Merhabalarrr🐾
Bu bölümü yazarken tüm duygularımı aktarmaya çalıştım umarım siz de o duygulara ulaşırsınız <3
Kitabın bölümlerini atmak için bir düzenleme ayarlamayı düşünmüyorum ki öyle yapsam da o plana uyamıyorum. öyle yazdıkça atıcam bölümleri.
Neyse size iyi okumalarrr🍓
Umarım beğenirsiniz💖
______________
Karakoldaydım. Polisler etrafımda bir şey dememi bekliyordu. Onlara katili buldurabilecek bir şey. Ancak tek kelime edemiyordum.
Eğer o kadar şeyi demeseydim hiç bir şey olmayacaktı. Suçluydum. Babamın elinde öylesine tehlikeli bir alet varken, susmalıydım.
Velayetim annem öldüğü için doğrudan babama verilmişti. Beni bu sabah almaya gelecekti. Muhtemelen bir gün önce gördüğü kızını, yıllardır görmemiş gibi tepki verecek şüphe uyandırmayacaktı. Oraya gidemezdim. Konuşmalıydım ama dudaklarım güçlü bir yapıştırıcı ile yapışmış gibi birbirinden ayrılmıyordu. İki polis memuru son umut yanıma geldi.
"Defne bize bir şeyler söylersen sana yardımcı olabiliriz." Dedi. Uzun boylu kumral polis. Kahverengi gözlerinin en içine baktım. Bana acıyordu. Kahve gözleri bir şeyler demem için haykırıyor beni boğuyordu. Kafamı çevirerek göz temasını kestim. Canım yanıyordu.
"Annenin katilini en kısa zamanda yakalayabiliriz. Çevredeki tek bir insanın ağzını bıçak açmıyor." Dedi kısık çıkan sesiyle. Anlamıyorlardı. Konuşmak istiyordum ama dudaklarım bedenimden bağımsız artık çalışmıyordu. Gereksiz bir organ olmuştu. Biraz daha konuştular ama pek etkili olmadıklarını anlayıp gittiler. Buradaki komiserin gözündeki kararlılığı görmüştüm. Sanki ona söylesem babamı bir tek o yakalayabilirmiş gibi hissettim. Ona itiraf etmek istiyordum o bana yardım ederdi. Nasıl olsa koskoca komiser olmuştu. O komisere kısacık sürede ısınmıştım. Aradan kısa bir süre geçtiğinde, kelepçeli bir adamı sorgu odasına doğru götürüyorlardı. Odaya bir memur girdi.
"Komiserim katil yarım saat önce itiraf etti suçunu. Sorgu odasında şu an." Dedi. Komiser bunu duyar duymaz ayaklandı ve kapıya doğru sert adımlar atarak ilerledi. Benimle ilgili olmalıydı. Ancak babam asla itiraf etmez ki suçunu. Bende ayaklanıp komiserin peşinden gittim. Komiser, geldiğimden beri ruhsuzca oturduğum için böylesine seri ayaklandığıma şaşırmış olmalıydı ki siyah gözleri irice açıldı. Kalın dudaklarını aralayarak bana hayatımın en gereksiz cümlesini kurdu.
"Burada kalmalısın Defne..." dedi ve seri adımlarla odadan çıktı. Boşuna gereksiz demiyordum çünkü dinlemeyecektim. Dinlemelisin Defne! En son birinin lafını dinlemediğinde kendini karakolda buldun... birinin lafını dinlemem ve dinlememem gereken vakitler vardı. Şu an oldukça sakindim ve mantıklı düşünebilirim. Sakin misin? Yoksa öyleymiş gibi mi yapıyorsun? Sus! O sorgu odasına gideceğim ve katilin babam olduğunu söyleyeceğim. Hızla kapının kulpunu çevirdim ve odadan çıktım. Hızlı ve bir o kadar da sert olduğuna inandığım adımlarla sorgu odasının kapısına geldim. Hiç düşünmeden kapıyı açtığımda karşımda hiç ummadığım biri vardı. Komiser ile fısıldayarak konuşuyordu ve beni fark etmemişti.
"Bu olayın duyulmamasını istiyorum Hakan." Dedi babam keskin bir dille. Komiserde Bunun kendisine verilen en önemli işmiş gibi hafif gülümserken kafasını salladı. Gözlerim yanıyordu. Az önce nedensizce güvendiğim adam babamın tarafında mıymış? Tabi öyle olacak defne! Sen hayatında güvenebileceğin tek kişiyi kaybettin... nefes alış verişlerim hızlanırken dikkatleri kendi üzerime çektim. Komiser çatık kaşlarının altındaki afallamış gözlerini saklamak istermiş gibi kafasını başka yöne çevirdi.
Babam bana ifadesiz bir şekilde bakarken derin bir nefes çekti içine ve komisere döndü. "Eski eşimin katili yakalandığına göre artık kızımla evime gitmeliyim" dedi. Sesi itiraz cümlelerini kabul etmeyen keskinlikte. Yutkundum. Gözümden bir damla yaş yavaş yavaş yanaklarımdan akıyor çeneme ulaştığında intihar ederek bu hayattaki varlığına son veriyordu. Belki ben de öyle yapmalıydım ve sonuna yaklaştığımı hissettiğimde gitmeliydim bu hayattan. Bunu yapmamalısın Defne! Biricik annenin intikamını almadan nereye gideceksin? Doğru. O intikamı alacaktım. Bu hayattaki yaşamak için tek gayem intikam olacaktı. İntikamımı aldığımda zaten yaşama sebebim kalmayacak ve ebediyen gideceğim bu hayattan. Komiser babama kafasını sallarken konuşmayı da ihmal etmedi.
"Tabi efendim. Siz nasıl isterseniz." Dedi memnun bir sesle. Babam hiç bir şey demeden bana doğru gelmeye başladı. Eğildi ve ela gözlerini yeşil gözlerimin en derinine sapladı. Onun karşısında ki dünkü kaplan gitmiş kedi yavrusu kalmıştı. Nefes dahi alamıyordum. Elalarını yeşillerimden çekmezken komisere yönelik konuştu.
"Herhangi bir şey dedi mi?" Dedi sesinden merak vardı. Komiser memnun bir ifadeyle gülümserken cevap verdi.
"Hayır efendim. Herhangi birine bu olayla ilgili bir şey demek bir yana dursun, ağzını açıp tek kelime bile etmedi." Dedi düz ama neşeli çıkan sesiyle. Sinirlendim. Ben böyleyken neşeli sesi öfkemi harlamıştı. Babam bunu doğrudan anlamış ve başını komisere dönmüştü. Kaşlarını çatarak onu doğrudan tehdit etti.
"Ses tonundaki duyguya hakim ol yoksa o duyguyu bir daha yaşamayacağını garanti ederim Hakan!" Dedi hiddetle. Adının Hakan olduğunu öğrendiğim komiserin yüzü bozulurken döndü ve bakışlarını boş duvara sabitledi. Az önce de odada o komiserin ismini duymuştun Defne! Duymuş muydum? Fark etmemiş olmalıydım. Hakan komiser siyah gözlerini babama dikerek konuştu.
"Ya katilin siz olduğunuz ile ilgili bir şey söylerse birine?" diye sordu. Sesi az önce azarlanmanın verdiği korkuyla kısılmış ama bir o kadar da meraklı çıkmıştı.
Babam üç kere 'cık' ladı. Ela gözlerini yeşillerime dikmiş gözlerimin en ince ayrıntısına kadar ezberlemek ister gibi derince bakıyordu babam. "Kızımın herhangi bir psikolojik sorunu yok Hakan! Eğer ki böylesine bir yalanı gördüğünü iddia ederse korkarım ki iyi bir tımarhane bulmalıyım. Umarım kızımı iyi tanıyorumdur ve hiç psikolojik sorunu yoktur." Dedi elaları alev alıyordu. Gözlerimden yaşlar akıyordu. Babam tarafından ilk defa tehdit ediliyordum. Evet canımı bir çok defa yakmıştı. Anneme hem psikolojik hem de fiziksel şiddet uygularken, annemin yanması için yarattığı ateşte benim de parçalarım alev alıyordu. Ama ilk defa doğrudan tehdit etmişti beni babam. O kurduğun cümlelerden sonra artık onun tatlı kızı olma imkanın Yok Defne! Böyle bir şey istemiyordum zaten, o benim biricik babam olmayı bırakalı yıllar olmuştu. Benim de onun tatlı kızı olmadığımı anlaması gerekiyordu ve anlamıştı da. Hafifçe başımı aşağı yukarı salladım. Korkuyordum. Babamdan hiç olmadığı kadar çok korkuyordum. Bu canımı daha da yakıyordu. Korkmaktan nefret ediyordum. Bunca zaman her ne olursa olsun korkularımı yenmek için üstüne gitmiştim ve yenmiştim. Peki babamı nasıl yenecektim? Ondan intikam alacağız biz Defne! Bu korkunu da yeneceksin. Evet yenecektim korkumu. Babamın dudakları kafamı sallamam ile eş zamanlı olarak yukarı kıvrılmıştı.
"Hadi o zaman evimize gidelim kızım..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM
Horror"seni sevdiğimi söylemem mi? Komik olma seni neden seviyim ki? Kimsin sen! Hangi konumla bu cümleleri kurabiliyorsun!" Dedim hiddetle. Dolan gözyaşları firar etti. "B-babanım..." dedi. Kahkaha atmaya başladım. "Sen o konumu hiç elde edemeden kay...