4. Bölüm

2.3K 257 95
                                    

Ona gülümsediğimde tepki vermeden başka tarafa bakmıştı. Hepsi benimle teker teker savaşıyordu. Chris hyung gelmişti karşıma, Hyunjin gözlerini ona dikmişti. Chris hyung ellerinden çıkardığı su küresini üzerime fırlatırken, gözlerim ile yöneterek ona geri göndermiştim. Üzerinde patlayan su küresi ile sinirlendiği belli olmuştu. Bu sefer özel güçlerimiz yerine fiziksel güçlerimizi kullanıyorduk. Ben tam koşarken beni yakalayıp havaya kaldırmıştı. "Felix bir tüy kadarsın." ikimizde gülerken beni abimin üzerine fırlatmıştı. Ama yeniden ayağa kalkıp üzerine atlamış ve kolundan tutup ona takla attırarak yere düşürmüştüm. "Özür dilerim hyung." Chris hyung pes etmek için elini kaldırmıştı.

"Chan, Felix seni bile alt üst ettiyse bu demek oluyor ki ben de sıra." Seonghwa hyung üzerindeki ceketi çıkarıp abime vermişti. "Felix'ten çoğu kez dayak yedim dikkat et hyung" diyip gülmüştü abim. Seonghwa hyung aniden fısıldamaya başlayınca kulaklarımı ve gözlerimi kapatarak derin bir nefes almıştım. Bu onun gücüydü beni kontrol etmeye çalışıyordu. Gözlerimi yeniden açtığımda gözleri ile buluşturdum ve acı çekmesini zihnine doldurdum. Aniden bağırarak yere çöktüğünde bağırmıştı "DUR TAMAM DUR" gülerek kontrolümü durdurmuştum.

"Beynime acı yüklemek istiyordun ama acı çeken sen oldun hyung." kaşlarını kaldırıp bana bakarken yanıma gelip saçlarımı karıştırmıştı. "Küçük velete bak sen hyungu ile dalga geçiyor resmen. Hyunjin sıra sen de." Hyunjin geçmişti karşıma, içimde kötü bir his olmuştu çünkü ikimiz savaşırsak kesinlikle sakatlanacak bendim. Çok acımasızca. Başlamam için eli ile işaret etmişti derin bir iç çekip başımı sallamış ve gözlerine bakmıştım. O kadar odaklanmıştım ki bir şeyler ters gidiyordu. Annem(baba) ve babamı görmüştüm çığlık atarak ölen annemi. Aniden dizlerimin üzerine çöküp yeniden kulaklarımı kapatarak bu sefer ben çığlık atmıştım.

Geçmişte yaşadığım acıları yeniden yaşatıyordu bana bu onun gücüydü. Çığlık atmaya devam ederken annemin(baba) sesi kulaklarımda yankılanıyordu. "Felix! Kaç! Bebeğim git burdan abini bul!" durması için çoğu kez bağırmıştım ama beni duymamıştı Hyunjin. Gözlerimden yaşlar akarken abimin Hyunjin'e geçirdiği yumruk sayesinde Hyunjin kendine gelebilmişti. Koşarak yanıma gelen abim etrafıma kollarını sarmıştı ama ses hala kulaklarımda çınlıyordu. Özür dilerim anne (baba), özür dilerim baba..

"Felix iyi misin? Sorun yok sadece bir görüntüydü o." Chris hyung gelmişti yanıma. Seonghwa hyung ise Hyunjin'e bağırmıştı. "ONDA BU GÜCÜNÜ NASIL KULLANIRSIN? FELİX'TE KARŞILIK VERSEYDİ ŞU AN İKİNİZDE ÖLMÜŞTÜNÜZ! HYUNJİN BUNU BİR DAHA SAKIN ONDA DENEME YOKSA FELİX'TE KENDİNİ KONTROL EDEMEYİP SENİN ZİHNİNİ ELE GEÇİRECEK!" Hoongjong hyung kocasını sakinleştirmek için çıkarmıştı. Abim beni ayağa kaldırmıştı. Gözlerimden yaşlar süzülürken Hyunjin'e bakmıştım elleri titriyordu.. Ama dur bana gösterdiği o anıda kendiside vardı. O.. Hyunjin ailemi kaybederken oradaydı.. O orada duran küçük çocuktu.

Hyunjin ile göz göze geldiğimizde Chris hyung onu odadan çıkarmıştı. "Felix ne gördün? Neden çığlık attın?"

"Annem (baba) ile babamı.. Ölürken etrafa yayılan çığlıklarını duydum. Annemin(baba) kaçmam için bana yalvarış seslerini duydum. Ama orada Hyunjin'de vardı, ona tıpa tıp benzeyen küçük bir çocuk." abim hüzün dolu bakışlarını suratımda gezdirmişti. Gözlerimi silmişti ve beraber eve girmiştik. Hyunjin salonda sanki benim içeri girmemi bekliyormuş gibi duruyordu.

"Felix, konuşabilir miyiz?"

"Tabii ki." abim çıkmıştı sadece ikimiz kalmıştık. Beni yanına oturtmuş ve gözlerini suratımda gezdirmişti.

"İlk olarak olanlar için özür dilerim. Bu gücümü kullanmak benim için alışkanlık oldu yani sana istemeyerek gösterdim o anları daha sonra ise kendime hakim olamadım. Cidden.. Sikeyim. En başta seninle savaşa girmemeliydim. Tekrar özür dilerim. Ama acılarından korktuğun zaman yanıma gelebilirsin, unutman için de yardımcı olurum." son cümlesinden sonra bana gülümsemişti ben de ona.

"Sorun değil. Ama bir an bana kafayı yedirtmek istediğini düşündüm. Senin elinde olan bir şey değildi, bu yüzden çok umursama unuttum bile." İkimiz de sadece birbirimize bakıyorduk. Ortamdaki garip hava yüzünden elimi enseme götürüp kaşımıştım.

"Yarın, benimle ormanda dolaşmaya ne dersin? Hem burayı çok tanımıyorsun sana gösteririm her yeri." bu neydi şimdi? Beni ormanda öldürmeyi mi planlıyordu? Tabii ki şaka. Çok heyecanlandım!

"Tabii.. Tabii olur." yanından kalkıp salondan ayrılırken kapıda gördüğüm Jisung'a bakmıştım. "Abimi nasıl ayarttın? O odunu nasıl ayarttın Felix? Hadi evlenin."

"Ne? Saçmalama! Jisung sakın bunu abine de söyleme!"

"Ama o çoktan duydu." arkamda duran bedenin varlığı ile gözlerimi kapatıp nefesimi tutarak sakince bırakmıştım. Arkama bakmadan kaçmak istiyordum ama bu sefer çok yanlış mı anlanırdım? Ah, Jisung! Sevimlisin ama çok uyuzsun. Hyunjin beni kendine çevirdiğinde ona yapmacık bir şekilde gülümsemiştim.

"B-bir sorun mu var?" uzun ve ince parmakları, hafif uzun olan saçlarımda dolanmıştı. Nefesim kesilmek üzereydi resmen.

"Biz birbirimizden başka kimse ile evlenemeyiz biliyorsun değil mi Felix-ah?" o neden şimdi bunu söyledi? Deli gibi atan kalbimin üzerine yumruk atarak aniden oradan uzaklaştım. Arkamdan kahkaha atan Jisung'u duyabiliyordum. Bu abi kardeş çok sinir bozucuydu.

_________________________________________

Biraz kısa oldu ama idare edin lütfen~🧝🏻‍♂️💖

Biraz kısa oldu ama idare edin lütfen~🧝🏻‍♂️💖

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Askim yhaaa 🥵😍🥰🤩😛

DİAMONDS - OMEGAVERSE| [HYUNLİX] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin