five

1.3K 146 92
                                    

oncelikle yazdigim igrenc duz yazi icin ozur diliyorum ama maalesef biraz daha gelecek 👎👎

gaye benziosun heeseung

mrb beyler
nbr

nishimuraki
sana ne

parkseong
kirici

insanlar cok kirici
neyse konumuz bu degil
neden derste aktifsiniz aq

nishimuraki
sana ne

senin soyunu sopunu sikerim he boyuna bu kadar guvenip is yapiyon amina cakarim annesiz kasar

nishimuraki
uzun tenefuste kantine inmezsen orospu cocusun

geri zekali her tenefus beraberiz zaten

nishimuraki
ben değilim
sunoo ile rezim cizcez?

parkseong
valla ben de jungwon ile bahcede takilcam
cok zor ikna ettim uzgunum hee.

vay be
satildim resmen
ok
anliyorum ben sizi
gorusuruz ex bfflerim
yeni knk bulmaya gidiyorum
jaeyun isimli eleman cok harika bir aday gibi gorunuyor 😁😁



telefonunu cebine atmadan önce zilin çalmasına ne kadar olduğuna baktı. harika, 3 dakika vardı. kafasını sıraya koyup zilin çalmasını beklemeye başladı. ancak zaman onun inadına yavaş yavaş ilerliyordu. kafasını kaldırıp karşısında bulunan tahtaya baktığında bayan won'un tahtaya bir şeyler yazdığını fark etti.

"bayan won, sadece bir dakikamız kaldı."

seungmin disiplinli bir ton da uyarısını yaptı ve kaldırmış olduğu elini indirdi. bayan won bileğinde ki saati kontrol etti ve boğazını temizledi.

"uyarı için teşekkür ederim seungmin. bugünlük dersimizin sonuna geldik, yarın görüşürüz çocuklar!"

sonlara doğru gülümseyerek konuştu ve sınıftan çıktı. oturduğu yerden hemen ayaklanıp jaeyun'un masasına doğru ilerlemeye başladı heeseung. yanında hissettiği haraketlilik ile kafasını kaldıran jaeyun heeseung'u görünce kocaman gülümsedi

"ah heeseung, merhaba! hangi rüzgar attı seni buraya?"

"ne rüzgarı atacak beni be. sadece en sevdiğim sınıf arkadaşımın yanına geldim."

göz kırptı ve jake'in gülümsediğini görünce istemsizce gülümsedi.

"oh öyle mi? o zaman hoş geldin koca aptal."


tekrar güldüler ve lafa daldılar öylece konuşmayı sürdürürken heeseung'un aklına sunghoon ile yapmış olduğu anlaşma geldi.

"hey jake."

"evet?"

"sana bir şey soracağım ama yanlış anlamak yok, anlaştık mı?"

hee'yi bu kadar ciddi görünce kendisinin de ciddi olması gerektiğini düşündü ve oturduğu yerde dikleşti jaeyun.

"dinliyorum."

derin bir nefes çekti heeseung. sanki kendisi için soruyormuşcasına gerildi ve heyecanlandı. hadi ama neden böyle olmuştu ki?

"şey, yönelimin nedir ve hoşlandığın biri var mı? kendim için sormuyorum, rahat ol."

Jake bu soruları duymayı beklemiyordu. gözlerini kırpıştırdı. sorularına cevap bekleyen heeseung'u görünce boğazını temizledi.

"tam olarak emin değilim ama omni ya da pan olduğumu düşünüyorum. ayrıca hoşlandığım biri yok, olmaması da tercihim. dersler sağ olsun layla'ya bile zaman ayıramazken bi sevgili hiç ihtiyacım olan bir şey değil."

anlar bir biçimde kafasını salladı ve daha da jaeyun'a yaklaştı mavi saçlı oğlan.

"anladım, teşekkür ederim hayatımın en güzel varlığı."

heeseung yanında duran bedeni nefessiz bırakacak derece sıkılıkta sarıldı ve yanağına öpücük kondurdu.

"gay damarına sahip çık hee."

"tamam ya hemen azarlıyorsun! neyse benimle kantine gelmen lazım çok yanlızım ağlıyorum."

ağlama taklidi yapıp kendisine daha da sokulan hee'ye gülümseyip oturduğu yerden kalktı; yanında ki elemanı da çekiştirmeyi unutmadı elbet.

"kaldır koca poponu da ilerle."

jake'in kalkması ile oturduğu yerden yay misali fırladı ve koluna girdi. salak saçma konuşmalara devam ederek, arada kahkaha atmayı da unutmadan ilerlemeye başladılar. bu şekilde yollarına devam ederken, o an hee ne derse dünyanın en komik şeyini söylemişcesine gülüyordu jake. ancak heeseung'a bakan iki çift göz ile gülüşüne son verdi. bakışların sahibi sunghoon ise, jake'in ona baktığını görünce sınıfına ilerlemeye başladı.




sozde texting yaziyom he 😨
neyse yorum atin cok mutlu oluyom oule 👎👎 HA BJ DE KONTROL ETMEDİM HATAM VARSA SOYLEUİN AAA

amca gülü, heehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin