Medya; Gece.
Hafta sonunun rutin geçişinden sonra okul muhabbetine tekrar geri dönmek kaçınılmaz bir sondu. Sabah her zamanki gibi geç kalmış, derse kılpayı yetişmiştim. Lisedeyken üniversitenin bu açıdan daha kolay geçeceğini söylerlerdi ama öyle değildi. Altmış yaşındaki bir öğretmen tarafından onca insanın gözü önünde yerden yere vurulmak pek de iyi hissettirmiyordu.
Yarı uyuklayarak geçirdiğim iki edebiyat dersi sonrası açılabilmek adına çay almaya kafeteryaya indim. Derin okuldaki kayıdını dondurduğundan beridir okul iyice çekilmez bir hal almıştı ama aldırmamaya çalışıyordum. Bugün için sadece bir dersimin kaldığına şükrettim ve çayı alarak sınıfıma geri döndüm. Bir kaç dakika sonra felsefe öğretmeni sınıfa girdi. Aynı günün içine yayılmış sözel derslerden nefret ediyordum...
Zilin çalmasıyla birlikte Melike ile toparlanmaya başladık. Edebiyat notları hakkında konuşuyorduk ki uzun süredir not tutmadığımı bu sayede fark etmiştim. Kapıdan çıkmamızla önüme birinin dikilmesi bir oldu. Duraksadım.
''Senin ne işin var burada?'' Anında bütün dikkatleri üzerine toplamayı başarmıştı bile.
''Biraz konuşabilir miyiz?'' dedi Melike'yi göndermemi kastederek. Oda durumu fark etmiş olacak ki gitmesi gerektiğini söyleyen bir şeyler mırıldanarak yanımdan ayrıldı.
Öylece durmuş birbirimize bakıyorduk ve insanlarda bize bakıyordu. ''Bir şey sordum?'' diye hatırlattım. Durumu sanki yeni hatırlamış gibi hızla başını salladı ama hemen ardından özgüven dolu gülüşü yüzünü kapladı.
''Seni özlemiş olamaz mıyım?'' Ağzım istemsiz olarak açıldı. Gerçekten kendini ne zannediyorsun demek istiyordum ama bir tepki verememiştim.
''Neden aramadın?'' dedi birden. Hep birbirimize sorumu soracaktık? Hem gerçekten arayacağımı düşünmüş müydü?
''Aramanı istedim. Gerçekten..'' diye ekledi. İstemeden küçümsermiş gibi bir gülümseme ağzımdan kaçtı.
''Bende aramak istemedim. Gerçekten..'' Onu taklit ettim. Birinin bu numaraların her kıza sökmeyeceğini böyle tiplere göstermesi gerekiyordu. Birden düşen yüzü afalladığını belli ediyordu. Sanırım böyle bir tepki vereceğimi düşünmüyordu. Belkide böyle bir tepki hiç bir zaman almamıştı. Etrafımdaki kızların yermişcesine onu süzüşünü görebiliyordum. Siyah deri ceketi, siyah dar pantolonu ve siyah çizmeleri fazla gizemli bir imaj yansıtıyordu ve doğal olarak dikkat çekiyordu. Bu seferde onun cevap vermeyeceğini fark ettiğimde yürümeye başladım ama çok geçmeden sesi tarafından durduruldum.
''Tamam, haklısın. Berbat ve saçma bir başlangıç yaptım ama aramanı gerçekten isterdim.'' Durup ona döndüm ve gözlerinden ne kadar ciddi olduğunu anlamaya çalıştım. Belkide fazla sert çıkışmıştım..
''İstersen beraber yürüyelim?'' diye bir fikir sundum. ''Olur.'' dedi ve gülümsedi. Yanıma gelmesini bekledim ve bu seferde onunla yürümeye başladım. Bahçeye doğru ilerlerken öğretmenlerim tarafından atılan sert bakışlar bana onun burda olmaması gerektiğini hatırlatıyordu. Dokuz Eylül o kadarda rahat bir okul sayılmazdı.
Ona bakmadan konustum. ''Sen gerçekten neden geldin?''
''Seni görmek için dedim ya.'' Durdum ve yüzüne baktım.
''Neden beni görmek isteyecekmişsin?''
Bir kaç adım daha bana yaklaştı. ''Belkide beynime bir yıldırım düşmüştür ve senden etkilenmişimdir..'' Saçma sırıtışına gülerek cevap verdim.
''Yıldırım aşkı diyorsun. Çok klişe.'' dedim ve geri çekildim. Az önceki gibi bir an duraksadı.
''Kuzenim bu okulda. Onun için geldim.'' Boğazını temizledi ve gözlerini kaçırdı. Yalan söylüyormuş gibi durduğunu yüzüne vurmak istiyordum ama birinin ismimi seslendiğini duydum ve sesin geldiği yöne baktım. Poyraz ve Meral beni bekliyordu.
Malik'e baktım. ''Gitmem gerek.'' Kafasını salladı. ''Görüşürüz.'' dedi imalı imalı. ''Görüşürüz.'' diye cevap verdim ve diğerlerinin yanına doğru yürümeye başladım. Arkamdan seslenme gibi bir huyu olmuş olsa gerek ki, yeniden seslendi.
''En azından mesaj at da numaranı kaydedeyim.'' Eğlenceli sesinden güldüğünü anlamıştım.
''Hayırdır Gece ne sırıtıyorsun?'' dedi Meral. Gülüyor muydum? Suratımı sıradan haline soktum ve Poyraz'ın arabasının kapısını açtım.
''Hiç, hiç bir şey..'' Meral yanıma oturmuş 'sende bir şeyler var anladım' adlı bakışını atıyordu ama şuanlık anlatmam için zorlamadı. Poyraz'da sürücü koltuğuna geçti ve artık gitmeye hazırdık.
''Akşamki yemeğe geliyorsun değil mi?'' dedi Poyraz. Gözlerimi camdan alarak dikiz aynasından ona baktım.
''O bugün müydü?'' dedim sızlanarak. Gelmeme gibi bir şansım yoktu. Abim özellikle Derin ve bana hazır olmamızı tembih etmişti. Bir yardım derneği adına açık arttırma yapılacak olan yemekte bütün arkadaşları, ortakları, aile dostları aileleriyle orada olacaktı ve bizde abimle gidecektik.
''Ben gelmiyorum.'' diye sözümü devralan Meral'e döndüm. O gelmiyorsa gerçekten çekilmeyecek bir gece olacaktı. Yalvaran bakışlar attığımda 'kızsal sorunlar' diye dudaklarını oynattı. Onaylamak zorunda kalmıştım.
''Ben gitmek zorundayım.'' dedim ve tekrar camdan dışarıyı izlemeye başladım.
Evin önüne geldiğimizde Poyraz'a teşekkür ederek arabadan indim. Yorucu bir gün olacağı kesindi. Kapıyı çaldım.
''Sonunda Gece, çabuk gir ve hazırlan.'' Derin daha kapıyı açtığı an söylenmeye başlamıştı.
''Sanada selam Derincim, günüm çok güzel geçti sorduğun için teşekkürler.'' diye söylenerek odama çıktım. Ne giyeceğime karar vermek benim için pek sorun değildi ama özel bir yemek olduğundan biraz özenmeliyim diye düşündüm ve yolda kafamda kurduğum kıyafetleri bulmak için dolabımı açtım. Aşırı olmasada mini olan ve etrafımı saran siyah etek ve siyah tshirtümün üstüne yine siyah olan deri ceketimi aldım ve giyindim. Ceketin fermuarlarıyla aynı renk altın sarısı saatimi koluma taktım ve elimede bunlara uyumlu siyah bir çanta aldım. Fazla makyaj yapmayı sevmediğimden sadece siyah kalemimi çekip kırmızı rujumu sürmekle yetindim ve işte hazırdım. Telefonumu ve kulaklığımı çantanın içine koyarak odamdan çıkıp aşağıya indim. Derin benim tam aksime beyaz bir kombin yapmıştı ve ona yakışmıştı.
''Gece, süper görünüyorsun.'' dedi beni inceledikten sonra. ''Sende öyle.'' diye karşılık verdim ve gülüştük. Çıkmak için abimin gelmesini bekleyecektik. İkimizde kendimizi koltuğa attığımızda kendimi yorulmuş hissediyordum. Şimdiden ayaklarımı acıtan topuklu ayakkabıya baktığımda yarın bu halde okulu nasıl geçireceğimi düşünmeden edemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece'nin Siyahı // Zayn Malik
FanfictionUnutmak isterdi her insan, başına gelen kötü ne varsa unutmak... (Askıda)