Burada ne işim var? Gözümü açtığım an sorduğum ilk soru evet buydu. Etrafima dikkatlice baktığımda buranın her zaman yalnız kalmak istediğimde geldiğim deniz kenarında bir yer olduğunu gördüm.
Kayaların arasında vücuduma batan taş parçaları ile acıyı hissettim. Dudaklarımın arasından bir inleme çıkınca doğrulmak için elime koyduğum yere baktım. Cam parçaları vardı orda ,muhtemelen elime de batmıştı. Daha dikkatli olacak bir şekilde elimi kaldırıp hafifçe yerimde doğruldum.
Gerçekten tüm bedenim dayak yemişim gibi ağrıyordu. Oturur bir pozisyona zorla geçtiğimde dalgalar kıyıya sertçe vurdu. Üzerime gelen şu taneleri elimi kendime siper etmemi sağladı.
O kadar hızlı çarpıyordu ki dalgalar fırtına çıkacağını anladım. Bunu önemsemeden elime baktım. Avucumun içi kanıyordu. Kan görmekten nefret ederdim. Çantamı aradım yanımda. Ayak ucumda onu bulduğumda uzanıp aldım. Her zaman yanımda ıslak mendil taşırdım.
İçinden onu çıkarmak için fermuarını açtım. Paketi elime alıp bir tane içinden çektim. Kanayan yere hafif hareketler ile bastırırken buraya nasıl geldiğimi düşünüyordum. Hatırlamaya çalıştığımda anımsadığım tek şey iş yerinden çıkmış olduğumdu.
Evime giden dolmuşa binmiştim . Daha sonra kapımı açtığımı hatırlıyordum ama gerisi yoktu . Vücudumu kontrol ettim gözüm ile. Kayaların battığı yer dışında herhangi bir yerimde ağrı da yoktu. Bu iyi bir şeydi . Kimsenin bana zarar vermediği anlamına gelirdi. O zaman buraya nasıl gelmiştim?
Uzun zamandır kafa dinlemek için buraya gelmek yerine evde kulaklığımı takıp şarkı dinliyordum. Bu şehire 3 yıl önce taşınmıştım. Tek başımaydım bu hayatta . O zamandan beri neredeyse her iş çıkışı buraya gelir kayaların arasında inzivaya çekilirdim. Düşünecek kimsem yoktu. Ne bir arkadaşım ne de bir ailem .
Tasalanacak ne bir maddi sorun ne bir manevi sorunum vardı. Işten çıkıp buraya , buradan ayrılıp eve giderdim. Uzun zamandır hayatımın döngüsü bu şekildeydi. Geçen ay hasta olmadan önceye kadar . Yaklaşık bir aydır buraya gelmiyordum. Burayı özlemiştim. Nedeni bilinmez ama kimsenin olmadığı bu yer ile aramda bir bağ vardı. Bana huzur sağlayan bir bağ.
Uzun zamandır buraya gelmedigimi düşününce etrafimda gözlerimi gezdirdim. Yine kimse yoktu. İnsanlar sahilin diğer tarafında takılırdı genelde. Burayı beğenmezlerdi kolay kolay . Bu da benim işime geliyordu açıkçası. Buranın keyfini çıkarmak bana kalıyordu. Şuan olduğu gibi . Bir yandan elime mendil ile tampon yapıp bir yandan da denizi izliyordum.
Dalgalar o kadar şiddetli bir hale gelmişti ki üzerim artık neredeyse sırılsıklam olmuştu. Elimdeki mendil artık ise yaramaz hale gelmişti. Bunu fark edip onu yanımdaki kayanın üzerine bıraktım. Daha sonra ise kayaların arasında birikmiş olan suya yönelttim avucumu.
Deniz suyu tuzlu olurdu fakat şuan başka çarem yoktu . Sandığımdan daha derin batmıştı ki bu kadar kanıyordu elim. Elimi suya sokup kanın oraya dağılmasını izledim. O sırada kıyıya vuran şiddetli dalgalar yüzünden biriken su çalkalandı. Avucumdan akan kan dağıldı. Denize doğru sızıyordu şu ile birlikte kırmızılıklar.
Elimi yıkamaya devam ettim. Bir an önce eve gidip üzerimi değiştiremezsem yeniden hasta olup bana huzur veren bu yerden ayrı düşecektim. Bu yüzden hızla avuç içimi temizledim. O sırada denizi döven dalgalar yavaşça duruldular. Az önce kıyıya savaş açmış olan deniz şuan tatlı tatlı kayaları seviyordu resmen.
Bu olay karşısında ne yapacağımı bilemeyip elimi sudan çektim. Olduğum yerde durmaya başladım. Denizin dibinden bir ses geliyordu. Uğultu gibi . Ne dediği anlaşılmayan arkada müzik gibi gelen su sesi ve bir adamın ismimi söyleyişi.
![](https://img.wattpad.com/cover/292200716-288-k466222.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZ KENT
Fantasy+18 "Seni çok uzun zaman bekledim. Artık evimdesin. Yatağımda tüm çıplaklığın ile sereserpe yatıyorsun. Ben seni öperken ölürüm. Ben senin içine gömülürken ölürüm. Bende ölürüm seni de öldürürüm." Yetimhaneden çıkmış kendini kimsesiz olduğuna inan...