6• (Hana x Atsumu)

641 37 179
                                    

Viyuviyuyorumyazsanızçolgüzeloluraslındaviyuviyu
"Sayın başkanım, Bay Zack. Transfer isteğinizi anlıyorum ve saygı duyuyorum." Dedi Atsumu toplantı masasında Amerika ve Japon voleybol federasyonlarının başkanlarına bakarken. Biliyordu, Amerika'ya transfer olursa iki takım arasındaki buzlar eriyecekti.

"Ancak takımımızda daha yetenekli sporcular var. Ayrıca özel hayatım var. Karım ve çocuklarımı burada bırakıp Amerika'ya gitmek istemiyorum. Eşim bir süreliğine maçlardan men edildiği için de şu an sadece ben çalışıyorum evde. Dolayısıyla bu talebi reddediyorum."

"Takımımız çok iyi Bay Miya." Dedi Amerika başkanı elindeki dosyalara bakarken. "Ancak standartlarımızda iyi yetişen pasörümüz yok. Bu noktada çok işimize yararsınız."

"Neden Kageyama-kun değil de ben? Bunu istemediğimi günlerdir keskin bir dille söylüyorum ama inatla ısrar ediyorsunuz."

"Miya-kun, kariyer planlaman başarılı olsun istiyoruz sadece."

"Ben kariyerimdense ailemi tercih etmeyi istiyorum başkanım. Üzgünüm ama bu teklifi kabul etmeyeceğim." Ardından koluncaki saate bakarak ayağa kalktı.

"Gitmem gerekiyor. İyi günler." Sinirle kendini dışarı attığında gitmesi gereken tek yer biliyordu.

Onigiri Miya.

Kardeşinin dükkanının önüne arabasını çekip yürümeye başladı. Kapıdan sessizce girip seslendi.

"Samu? Burada mısın?" Mutfaktan gelen Osamu kardeşini görünce gülümsedi ve sarıldı.

"Hoşgeldin kardeşim." Atsumu ikizinin sarılmasına karşılık verdi.

"Geç otur şöyle. Yüzünden düşen bin parça. Anlat bakalım ne oldu?" Atsumu sabahki toplantıyı kardeşine anlatmaya başladı. Osamu destek amaçlı elini onun dizine koydu.

"Çocuklar ve Hana için endişeleniyorsan merak etme. Onlar benim de çocuklarım. Her türlü desteğe hazırım."

"Sana güveniyorum Samu. Tek bu olsaydı zaten onları sana emanet edip giderdim. Ama ben onların büyüdüklerine şahit olmak istiyorum. Hep beraber oraya gitsek de kuzenlerinden, yeğenlerinden uzak büyüsünler istemem. Şu anki yaşantımızdan memnunuz. Neden bir değişikliğe gidelim ki?"

"Sen öyle diyorsan öyle olsun. Dilerim sana düşman kesilip saçma bir şey yapmaya kalkışmazlar."

"Umarım." Kolundaki saate bakıp ayaklandı.

"Ben gideyim artık."

"Bekle bi." Mutfağa gidip elindeki poşetle geri geldi.

"Ako sabah Hana'nın telefonundan beni arayıp yemek siparişi verdi. Bunu onlara götür ikisi de yesinler." Atsumu kızının bu hareketine gülümsedi. Cüzdanını çıkarmaya yeltenecekti ki Osamu kolunu tuttu.

"Sakın. Amcalarından hediye."

"Olmaz böyle."

"Olur olur. Sen karışma hem. Bu yeğenimle benim aramda. Para istesem ondan alırdım." Atsumu ona gülümsedi ve tekrar sarıldı.

"Konuştuğumuz gibi. Dikkatli ol. Bir açığını yakalayıp seni zorlayabilirler."

"Olurum." Vedalaştılar ve Atsumu eve doğru gitti.

Kapıyı anahtarla açıp içeri girerken müzik sesi ve çocuk gülüşleri kulağına doldu. Üstündekini çıkarıp oturma odasına girdiğinde çocuklarını ve Hana'yı dans ederken buldu. Çocuklar onu görünce ince bir çığlık atıp yanına koştular.

"Aşklarım benim!"

"Bıba!" Kollarıya onların minik bedenlerini sarıp yanaklarını öptü. Hana da müziği durdurup aile sarılmalarına katıldı.

Küçük Miya (Suna Rintarou)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin