Kendinize verdiğiniz sözleri tuttuğunuzda ne kadar iyi hissettirdiğini bilseydiniz, bunu yapmak için iki kat daha çok çalışırdınız.
Ben amaçsız ve başıboş biriyken hayatıma uğruna savaşabilecek insanlar sokmuştum ve bu iyileşmeme en çok yardım eden şey olmuştu.
İlk hedefim olarak Ryujin'i o evden kurtarmıştım. Şu an üniversite okuyordu. Hayallerindeki bölümü kazanmıştı.
Sonrasında kendim iyi bir iş bulup çalışmaya başlamıştım. Yeterli bir miktar para kazandıktan sonra Namjoon'un evinden ayrılıp kendime bir ev tutmuştum.
Jimin... O da benim gibi bardan ayrılmış ve çalıştığım kafede garsonluk yapmaya başlamıştı. Artık bara sadece eğlenmeye gidiyorduk.
Taeil hala barmenlik yapıyordu ve işinden gayet memnundu zaten. Barda çalışmasına rağmen kendisini asla bozmayan biriydi o ezelden beri. Onunla gurur duyuyordum.
"Güzelim 6. masanın siparişini alır mısın? Tuvalete gitmem gerek."
Jimin hoplaya zıplaya konuştuğunda söylemese de tuvaletinin geldiğini anlayabiliyordum.
"Alıyorum hemen bebeğim."
Yanağımdan makas alarak lavoba tarafına doğru koltuğunda başımı sağa sola sallayarak gülümsedim ve sözü geçen masanın siparişini aldım.
Mesaim bitmek üzereydi. Yaklaşık yarım saatim kalmıştı. Saat geç olduğundan çok fazla insan da gelmiyordu. Bu yüzden Jimin ile beraber biraz tembellik ediyorduk.
"Anlamıyor musun? Tavuk yumurtadan çıkar işte."
Tanrım...
"Ya Jimin hayır dedim sana. Yumurta tavuktan çıkar. Yumurtadan çıkan tavuk değil civciv bir kere."
"Civciv büyüyünce inek mi oluyor?"
Her zamanki gibi mükemmel zekaya sahip olan canım arkadşıma hayretle baktım.
"Sana daha fazla laf anlatmayacağım."
Bana dil çıkardığı sırada telefonuma mesaj gelmişti ve o tabiki bunu da kendisine bağlamıştı.
'Dil çıkardım bildirimlerin açıldı' gibi saçma sapan bir şeyler geveliyordu. Elbette onu takmak yerine sevgilimden gelen mesaja tıkladım.
Kafenin önünde arabasıyla beklediğini haber veriyordu. Bugün hep birlikte Taeil'in yanına bara gidecektik.
"Namjoon gelmiş. Ben çıkıyorum bebeğim. Sen de çıkınca oyalanmadan gel olur mu?"
Göz devirerek yanağıma dolgun dudaklarıyla sulu öpücüklerinden kondurdu.
"O mükemmel(!) sevgilin beni almıyor değil mi?"
"Senden hoşlanmadığını biliyorsun."
Tekrar gözlerini devirerek önlüğünü çıkardı.
"Hı hı. Seni elinden alırım diye korkuyor salak."
Kahkaha attım ve saçlarını karıştırdım. Bana onun yanında normalde olduğundan daha sırnaşık davranırsa korkardı tabii.
"Görüşürüz aşk."
Uzaktan bir öpücük attığında kafeden çıktım ve Namjoon'un arabasına binerek yanağına hızlı bir öpücük kondurdum.
"Yine o civciv kılıklı sana mı yürüyor?"
"Hey! Bana yürüdüğü falan yok, paranoyak."
Gülerek başını sağa sola sallayarak arabayı çalıştırdığında, Jimin konusunda sadece dalga geçtiğini ve ciddi olmadığını bir kez daha anlamıştım.
Biricik arkadaşımın sinirlendiğinde suratına yapışan sevimli ifadeyi görmek hepimiz gibi onun da hoşuna gidiyordu sadece.
"Cidden almıyorsun çocuğu ya, kötüsün bazen he."
Güldü ve başını tekrar sağa sola salladı.
"Ona iyilik yapıyorum. Her gün otobüs durağının önünde 'güya karşılaştığı' kız için. Ondan hoşlanıyor."
Taeil ile Ryujin sevgili olduğundan beri -evet sevgili olmuşlardı- o da biri arayışına çıkmıştı, kıskançlığına. Ama sonunda pes etmiş ve işine bakmıştı. Fakat o kızı gördüğünden beri çok sevdiği yaksi lüksünü bırakıp her yere otobüsle gitmeye başlamıştı.
"Ders çalışmıyor olsaydı Ryujin de bizimle gelirdi."
Söylediğine dudaklarımı büzerek karşılık verdim. Söyleyecek bir şeyim yoktu çünkü dersleri her şeyden önce geliyordu onun için.
Barın önüne geldiğimizde arabayı durdurdu ve inip el ele girdik içeri.
Bu bar bizim için özel olan o yerdi; ilk tanışılan yer.
Birlikte her zamanki masamıza oturduğumuzda anında yanımızda biten canım arkadaşıma sarıldım.
"Hoşgeldiniz güzelim."
Taeil yanağıma minicik bir öpücük konudurup Namjoon ile de özel el selamlaşması gibi anlamadığım bir şey yaparak oturmuştu.
"Jimin'im nerde benim?"
"Otobüste."
Namjoon'un söylediği şeyle Taeil kocaman bir kahkaha attığında göz devirmemek için kendimi tutmamıştım.
Çocuk aşık olmuştu işte, ne vardı bunda dalga geçilecek?
Onlar gülmeye devam ederken görüş açıma Jimin ve yanında bir kız girince gözlerim kocaman olmuştu. Bunun o duraktaki kız olduğuna yemin edebilirdim.
"Şşt, susun! Geliyorlar."
İkisi yanımıza geldiğinde küçük bir tanışma geçirip kızın gerçekten duraktaki olduğunu öğrenmiştik.
Sonunda istediğini almıştı. İsminin Jewool olduğunu öğrendiğmiz kız tam bizim kafadaydı ve aşırı hoşuma gitmişti.
O gece bizim için son derece eğlenceli geçmişti. Ryujin'in eksikliğini hissettiğimiz bir an bizi görüntülü aramasıyla o da yanımızda gibi saatlerce sohbet etmiştik.
Kang Mikyung hep hayalin kurduğu şeye kavuşmuştu; gerçek sevgiye.
Bu dostluğumuzun ve sevgimizin sonsuza kadar sürmesini dileyerek benim evimde gözlerimizi kapatmıştık hep birlikte. Evet, Jewool ve Ryujin de bizimleydi.
Hayatımızın diğer çok güzel günlerinin başlangıcı olmasını umduğum o gece, gerçekten öyle olmuştu.
Biz bu altı genç sonsuza dek sevgi gibi güçlü bir bağ ile bağlı ve mutlu yaşadık.
*
*
*
*
*
Sevgilerimle~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masochist • Kim Namjoon ✓
Short Story!Bu hikaye çoğunlukla başrol kızın yaşadıklarını ele almaktadır! ... Mikyung kendi vücuduna zarar vermekten zevk alan bir mazoşist, başını belaya sokmaktan başka işi olmayan bir gençti. Namjoon ise gündüzleri yardımsever bir zengin, gece ise herkesi...