O olaydan sonra Jimin'i dakikalarca arasam da biricik arkadaşımdan hiçbir iz yoktu. Bu da çoktan o odalardan birine gittiğini gösteriyordu.
Neyse ki birazcık şanslı günümdeydim de Taeil yardımıma koşmuştu.
"Bir buçuk saatin kaldı zaten. İdare ederim seni, git hadi."
Gülümseyerek önlüğümü boynumdan çıkardım ve omzuma asarak kollarımı açtım.
"Sarıl bana."
Gözlerini devirdikten sonra gülümseyip bana sımsıkı sarıldığında karşılığını elbette almıştı. Yani sarılmak isteyen bendim sonuçta, herhalde karşılık verecektim. Neyse.
"Sen bir tanesin Taeil."
"Evet evet. İnanılmazım, eşsizim, çok yakışıklıyım, herkesin hayalindeki erkeğim, ses tonumdan bile mükemmellik akıyor. Biliyorum bunları."
Yüzüme iğrenirmiş gibi bir ifade yerleştirdim ve kollarından ayrılıp ona baktım.
"Hiçbirini söylemeyecektim."
Hı hı, kesin öyledir adlı bakışlarıyla bana arkasını dönerek işinin başına döndü ve ben de soyunma odasına gidip eşyalarımı aldım. Ardından çıkışa doğru ilerledim.
Taeil'e el salladıktan sonra sonunda kendimi bardan dışarı atmış ve çokta uzak olmayan eve doğru yavaş adımlar atmaya başlamıştım.
Bugün Jimin ile aramızda geçen küçük ama etkili konuşmayı düşünüyordum.
* "Kollarına ne oldu yine Mikyung?"
"Kedim işte Jimin. Daha önce de söyledim."
"Ama yalan söylüyorsun. Bu bir kedi olamaz. Nerde görsem tanırım, kadın tırnağı işte. Seni bir kadın yırtmış."
"Hah, saçmalama."
"Bak, sadece üç seçeneğimiz var. Bir; düşmanın olan bir kadın var ve seni her fırsatta hırpalıyor. İki; eşcinselsin ve bir kadınla yatıyorsun, o da seni yırtıyor. Üç; mazoşist falansın ve kendini tırnaklıyorsun."
"Yok öyle bir şey! Kendime neden bunu yapayım!?"
"Ne bağırıyorsun ya? Bir sorun varsa yardım etmek istiyorum işte. İyilik yaramıyor sana da. Hem niye sadece o seçeneğe takıldın ki sen?"
"Şey, en son onu söyledin ya. Ondan ben, ya aman neyse! Gidiyorum ben. İşine bak sende oynama." *
Yaptığım şey herkese saçma ve yanlış gelebilirdi. Belki de gerçekten öyleydi. Ama beni rahatlatıyordu. Bu yüzden yapmaktan vazgeçmeyecektim.
Sadece öncesinde aldığım kararı %100 uygulamam gerekiyordu. Görünen yerlerimi değil de görünmeyen yerlerimi yaralamam gerekiyordu.
Bir süre daha yürüdükten sonra eve geldiğimi farkettim ve nasıl bu kadar hızlı olduğunu sorgulamadan içeri girdim.
Direk duşumu alıp hızlıca giyindim ve yatağıma girdim. Oldukça yorgundum. Direk uyumak istiyordum.
Bir sağa bir sola derken saat neredeyse sabaha karşı dört olmuştu ama ben bir türlü uyuyamıyordum. Yorgun olduğuma emindim ama olmuyordu işte.
Şu aptal "Kim Namjoon" ismi kafamda dönüp duruyordu.
Asla korku yoktu içimde. Ama sanki büyü falan yapmıştı it. Kafamda adı fısıldanıp duruyordu, hemde kendi sesiyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masochist • Kim Namjoon ✓
Short Story!Bu hikaye çoğunlukla başrol kızın yaşadıklarını ele almaktadır! ... Mikyung kendi vücuduna zarar vermekten zevk alan bir mazoşist, başını belaya sokmaktan başka işi olmayan bir gençti. Namjoon ise gündüzleri yardımsever bir zengin, gece ise herkesi...