Karanlığın içinden bir genç ortaya çıktı. Aylardır dünyadaki lanet olası zindanın en üst katına çıkmaya uğraşıyordu. Gencin yanına bir kız yaklaştı ve ona bir şeyler söyledi. Kömür rengini almış, beline kadar uzanan saçları olan genç kafasını çevirdi ve kıza bir şeyler dedi. Sadece iki üç cümlesiyle kızın arkasındaki ordu korkudan titriyordu. Genç gözlerini orduya diktiğinde korkutucu sarı gözleri ile karşılaşan birçok asker daha savaşamadan yere düştü ve kalbi durdu.
Gencin boş bakışlarını arkasında yerde kanlar içinde duran adama odaklandı. Adamın zar zor konuşuyordu ve yüzünde sadece bir gülümseme vardı. Adam, gence bakarak adeta onun için taptığı belirtiyordu. Onun buraya gelmesiyle sanki annesini görmüş bir bebek gibi mutluluklar saçıyordu. Genç geriye döndü ve yavaşça adımlarını atarken adamın dibine kadar geldiğinde arkasında kalan bütün bir ordu onu izliyordu. Kimse hareket etmeye cesaret edemiyordu.
Gencin ağzından bir cümle çıktı "Acıdan kurtulmak istiyor musun?" adam karnındaki yaranın yavaşça iyileştiğini görüyordu. Adamın ağzından bir kelime çıktı "Evet." gencin yüz ifadesi en başından beri soğuktu. Yavaşça eğildi ve adamın kafasını tutmasıyla gencin bütün damarları simsiyah olmuştu. Üst tarafındaki kıyafetlerinin olmamasıyla bu görüntü çok korkutucuydu. Kan dondurucu sahneleri bütün bir dünya adeta izliyordu. Gencin avucundan adamın kafasına karanlık enerji akmasıyla adamın gözlerinden siyah sıvılar süzüldü. Anında ölüm..
Genç elini adamın kafasından çekti ve daha demin kendisiyle konuşan kıza doğru ilerledi. Kız hemen adımlarını geriye doğru ilerledi. Kaçmak için ordusunun yanına gitmeyi düşündü ancak genç çoktan onun boğazından yakalamıştı. Genç, kızın ordusuna bakarak sessizce bir şeyler söyledi. Ancak sessiz söylemesine rağmen etraftaki sessizlikten dolayı bütün ordu ve yakındaki iki şehir bu sesi duymuştu. Bütün uyuyan bebekler ağlamaya başladılar. Gökyüzündeki güneşin ışığı söndü ve dünya kapkaranlık oldu. Herkesin tek gördüğü bir şey vardı. O da gencin sarı gözlerinden çıkan ışık yüzünden gördükleri tek şey tepede duran gencin vücudundaki simsiyah damarlardı. Bu çift göz onlara baktığında zeminden çıkan siyah eller bütün askerlerin ruhlarını yuttu.
Gencin bedeninden bir enerji patladı. Boğazını tuttuğu kızın geride bir uzvu dahi kalmamıştı. Genç avuç içine baktı. Tekrar bir alem atlamıştı. Genç kahkaha atmaya başladı. Kahkahalar eşliğinde güneşe doğru baktı. Bu kahkaha mutluluk içermiyordu. Tam tersine kötücül bir aura yayıyordu. Bir iblisi bile titretecek kadar habis bir kahkahaydı! Genci izleyen zindanın üst katında bulunan kişiler korkudan titrediler. O canavarın üst kata çıkması için tek engel kalkmıştı! Onu kışkırtan birçok insan artık ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Şu anda düşündükleri şey kendilerinin nasıl bir ölüm isteyecekleriydi..
AÇIKLAMA
Yayımlayacağım tarihi henüz kararlaştırmadım. Bu yüzden ön izleme yayımlamak istedim. Ayrıca ne kadar kararlaştırmamış olsam da çok uzun beklemeyeceğinizi ve yakın bir zamanda yayımlayacağımı belirtmek istiyorum.
Uzun soluklu bir seri olacağından desteğinizi bekliyorum.
Bu zamana kadar yorumlarla, oylarla ve okunma ile beni desteklediğiniz için teşekkür ederim. Sağlığınıza dikkat edin, iyi ve mutlu günler dilerim (:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN ÇOCUĞU
FantasyIşık, görkemini göstermek için karanlığa ihtiyaç duyar. Karanlığın ise buna ihtiyacı yoktur... Kahramanların ve canavarların var olduğu bir dünyada yaşayan Orion Andreas, çocukluğundan beridir sadece kahraman olmak için sıkı çalıştı. Kendisine yapıl...