim vardı. küçük olan dayanamayıp öne atıldı ve dudaklarını yavaşça birleştirdi. utangaç ama aceleci bir hamleydi bu.
chan küçüğünü anında kabul ederek dudaklarının üzerinde kıpırdayan dudakları hafifçe çekiştirerek emmeye başlamıştı. kemikli elleri ise seungmin'in ince belini turluyordu ve tişörtünün açıkta kalan yerlerini okşuyordu.
seungmin büyük olanı nefesi kalana kadar öpmeye devam etti ama nefes alamadığını hissettiğinde dudaklarını ondan ayırdı ve kendi kızarmış pembeliklerini hafifçe yalayarak derin nefesler aldı.
chan ona öylesine derin bakıyordu ki, utanmıştı seungmin.
gözlerini kapatıp ona sıkıca sarılırken, chan seungmin'in aralık olan bacaklarına daha çok bastırdı kendini.
seungmin kafasını yastığa daha fazla bastırıp sessizce inlemişti. bu durum chan'ın oldukça hoşuna giderken hafifçe tebessüm etti.
seungmin boşluğa düşmüş gibi olurken chan da derin nefesler alıyordu. sıcak nefesleri birbirlerinin günahkâr vücutlarına değiyordu.
seungmin dolan gözlerini saklayamazken konuştu. "ders çalışac-" tekrar dudaklarını örten dudaklara karşı yenilmişti.
chan'ın geniş omuzlarına bacaklarını doladığında, chan da büyük ellerini sevgilisinin ince beline sıkıca yerleştirmişti.
öpüşmeleri zaman zaman hızlanıyor, kimi zaman ise oldukça yavaşlıyordu. yoğun ve yavaşça birbirlerinin yıllardır alışık oldukları güzel tadlarına bakıyorlardı. seungmin nefessiz kaldığını hissederek yavaşça ondan ayrıldı.
salyaları birbirlerinin dudaklarına bulaşmıştı.
göğüsleri oksijen ihtiyacı ile inip kalkarken, bedenleri de şehvetleri eşliğinde yanıyordu.
chan nefes almayı siktir edip seungmin'in boynuna yöneldi ve ince deriyi dişlerinin arasına alarak emmeye ve çekiştirmeye başladı.
seungmin ellerini onun kıvırcık saçlarına koyarak çekiştiriyor, hyungunun sıcak dili boynuna değdirdikçe onu kendine daha fazla bir istekle bastırıyordu.
birbirlerine karşı arzuları gittikçe alevlenirken,, gün ağarana kadar, saatlerce birbirlerine karıştılar.
***
bu ne ya gidiyom ben
bb
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dream catcher ★ chanmin
Fiksi Penggemar"sen, ben, masum sevişmelerimiz, bu soğuk ev ve yatağımızın başına astığımız beyaz düş kapanımızla oldukça mutluyduk biz. ama.. sen gitmeyi seçtin sevgilim, terk ettin bizi." 「angst, for my 流れ星。」