Multimedya: Cassiopeia Elsa Morgana Pendragon Ambrosius 👑
Genç leydi elindeki kılıcı ustalık ile savurup kendine gelen darbeyi önledi. Kendine saldıran şövalye'nin ayağına çelme takarak yere düşmesini sağladıktan sonra kılıcını boğazına dayadı. Diğer şövalyeler alkışlayarak onları izlerken Cassiopeia elini yerde yatan şövalye'ye uzatıp kalkmasına yardım etti.
"Sör Leon genç bir Leydi'ye yenilmeye utanmıyor musunuz?"
Kral'ın alaycı sesi antrenman sahasında yankılanır iken bir çoğu kahkaha attı, Cassiopeia ise dayısına bakarken gözlerini devirdi.
"Kızmayin ona, kralım. Sizi bile yenebilirim, biliyorsuniz,"diyerek dayısına meydana okumuştu genç ki, bakışlarını dayısının gözlerine sabitledi. Cassiopeia'nin kendine olan özgüveni yüksekti ve takdir edilesiydi. Olması doğaldı, küçüklüğünden beri kılıç ve hançerler arasında büyümüştü. Morgana daha hayatını kaybetmeden önce annesi ile sık sık antrenmanlar yapardı, annesinin ölümünden sonra ise Camelot Kralı olan dayısı ile yapmaya başlamıştı. Sadece yirmi yaşında olmasına rağmen bir çok turnuvalara katılmış ve hepsinde de rakiplerini yer ile bir etmeyi başarmıştı. Kılıç ve hançer kullanmakta krallıktaki herkesi yenmeyi başaran Cassiopeia kendi ile gurur duyuyordu. Yenemediği tek kişi vardı. Bir tek kişi kalmıştı, dayısı Arthur.
"Daha öncede demiştin bunu küçük hanım ama hâlâ yenemedin."dedi Kral Arthur kendini beğenmiş bir tavırla.
"O bir ay önceydi. Ben senin savaş taktiklerinin hepsini öğrendim şimdi kazanma şansınız daha düşük. Ha bide en son berabere kalmıştık."diye aynı tavırla cevap verdi Cassiopeia.
"O zaman iyi olan kazansın, küçük hanım. Ha ne dersin?" Arthur eline kılıcını çoktan alarak genç leydi yeğeninin meydan okumasını kabul etmişti.
"Memnuniyet ile,"dedi Cassiopeia. Arthur kılıcını savurdu, Cassiopeia'ya doğru bir hamle yapmıştı ki genç kız bu darbeden kolayca kurtulmayı başarmıştı. Oyun yeni başlıyordu.
"Güzel hamle,"diyerek takdir etti Kral Arthur. Cassiopeia sadece gülümsedi kılıcı ile oynayarak Kral Arthur'a sert bir hamle yaptı, Kral Arthur ise darbaleri önlemeye çalışıyordu, Cassiopeia ise bir sağdan bir soldan çeşitli darbeler vermeye devam ediyordu. Herkes merak ile Kral Arthur ve sarayın genç leydisi Cassiopeia'nin düellosunu izliyordu. Oldukça ilgi çekici ve eğlenceli bir düelloyu kimse kaçırmak istemezdi, değil mi? Ve sonunda kazanan Cassiopeia olmuştu, Kral Arthur'u düşürmeyi başarmış ve kazanmıştı. Cassiopeia dayısına "sana demiştim" dercesine bakarak gülümsedi. Kılıcını yerine yerleştirdikten sonra sarayın içine doğru yol aldı. Kan ter içinde kalmıştı, saatlerdir bir çok kişi ile düello edip yenmeyi başarmıştı.
Saraya girip taş merdivenlerden hızlıca çıkmaya koyuldu. Acele ediyordu. Bir an önce sıcak bir duş alıp sevdiği adamın yanına gitmek ve onunla biraz gezmek istiyordu.
Odasına geldiğinde hizmetcisine su ve diğer gerekli malzemeleri hazırlamasını söyledikten sonra kıyafet dolabına yöneldi. Kıyafet dolabının kapısını açıp uzun uzun bakarak içindeki elbiseleri süzdü. En son mor olanda karar kıldıktan sonra eline elbiseyi aldı ve yatağına bıraktı. Hızlıca duşunu aldıktan sonra giyindi. Saçlarını kurutmak için ufak bir büyü kullandı. Yıllar önce annesi Camelot'a büyüyü geri getirmişti, Arthur da Merlin sayesinde buyünün hem iyilik hem de kötülük için kullanılıpabilir olduğunu anlamış ve topraklarında büyü yapılmasına kara büyü yapılmadığı sürece izin vermişti. Kötü ve ya karanlık olan büyü değildi, insanlardı, büyüyü kullanan insanların kendisi karar verirdi: ışık ve ya karanlığa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pendragon Mirası: Ejderha Leydisi
FanfictionCassiopeia'nin tek istediği vardı, annesine kavuşmak. Bunun için ise geçmişe gidip annesinin yaptığı yanlışların önüne geçmeye ve tarihi değiştirmeye karar verdi. Bunu yapmak için bir kaç yıl öncesine, cadı ve büyücülerin idam edildiği seneye gitmes...