4•

730 40 23
                                    

Rutin hayatlarını yaşayan Suna çifti yine antrenmanlarına gitmek için evden çıktılar. Bu süre içinde Naori okulunu bitirip diplomasını da almıştı. Aynı zamanda milli takıma çıktıkları için de hem kulüp hem takım antrenmanları yoğunlaşmıştı.

"Sen önden git istersen. Ben bi anneme gideceğim." Dedi Naori. Suna onun beline sarılıp boynuna bir öpücük bıraktı.

"Tamam aşkım. Spor salonunda görüşürüz."

Naori ona el salladı ve arabasına bindi. Miya evine giderken tanıdık bir arabayı gördü kapının önünde. Miya Atsumu ve Miya Hana da çocuklarını babaannelerine getirmişlerdi. Naori gıcıklık olsun diye Atsumu'nun hemen arkasına arabayı çekti ve aşağı indi.

"Günaydın Hana aşkım, abim, annem ve bal çocuklarım."

"Sana da günaydın cadı." Diyerek ona sarıldı Atsumu. Uzun süredir görüşemiyorlardı ve birbirlerini özlemişlerdi. Naori de ona sıkıca sarıldı.

"Çok özlemişim sizi abim."

"Biz de seni özledik." Ardından Hana'ya da aynı şekilde sarıldı ve annesine getirmesi gereken poşeti verdi.

"Sizin de idmana gideceğinizi varsayıyorum?" Miya çifti ona kafa salladı.

"Gideriz peş peşe."

"Tamam. Ben arabayı çekeyim de geri geri gidicem diye çarpma çocuğuma." Dedi ve direksiyona geçti Naori. Spor salonunun kapısından içeri girdiklerinde Atsumu'nun aşina olduğu bir yüz çıktı karşılarına.

Takashi Reiki, dünya çapında tanınan, başarılı voleybol hakemlerinden biriydi. Aynı zamanda ikizlerin 1. yıl oldukları zaman takım arkadaşıydı.

"Takashi!" Dedi Atsumu ve büyük bir sevinçle sarıldı arkadaşına.

"Bu ne güzel bir sürpriz böyle. Çok özlemişim seni."

"Teşekkür ederim Miya. Hiç değişmemişsin, eskisi gibi yakışıklısın." Atsumu ona gülümsedi ve Hana ile Naori'yi gösterdi.

"Karım ve kız kardeşim ile tanış. Senin gittiğin yıl okula yerleştiler, o yüzden hiç karşılaşmadınız."

"Senin kız kardeşin de mi vardı? Samu ne oldu?"

"Samu da var. Bu bizim bir yaş küçük kardeşimiz. Küçük Miya diye tanınan bu."
Naori adam ile el sıkıştı ve gülümseyerek konuştu.

"Merhaba. Naori ben."

"Bir 'Küçük Miya' olduğunu biliyordum ama onu hep ikizlerden biri olarak düşünmüştüm." Naori bu durumu biraz garipsese de bozuntuya vermedi. (Göte bak nasıl tanımazsın Küçük Miyamızı)

"Yok yok. Onlar 'Efsanevi Miya İkizleri' olarak geçiyorlar. Küçük Miya benim."

"Memnun oldum Naori-san." Ardından Hana ile de tokalaştılar ve salondan içeri girdiler.

Antrenmanlar başladığında, Takashi kızların sahasındaydı. Sporcuların artılarını ve eksilerini antrenörler ile birlikte bulmaya çalışıyorlardı.

Naori Hana'nın kaldırdığı pasa kusursuz bir şekilde vurdu ve sayı aldı. Takashi ise bu smaçtan pek memnun kalmamıştı.

"Naori." Adının seslenmesi ile birlikte Naori arkasını döndü.

"Üzgünüm, Naori diyebilirim değil mi?"

"Naori, Naori-san, Miya, Suna... fark etmez." Takashi son söylediği ismi pek anlayamamıştı ama bozuntuya vermedi.

"Peki, smacı avucunun içi ile vurdun yanlış görmediysem."

"Başka nasıl sert ve etkili vurabilirim ki?"

Küçük Miya (Suna Rintarou)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin