Hanımkız'ın Not Defteri

Güncel 'Yusuf' Masalı

Mısır ve Nil'in ruh eşi olduğunu bilir misin? -Maria

"Islam, aşka değil, aşkın ahlaksızca yaşanmasına karşıdır." diyen, "Aşk için, biraz(!) fedakarlık gerekir." dedirten, 2008 yılı, Endonezya yapımı, 11 Eylül'e de gönderme yapan, romandan uyarlama bir film Ayat-Ayat Cinta/Verses of Love/Aşk Ayetleri

Mısır El-Ezher'de burslu okuyan esas oğlanımız Endonezyalı Fahri, Türk asıllı Alman vatandaşı zengin Aisha, Fahri'nin komşusu Mısırlı Hristiyan Maria, okul arkadaşı Nurul, -ne desem bilemedim- Noura ve tabii ki aşk, sevgi, gurur(kibir), iftira.. sonrasında olaylar olaylar..

-muhtemelen izlemişsinizdir ama izlemeden okursanız, "enee ben izlememiştim ki bunu neden söyledin" diyebilirsiniz-

Muhteşem bir film. Neden "romanını okuyamadan izledim" diye yakınmıştım ilk izlediğimde. (Annemlere, sonra da altyazılı film izlemekten nefret eden eşime zorla izletmiştim. Okulda bile izlemiştik! -tamam sadede geliyorum. kızmayın-) Takılmadığım (tabi bunlar asla eksi sayılmaz :)) noktaları yok diyemem.

Sıcak bak(tırıla)madığımız "çok eşlilik"; kızların yazdıkları aşk mektupları (kriz geçirtebilir); Fahri'nin annesini arayıp "Evleneceğim." dediğinde, kadının "Olmaaaz! Burda kız mı kalmadı! Bak karşı komşunun torunu cok hoş!!!" dememesi....vs.

Eksileri olmamasının yanında artıları, verdiği dersleri olan bir film.

Mesela nikahları, "düğün nasıl yapılır"a mükemmel bi' örnekti. (kaç gece öyle bir düğünün hayaliyle yatıp kalktım ama tabi gül yaprakları yağmadı üzerime)

Otobüsteki (metro da olabilir) Amerikalı'ya, Müslüman kadının yer vermesi, "siz bizi terörist, biz sizi misafir görüyoruz" der gibiydi (gibisi fazla).

Fahri'nin hocasıyla olan muhabbeti, mektuplarını çekinmeden emanet etmesi (etmez olaydııı) derdini anlatması..

Aisha'nın "herkes için" yaptığı fedakarlığı.. (kendimi Aisha'nın yerine koyup, "yapar mıydım" diye sormadım desem, yalan olur. elbette sordum ama cevaba varamadım. izleyip kendinize sorarsanız cevabı merak eden biri var burada :))

Fahri'nin Maria ve Aisha arasında bocalaması, 'adaleti' gözetmesi (evet en güzel yeri burasıydı bence :))

Yaptığı iyiliğin karşısında iftiralarla düştüğü mapushane de aldığı ders.. Hz. Yusuf'a benzetilmesi(ne ağladım ama).

Flörte karşı mektupların yer aldığı filmde, Fahri'ye (duyan der ki, "kainat yakışıklısı" seçilmiş!) verilen onca mektuptan biri, okul arkadaşı Nurul'un (ki ana-babası Fahri'ye, kızımızla evlen aşkından harap oldu diyor ama esas oğlumuz kabul etmiyor) yazdığı mektubu:

'Nazik kalpli bir adama...

Uzun zamandır acıdan başka birşey tatmadım.

Acı çekerek kararmıştım.

Allah'tan başka kalbimde kimse yoktu.

Ama sen nurunla geldin.

Sana yakın olmak istiyorum.

Öptüğün bir alnım,

Sildiğin gözyaşlarım olsun istiyorum...

Her zaman senin nurunun özlemini duyan birinden.'

(ne kadar masum değil mi ^^)

Ve son olarak yukarıda filmden kareler ve filmin şarkısı var. Şarkının çevirisini cok aramıştım ama bulamamıştım sonra bi arkadaşıma çevirtmiştim :) Bilmiyorum, belki şimdi bulunabilir. Vizyona girdiğinde Titanic'in rekorunu kırmış, Titanic'le kıyaslanamayacak bir film. Her yönden. Velhasıl kelam, ben çok sevdim.

Sahip olmakla, ruh eşi olmak farklıymış. -Maria