2

65 36 6
                                    

Konsere geleli 1 sahat olmuştu ama hala gelmediler, ya madem geç gelecekler niye bu kadar erken yazıyorsunuz saati arkadaş? Yoruldum ayakta durmaktan hiç hareket etmeden.

"Ya ben çok yoruldum bir yere oturmak istiyorum" Dilana söyledim şeye gözlerini Cemrenin üstünden cekmeyerek kızgın bir sesle cevap verdi "İyi otur ozaman".

"Kızım yakacaksın burayı, ateş çıkıyor resmen gözlerinden. Bakma artık yoksa Ayaz şüphelenecek" gözlerini Cemrenin üstünden çekti ve fısıldayarak "Tamam" dedi.

"Bak bu gece eğlenecez ve kimse moralimizi bozamaz tamam mı?" bir an düşünür gibi yaptı "Evet ya haklısın o kim de benim sinirimi bozuyor? Ben onun sinirini bozacam" korkunç bir kahkaha attıktan sonra beni kolumdan tuttu ve peşine sürükledi "Nereye gidiyoruz ya?".

"Eylenmeye!" yüksek bir tonla söyledi gözlerimi çevirdimde herkes bize bakıyordu. Saçlarımı arkama attım kolumu açık bırakarak.

Dilan beni peşine süreklerken bir anda birine çarptım "Aaayyy" kafamı kaldırdımda büyük geniş omuzlu bir adam çıktı karşıma "Önüne bak sana be öküz!" bana şaşkınlıkla baktı "ben mi önüme bakayım?"

"Evet sen, anlamayacak ne var burada" yeşil gözlerinin içine baktım, çok güzel gözleri vardı baya da yakışıklıydı, kemik yüzlü, koyu pembe etli dudaklara sahipti,gözlerimi ondan alamıyorum.

Elini saçlarınıa götürdü ve yüzüne düşen saçlarını topladı "Farkında mısın bilmiyorum ama bana çarpan sensin, ayrıca bağıramazsan sevinir, çünkü konsere senin sesini duymak için gelmedim" a-a manya bak ya "Sana ne be sana mı soracağım bağırayım mi diye.

Ayrıca benim sesim gayet güzel" bağırdımı farkettimde Dilan beni kolumdan çekiştirdi "Sena sakin ol, tamam dur bağırma".

"Ya nasıl sakin olayım görmedin mi tavırlarını" "Neyse biz eğlenmeye devam edelim ne dedin sen? Bu gece kimse sinirimizi bozamazdı" ona gülümsedim.

Çağatay ın yanına gittimizde endişeli bir bakış attı "İyi mi sin? Pek iyi görünmüyorsun, istersen eve götüreyim seni" kafamı hayır anlamında salladım "Yok iyim ben eve gidince anlatırım".

Lafımı bitirdim an gurub içeriye girdi, herkes deli gibi bağırmaya başladı. Kendimi şarkılara bıraktım ve bende bağıra bağıra şarkı söylemeye başladım.

/////////////////////////////////////////////////////////////////

"Ne bu ışık ya!" mırıldanarak yüzüme vuran güneşe şikayet ediyordum. Arkamı döndümde Dilanı gördüm, ayı gibi uyuyordu. Bir anda dün gece ki yeşil gözlü çocuk geldi aklıma, sabah sabah sinirmi bozdu ya.

Niye onu düşündüm? Oflayark kalktım ve yüzümü yıkamaya gittim. Bir anda başım döndü, biraz içmiştim dün gece galiba. Banyonun kapısını açtımda karşıma Çağatay çıktı.

"Senin ne işi-ah doğru sen bende kalıyorsun, özür dilerim kafa gitti biraz" Ailem tatilde olduğu için Dilan ve Çağatay beni yalnız bırakmamak için bir süreliğine bende kalıyorlar. Çağatay gülmeye başladı.

"Ya sen beni nasıl unutursun he?" dalga geçtikten sonra kötü halde olan saçlarımı daha fazla dağıttı "Ya yapmasana şunu artık, zaten ıslanmış kedi gibi görünüyorum" ikimizde kahkaha attık.

"Tamam hadi çık şimdi" hala çok uykum vardı ya "Tamam ama çıktıktan sonra bana dün gece ne oldunu anlatacaksın" kafamı evet anlamında salladım ve kapıyı kapattım.

Gözümün önünde hala onun yeşil gözleri ve kemikli yüzü duruyordu...neden aklımdan çıkaramıyorum? Onu aklımdan çıkartmak için yüzüme soğuk suyu vurdum.

Çağatay beni yanına çağırdı, kahvaltı yapıyordu bana da hazırlamıştı "Ee noldu dün gece anlatsana"
"Ya Dilan beni kolumdan tutup bir yere götürüyordu bir anda bir öküze çarptım bende de önüne bakmasını söyledim biliyormusun ne dedi?" kafasını hayır anlamında salladı.

"Falknda m sn bulmiolum ma bn celpon senin aylic bagjdams svnrm cku onsele eni esin umayk igin elmdim" (Farkinda mısın bilmiyorum ama bana çarpan sensin, ayrıca bağıramazsan sevinirim çünkü konsere senin sesini duymak için gelmedim) Çağatay gülmeye başladı bende ona koluna vurmaya.

"Ya gülmesene burda ciddi ciddi konuşuyorum" daha fazla kahkaha attı "Tamam tamam dur..Yani pek de haksız sayılmaz yani sen ona çarpmışsın ve gerçekten bağırıyorsun" daha fazla gülmeye başladı, bende ona dilimi çıkarttım.

"Noluyo ya sabah sabah? Niye bağırıyorsunuz" Çağatay bana baktı "Bak gördün mü uyuyan prensesi de uyandırdın. Günaydın prenses"
"Sana da günaydın Dilancım, ayrıca bağırıyorsunuz dedi bağırıyorsun demedi".

"Tamam hadi hazırlanmaya başlayın" bize hiç bir şey söylemişti nereye gidecektik ki "Nereye gi-" lafımı kesti her zaman ki gibi "Yarım saatiniz var hadi çabuk yoksa tek başıma gideceğim".

Dilan la koşmaya başladık, Çağatay pek sabırlı değildi yani dedini yapardı ve bizim hiç evde kalmak gibi bir niyetimiz yoktu..

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Ikinci bölüm de geldii
Buraya kadar nasıl görünüyor? Beyendiniz mi?
İlk yazdım hikayem oldu için pek ne yazacağımı bilmiyorum, ama gerçekten zormuş bölüm yazmak yazıyorsun yazıyorsun uzun görünüyor ama bakında aslında sadece iki satır shsijsshik neyse çok uzattım umarım beyenirsiniz
Lütfen yorum yapın çünkü gerçekten hikayeyi nasıl buluyorsunuz çok merak ediyorum ha bide beyendiyseniz oy verin Bay bay <3

Tesadüfler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin