Gallagher / Hargreeves Tımarhanesi

11. Bölüm

Hep birlikte sarılmıştık. Çok duygusal bir andı. Herkes gülümsüyordu.
~

Nadia: tokamı gördün mü?

Eight: ne bu sabah sabah? İnsan bir günaydın der önce

Nadia: üzgünüm aceleyle çıkmam lazım günaydın.

Eight: neyse görüşürüz.

Five: ya sessiz olsana gülüm

Eight: tamam sus be kedicik.

Five: kedicik mi?

Eight: yoksa köpek misin?

Five: tabiki senin Mısır Tanrısı kedinim.

Eight: ben de gül müyüm? Ne saçma

Five: he gülüm

Aidan

    Nadia'yı hala unutamamıştım. Bugün sınav günüydü. Sınıfın penceresinden baktığımda koşarak yetişmeye çalışan Nadia'yı görebiliyordum.

     Tarih sınavı olacaktık. Onun bana öğrettikleriyle sınava girecektim. Ders çalışmak için fazla tembeldim.

    Hiçbir şey söylemeden nefes nefese kalmış bir şekilde yanıma oturmuş nefesini düzenlemeye çalışıyordu.

    Ben onu gerçekten seviyordum. Onun kişiliğini davranışlarını seviyordum. Aşk dış görünüşe bakmakla olmaz. İnsanın içi güzel olacak önce.

Aidan: naber? Çalıştın mı?

Nadia: çalışmama gerek var mı?

Aidan: doğru

Nadia: sen çalıştın mı?

Aidan: ben neden çalışayım?

Nadia: Tarihinin kötü olduğunu sanıyordum.

Aidan: öyleydi zaten ama artık sen öğrettiğinden beri yapabiliyorum. Bütün olaylar yaşamışım gibi aklımda.

Nadia: öyle olsun. Başarılar.

Five bizimkilerle birlikte sınıfa ışınlanmıştı. Kağıtlar dağıtılıyordu.

Five

Five: hay s|kim sınavını Eight. Ne gerek vardı?

Eight: ben bir öğrenciyim Five.

Five: ben de öğrenciyim senin sayende hay kafamı-

Eight: hadi ama telepatik yollarla kopya çekebiliriz.

Five: kopya çekeceksek niye sınava giriyoruz?

Eight: ya sus artık sınav başlıyor.

Five: bunun cezası ağır hatırlatmak istedim.

Mal Five işte nolucak. Sadece kendini düşünür. Zorla istediğimi yapar. Zeki olabilir ama bir o kadar da aptal.

Audrey

    Sınava Five enişte sağ olsun sağsalim hızlı bir şekilde gelebilmiştik. Her eve bir Five lazım.