⚡
Hogwarts tüm ihtişamına rağmen çok uzun yıllardır ilk kez bu kadar temiz ve düzenliydi. Parlayan zırhlar, tozları alınan tablo çerçeveleri, havalandırılan eski odalar, süslenen bahçeler ve dahasıyla Hogwarts can bulmuşa benziyordu. Bastıran kışa rağmen her zaman olduğundan daha parlak ve içli duruyordu. Renkler canlanmış, rüzgar hoş bir parfüme karışmış ve süpürgeyle üstten bakıldığında o ucu bucağı gözükmeyen manzaraya hoş bir ses gelmiş bulunuyordu.
Her şey turnuva için ağırlayacakları misafirleri için olsa dahi öğretmenleri de öğrencileri de mutlu ediyordu bu sahneler. Herkes heyecanlıydı. Heyecanın yanında Hogwarts'a dahil olan milyonlarca parçadan biri olmanın gururu da vardı üstlerinde ve gurur olabildikleri en iyi şekilde kendilerini sergileme isteklerini kamçılıyordu. Öyle ki McGonagall, Weasley ikizlerinden şakalarını azaltacaklarına söz almıştı ama bunu duyan Della'nın bastırılamaz kahkahası bunun bir ihtimal dahilinde dahi olmadığını açık açık bastırıyordu. Hem Fred'in ona seve seve anlattığı pek çok yeni şakadan da haberi varken buna nasıl inanabilirdi ki?
Tüm bu yoğunluğun ve de şamatanın içinde dersler devam ediyordu. Hem de derslerin her zamankinden ağır olduğu bile söylenebilirdi. Devamsızlık yapmaları bütünüyle yasaktı ve turnuvanın coşkusuyla dersler unutulmadan önce olabildiğince ders işlenmesi isteniyordu. Bu isteği en çok ciddiye alan ve öğrencilerini yoran Snape, onlara kaytaracak tek bir saniye bile tanımıyordu. İstisna yoktu.
Yani en azından diğer öğrenciler öyle sanıyordu.
O gün Snape'in sınıfında iki kişi eksikti. Boşlukları da besbelli olan bu ikilinin kendi odalarında yan yana uzandıkları saniyelerde Amaya'nın yan sandalyesinde iksir konusundaki talihsizliğine isyan eden Neville gürültülü bir nefes boşalttı ve kazanına eğdigi başını kaldırdı. Sıkıntıyla sınıfa baktı. Snape'in Harry ve Draco'nun yokluğunun altını karıştırmayışı onun dahi dikkatini çekmiş olsa dahi o an aklı kazanlarıyla kısmen harikalar yaratan arkadaşlarındaydı. İçinin iyiden iyide sıkıldığını hissederken yana doğru çevirdi başını. Amaya 'grubundaki en çalışkan öğrenci' olduğunu kitabına doldurduğu notlarla kanıtlarmışcasına o notların üzerine not ekleyip de iksirini güzelce kaynatırken Neville bir kere daha nefesini boşalttı.
O sırada simsiyah sırma saçlarını topuz yapmış kızın yanındaki sarışın arkadaşına eğilip Draco ve Harry'nin ismini geçirerek kıkırdamaktaydı. Amaya da cılızca tebessüm edip iksirine devam etmeye konulduğunda önündeki bulamaçtan tüm ümidini kaybetmiş olan Neville hafifçe ona doğru kaydı. "Hey." diye mırıldandı.
Amaya'nın bakışları ona doğru kalkarken yüzündeki cılız tebessüm düzleşti. "Hey."
"Harry ve Malfoy niçin gelmediler?" diye sorduğunda karşısındaki kızın bakışlarındaki yumuşamayı hissetti.
Hayır mimikleri hâlâ aynıydı. Sadece içindeki o heyecan dalgası artık çıkacak bir yol arıyordu o kadar lakin doğru yolun Neville'a bir şeyler anlatmak olduğunu hiç sanmıyordu Amaya. Bu yüzden hafifçe omuz silkip iksirini bir kere karıştırdı. Neville ondan cevap alamayacağını anlayıp önüne dönerken kızdan cevap yükseldi. "Özel işleri var."
Neville bakışlarını tekrardan kıza çevirdiğinde alnında dağılan bebek tutamlarına baktı şöyle bir. Ardından ssçları kadar kara gözlerine döndü. "Tabii ya, Harry bu." derken kendi kendine güldü. "Kesin bir oyunlar peşindedir."
Amaya onun dediğinde sessizce güldüğü anlarda kazanına olan tüm ilgisini kaybetmişe benziyordu. Ağzını bu belirsizlikle açmış da konuşmaya hazırlanırken gülümsediği için kırışan gözlerinin tutunduğu Neville'ın tatlı kahvegözlerinin hemen önünden beyaz bir tebeşir fırlayıp gitti. İkili irkilerek şiddetin geldiği yöne döndüklerinde Snape'in ürkütücü yüzü ile karşılaştılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencia -Drarry
FanficTamamlandı. Harry Potter'ın Remus Lupin tarafından büyütüldüğü ve Slytherin'e seçildiği bir evrende 1. sınıftan itibaren olaylar nasıl gelişirdi?