Merhabaa 🤗
Daha önce yazma girişimim olsa da okulla birlikte yürütemeyip silmiştim. Şimdi yks de bitince halihazırda var olan kurgumu düzenleyerek tekrar paylaşacağım. İki yıldır hiç birşey yazmıyorum hatalarım olacaktır. Şimdiden affola 🙈
Başlama tarihinizi alabilir miyim ?
Kitabımızın simgesini ☘ bırakalım mı ?
Oy verip yorum yapmayı unutmayın :'
Keyifli okumalar...
************************
hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
bir dakika bile çıkmıyorsun aklımdan
koşar gibi yürüyüşün
karanlıkta bir ışık gibi aydınlık gülüşünAtilla İlhan
YUSUF ;
Özlem...
Beş harfi iki kelime okunması kolay , yazması ondan daha kolay. Peki ya hissetmesi. Siz hiç özlediniz mi ? Hiç dokunmadığınız teni , bilmediğiniz kokuyu özlemek nedir bilir misiniz siz ?
Ben özledim , delice özledim hem de... Bir çift kehribar gözü o kadar özledim ki. Uzaktan uzaktan soluduğum yasemin kokusunu çok özledim. Uzun sarı saçlarını savurta savurta gezmesini çok özledim. Aslında ben O ' nun her şeyini çok özledim.
Ben kalp yangınımı özledim...
Elimde ki telefonu kulağıma götürürken açılmasını heyecanla bekliyordum. Şimdi açsa efendim Yusuf dese... Benim gönlümde çiçekler açtırsa. Bir sese muhtaç olunur muydu ? Ben muhtaçtım. Onun ağzından çıkan tek bir harfe bile muhtaçtım.
Telefondan sinir bozucu operatörün sesi gelirken gerginlikle ayağımı sallamaya başladım. Telefonu neden kapalıydı ki ? Bir şey mi olmuştu acaba ? Şarjımı bitmişti yoksa ?
Dudağımı dişlerim arasında ezerken odamın kapısı ' pat ' diye açılıverdi. Sinirle kapıya bakarken sırıtarak bakan ablam iyice sinirimi bozmuştu.
'' Kaç kere dedim sana şu odaya böyle gelme diye. ''
Dudaklarını büzüp omuzlarını kaldırıp indirince ağzımın içinde homurdanıp hiddetle kalktığım yatağa çökercesine oturdum.
Elim yine isminin üzerine giderken derin bir nefes alıp yeşil tuşa bastım yeniden. Elimde tuttuğum telefon yeniden operatöre bağlanırken hırsla kapattım. Elim sertçe yüzümü sıvazlarken boğazımda koca bir yumru vardı.
'' Ne oldu ? Neye celallendin sen yine ? ''
Ablamın naif sesi kulaklarımı doldururken yatağıma oturmuş sırtımı sıvazlıyordu.
'' Telefonumu... Açmıyor. ''
Kaşları çatılırken yani dercesine elini salladı.
'' Hiç böyle yapmazdı. Kapalı da telefonu. Bir şey mi oldu acaba ? ''
'' Kendi kendine kurup durma Yusuf. Şarjı bitmiştir , ameliyattadır , uyuyordur. Saat farkı var biliyorsun. Anca kendi kendini yiyorsun burada. Düşünme daha fazla. ''
Kolaydı zaten söylemesi. Gel de düşünme. Uyudu mu , yemeğini yedi mi , rahat mı , sağlıklı mı ? Her dakika aklımda dönüp dururken nasıl olsun da düşünmeyeyim. Bir saniye gittiğimi var sanki gözlerimin önünden.
'' Neyse , sen niye geldin ? ''
'' Aman akıl mı bıraktın. Ayşin teyzelere gideceğiz , onu haber vermeye geldim. ''