Bu bölüm Elsa'nin anlatımdan olucak...
Dayım odamdan ayrılınca derin bir nefes alıp verdim. Sadece bir gün... Sadece bir gün içinde hayatım alt üst olmuştu adeta. İhanetler ve yalanlar... Bugüne kadar canımın hiç bu kadar yandığını hatırlamıyordum,en son beş yaşımda iken annemin ölümü için ağlamıştım. O gün dayımı da kaybetmekten deli gibi korkmuştum da. Neyse ki o gün babaannem kucağına almış o tatlı sesi ile ninni mırıldanarak uyutmuştu. Şimdi, yıllar geçti. Ve inararak yaşadığım gerçekler koca bir yılan çıkmıştı. Şimdi ne yapmam gerekiyordu? Hiç bilmiyordum. Dayımın bir suçu yoktu,sadece bir kurbandı. Birden tüm vücudumu tekrardan kin ve intikam ateşi ele geçirdiğini hissettim. Nefretim bu sefer babam ve dedemeydi,en çokta dedeme. Tüm bu yaptıkları, tüm bu olanların tek suçlusu var ise o da dedemdi.
Dedem hakkında pek fazla bir şey bilmiyorum doğrusu ama annem ile dayımı dahi zindana atacak kadar acımasız ve kalpsiz olduğunu biliyorum. Sarayda konuşurlar iken duymuştum, bu nasıl acımasızlıktı? Öz çocuklarını zinadana atmak? İnsan bu kadar kalpsiz olabilir miydi? Aklımda tüm bu düşünceler ile dolmuş ve başıma şiddetli bir ağrı girmesine neden olmuştu. Yeniden derin bir nefes alıp verdikten sonra yavaşça koca, tüy kadar yumuşak olan yatağımdan ayağa kalkıp odamda bulunan koca pencereye yaklaştım. Pencereden tüm Camelot'un güzelliğini net şekilde görülüyordu,henüz daha güneş batmamış ancak batmak üzereydi. En sevdiğim manzaralardan biri. Gökyüzünü aydınlatan güneş yavaş yavaş dağların arkasında bir yerde kayboluyor ve gökyüzü kırmızı bir pelerin giymiş gibi kırmızıya bürünüyordu gittikçe. Gülümsedim. Gözlerim bahçeye iliştiğinde bir kaç şövalye, gardiyanlar ve görevliler dışında kimse yoktu.
Açık pencereden giren soğuk rüzgar açıkta kalan tenime çarparak sıcak bedenimin üşümesine neden oluyordu,hemen pencereyi kapatmak şöminenin karşısına geçtim. Ateşin çıkardığı cızırtılı ses kulaklarima doldarken sadece ateşin dans eder gibi yanışını izliyordum. Kapımın tıklanmasi ile ayağa kalkıp,beyaz geceliğimin üzerine hızlıca pelerinlerimden birini geçirdim o sırada kapı açıldı ve içeri babam elinde yemek ile girmişti. Kaşlarımı çatıp pelerini çıkarıp bir kenara firlatirken babam yemeği koca,tahta masaya bırakmıştı.
"Aç değilim."
"Cassiopeia Elsa Morgana Pendragon Ambrosius."dedi babam bana doğru yaklaşırken,"Yapma böyle, sana gerçekleri anlatmadığım, yalan söylediğim için özür dilerim ama kendine zarar vererek cezalandırma beni."
"Canım yanıyor, daha hiç bu kadar yanmamıştı,"iç çektim,"baba, sen benim kahramanımdın şimdi ise... herşey çok değişti. Sadece bir gün içinde değişti, yıllarca bir yalana inanarak büyüdüm," bir kaç saniye sessiz kaldıktan sonra konuşmak için dudaklarımı yeniden araladım, "Tıpkı annem gibi."
"Biliyorum, canın yanıyor,bana kızgınsın ama seni bu hâlde görmeye dayanamıyorum."
"Sana kızgın değilim baba,sadece kırgınım. Ama keşke kızgın olsaydım, kızgınlık bir süre sonra geçiyor ama kırgınlığım geçmiyor."
"Üzgünüm."
"Olman bir şeyi değiştirmez baba."dedim, sandalye'ye doğru yürüyüp oturdum,masada duran şaraptan, gümüş bir bardağa doldurup dudaklarıma götürdüm ve bir kaç yudum aldım. Bıçak ve çatal yardımıyla koca tavuktan bir parça alıp ağzıma attım.
"Biliyorum kızım ama söz veriyorum bunu düzelteceğim."
"Nasıl? Annemi mi geri getireceksin? Ah bu imkansız, biliyorsun. Ölüleri diriltmek bizim için bile imkanı olmayan bir şey."
Odamda, yumuşak mum ışıkları altında, parlayan zümrüt yeşili gözlerim babamın göz alıcı, bebek mavileriyle buluştu. Derin bir nefes aldım, odamın sıcaklığı ve huzuru içime işledi. Masanın üzerinde duran yemeğimi yavaşça yemeye başladım. Babam yemek yediği görünce gülümsedi ve sadece sessizce izlemeye başladı. Yüzünde, içten bir mutluluk ifadesi belirdi ve dudaklarındaki kocaman bir tebessümü sanki mümkünmüş gibi daha da büyüdü. Birkaç dakika boyunca birlikte sessizce vakit geçirdikten sonra, babam odadan ayrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pendragon Mirası: Ejderha Leydisi
FanfictionCassiopeia'nin tek istediği vardı, annesine kavuşmak. Bunun için ise geçmişe gidip annesinin yaptığı yanlışların önüne geçmeye ve tarihi değiştirmeye karar verdi. Bunu yapmak için bir kaç yıl öncesine, cadı ve büyücülerin idam edildiği seneye gitmes...