3. Bölüm

648 70 0
                                    

bölüm şarkısı: sıla, hala
*
Gözlerinin içine baktıkça onu kendime çekip saatlerce sarılmak, öpmek, koklamak istiyordum. Ellerim kamaşıyor, tenine susuyordum.

"Evet canım, ne alaka bilerek yapmadım." dedi dudaklarını büzdü, gözlerini kırpıştırdı. İçim gitti. Yüzünü buruşturduğunda etki alanına kapılıp bileğini unutmuştum. Keşke onu kucaklayıp burdan çıkarsam.

"Yürüyebilecek gibi durmuyorsunuz." dedim sesimi sertleştirmeye çalışıyordum, onun karşısında öyle küçük, öyle savunmasız ve öyle çaresizdim ki. O benim tüm duygularımdı.

"Sizinde üstünüzü mahvettim," dedi üzgün bir tonlamayla, gergince parmaklarımı saçlarımın arasından geçirdim. "Temizleyim?" dedi sorar gibi.

"Yok canım estağfurullah." dedim boş bulunarak. Hafifçe gülümsediğinde, yüz kaslarım otomatik olarak gevşedi.

"O zaman iyi geceler." dedi adım atmaya çalıştı ama gerçekten zorlanıyordu. Bana kendini gösterecek diye gerçekten ayağını burkmuştu. Onu acı çekerken görmeye dayanamıyordum.

"Yardımcı olayım." dedim koluna girerek, kokusunu yakından duyumsadığımda göz kaslarım kapanır gibi oldu. Gülümsemesiyle kendimi zor tuttum.

"Çok mutlusunuz sanırım." dedim sert olmaya çalışarak.

"Bakar mısınız taşıtıyorum kendimi, ben mutlu olmayım da kim olsun?" dedi hafifçe gülümsemeye devam etti. 

"Sizin masanız nerede?" diye sordum.

"Ben ayrılacağım sergiden, bu şekilde dolaşamam ya. Sizi de meşgul etmeyeyim." dediğinde, ne meşguliyeti bu benim için keyif. Seninleyim ve senin bundan haberin var. Bunun ne büyük bir nimet olduğunu bilemezsin.

"O zaman kapıya kadar eşlik edeyim." dedim çaresizce, biraz daha fazla seninle olmuş olurum canımın içi.

"Zaten geldik, teşekkür ederim." dedi ve ağırlığını sol ayağına verdi. "Bu arada üzeriniz için çok üzgünüm." Ben hiç üzgün değilim güzelim merak etme.

"Adınız?" diye sorduğunda sırıttım. Fenaydı benim kızım. Nasıl biliyordu ama flört etmeyi.

"Andaç." dedim ve elimi uzattım. "Andaç Haznedaroğlu." diye eklediğimde genişçe gülümsedi.
"Tanem Deniz."
Dediğinde gülümsedim, bana bilmediğim bir şey söylesen keşke.

Tanem sergiden ayrıldığında benim de sergide durmam için bir sebep kalmamıştı. Hemen peşinden çıktım, taksiye binmişti. Arabam geldiğinde Tanem'in evine yol aldım. Her gece olmasa da onu gördüğüm günün her gecesi evinin önüne giderdim. Sanki yazılmamış bir kuraldı bu.

Ayrıca umarım evine gittiğinde ayağına buz koymayı unutmazdı, yoksa ayağı şişerdi. Kafamı iki yana salladım. Arabadaki sessizliği dindirmek için radyoya bastım. Dinlediğim her şarkı da onu daha çok düşünüyordum ama şarkı dinlemekten vazgeçemiyordum.

Hâlâ
Bi' ses bi' nefes yok, düştüm ocağına
Eyvah

Özlemek
Ne acımasız yokluk
Söylemiş miydim?
Boşluk üstüne boşluk
Görmeyeli
Ne mahvoldum
Sormuş muydun?
Hep hayal hep buruk

"Lan şarkı söylemek istediklerimi söylüyor, şarkıyı keşke Tanem'e atabilsem. Hay amına koyduğumun hayatı, bok vardı mafya olduk."

Perişanım
Kan revan
İnatçı düşünce an ve an
Sana kilit
Sustalı
Bi' medet bi' hâl çare

"Evet perişanım, onun olmadığı her gün per perişanım. Nefes alamıyorum, nefesim o."

"Ama yaşıyor, sen hayatına girersen Andaç onu siyahınla mahvedersin. Sen karanlığın en dibindesin be oğlum, senin neyine sevda."
**
Bölüm sonu.

BEGONVİL 2: SONBAHAR, Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin