Keyifli Okumalar.
Getirildiğim yer bir uçurum kenarıydı hayır hayır bir uçurum değil bir mezarlıktı.
Duyguların mezarlığı.
İnsanların mezarlığıydı kaç kişi okyanusa karışan denize derdini anlatmıştı peki kaç kişi pişmanlıkları yüzünden şuan bu suyun altındaydı belli değildi.
Burası bir kenar olarak atılmayacak kadar ölüydü ölümün kol gezdiği manzara en güzel manzaraydı.
Normalde sulu göz birisi olmama rağmen şuan ağlamıyordum yaşadığım olaylar üst üste geldiği için beynim şoka girmişti resmen.
Ateş böceği son şarkısını söylemiş ay ve yıldızların süslendiği yolda ilerliyordu sanki hayatımın ipleri elimden kaymıştı bir başkasının elindeydi.
Bir kukla gibi sağa sola insanların istekleri üzerine hareket ediyordum bundan daha alçakça bir şey var mıydı? Hissettiğim acının yoğunluğu sadece bedenime değil ruhuma da karışmıştı.
Canım acıyordu yağmur damlaları tenime değil ruhuma değiyordu.
Canım bile bana acıyordu.
Bulutlar benim için mi ağlıyordu bulutlarda halime ağlıyordu.
Başımıza dikilen adamlar bizi korkutmaya yetmişti.
Dizlerimizin üzerine çöktürmüşlerdi ben ve Yuki'yi.
son göreceğim insanlar bunlar mıydı? hem ben daha annemi görmemiştim annem bana sarılmamıştı saçlarımı okşamamıştı bir çocuk anne sevgisini tatmadan nasıl ölecekti
Sesli bir şekilde ağlamaya başladım.
Göz yaşlarım yanaklarımdan süzülüyor gerdanımda duruyordu sesli bir şekilde aldım nefesler soluk borumda tıkanıyordu.
Hıçkırıklarım yeni aydınlanan güneşle birlikte kargaların uğursuz sesleri arasında kayboluyordu.
''Varis.'' diyen alaylı ses ile başımı yukarı kaldırdım bu o yara izi olan adamdı.
Güçlü bir çığlık attım çığlığım tüm ormanı inletmişti bundan emindim yanağıma yediğim tokat ile başım sağa doğru düştü.
Kadınlar kızlar çocuklar acı çekmemeliydi onlardan fiziksel olarak güçsüz olduğumuz için bunu yapıyordular.
Nefret dolu bakışlarım karşımdaki adamın suratında geziyordu.
Yerdeki taşlara değen dizlerim kanamıştı.
Tanrım lütfen... lütfen... bana bize yardım et.... İçimden ettiğim yakarışlar yüreğimi yakıyordu.
Yukinin sesi çıkmıyordu sessizce olanları izliyordu onun içinde yalvardım Tanrıya kurtulsun diye.
''Sakın! Sakın bir daha bağırma!'' diye bağıran adam ile birlikte göz yaşlarım akarken başımı salladım.
Bu bir mahvoluştu.
Elini gömleğimin yakalarına atıp tek seferde ortadan ikiye ayırdı kopan düğmelerim sağa sola savrulmuştu korsemi bizi buraya getirirken yol ayrımında diğer tarafa atmıştılar olur da buraya kadar gelirlerse diğer tarafa gitsinler diye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERENİTY
FantasyOrta çağ döneminde herkesten sır gibi saklanan bir imparatoriçe. Serenity adının anlamı Ay Parçası demekmiş o zamanlar babası Serenity'i ilk gördüğünde onun ay gibi güzel olduğunu söylemiş bu yüzden adının Serenity olmasını istemiş. Serenity sarı s...