•5•

2.4K 151 16
                                    

~Batın

Zilin çalmasıyla derin bir nefes koyverdim. Fizikten nefret ediyorum.

"Acıktım lan hadi kantine gidelim" diyen Berkeyle hep beraber sınıftan çıkarak merdivenlere ilerledik. Kantinden içeri girip boş bir masaya oturduk. Berke içeri girdiğimiz gibi hemen sıraya gitmişti. Bu çocuk ne zaman doyacaktı?

Berke yanımıza gelerek elindekileri masaya koyup boş olan sandalyeye oturarak kendine aldıklarını önüne çekip yemeğe başlamıştı. Ona bakmayı kesip elime bir tane poğaça alarak yemeğe başladım.

Yemeklerimizi yedikten sonra kendi aramızda sohbet ederken nöbetçi öğretmenin zilin çaldığını söylemesiyle ayaklanarak yavaş yavaş sınıfa doğru ilerlemeye başladık.

Sınıftan içeri girip kendi yerlerimize oturduk. Herkes kendi kafasına göre takılırken elime kalemimi alarak defterimin en arka sayfasını açıp birşeyler çizmeye başladım.

Hocanın gelmesiyle daldığım kağıtlardan arınıp ayağa kalktım, hocanın komutuyla hepimiz yerimize oturduk.

Defter, kalemi mi çıkarıp dersi dinlemeye başladım.
.
.
.
.

Çıkış zilinin çalmasıyla eşyalarımı toparlayarak ayağa kalktım. Bizimkilerin yanına gidip onların toparlanmasını beklerken telefonuma girdim.

Gelen bildirimle mesaj paneline girerek gelen bildirimi açtım.

0553*******

Merhaba Batın ben Berzan Noyan. Eğer müsaitsen biraz konuşabilir miyiz?

Mesajı bizimkilere göstererek ne cevap vermem gerektiğini sorduğumda "Bence konuş, bu aranızdaki olayı artık bir sonuca bağlamanız gerekiyor böyle kaçarak hiçbir şey halledemezsiniz. Tabi yine de sen bilirsin" dedi Emre.

Aslında haklıydı bu konulardan kaçarak hiçbir sonuca varamazdık. Onlarla konuşmak istemiyordum ama galiba buna mecburdum.

"Galiba onlarla konuşma vaktim geldi" diyerek düşüncemi dillendirdiğimde omuz silkerek karşılık vermişlerdi.

Gönderilen: 0553******

Merhaba. Müsaitim, ne zaman ve saat kaçta? Yanınıza geleyim.

Gönderen:0553******

Eğer sanada uygunsa hemen, şimdi. **** kafesine gelebilirsin

Gönderilen: 0553*******

Müsaitim

Telefonu kapatıp cebime koyduktan sonra bizimkilerle vedalaşarak okuldan çıkıp kafeye doğru yol aldım. Yarım saatlik bir yürüme mesafesinden sonra kafenin kapısından içeri girerek etrafa bakındım.

Hemen solda cam kenarında oturan Berzan beyi görünce adımlarımı oraya doğru çevirdim. Yanına gittiğimde karşısındaki boş sandalyeyi çekerek oturdum.

Benim oturmamla bakışları bana dönmüştü. "Hoşgeldin" dedi hafif gülümseyerek "hoşbuldum" dedim kısaca

"Birşeyler yemek ister misin?" Diyerek işaret verdi. Keşke ilk önce cevabımı bekleseydi.

Yanımıza gelen garsonla bende Berzan bey de kahve söylemiştik. Garson siparişleri alıp gidince Berzan bey derin bir nefes alarak söze başladı.

"Öncelikle Batın artık herşeyi sonuca kavuşturmamız gerek bu yüzden seninle erkek erkeğe konuşmak istedim." Diyerek sustu hiç konuşmadan devam etmesini bekledim.

"Biliyorum bize kızgın ve kırgınsın. Ki ben olsam bende aynısını yapardım. Ama bunu fazla uzatmayalım olur mu? Biz seni bizimle yaşarken görmek istiyoruz, bizimle aynı çatı altında yaşa istiyoruz, yeterince ayrı yaşadık zaten.

TELAFİSİZ YILLAR •ABLALARIM•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin