'şey rahatsız etmek istemem ama senin bakışlarını üzerimden çekip nereye gitmek istediğin konusunda düşüncelerini söylemen gerekiyor'
kafasını hala sabit tutuyordu. biliyor muydu yani her bir noktasını ezberlediğimi? bu kadar aptal olma felix..
belki afalladığımdan dolayı oluşan sessiz ortam belki de bulunduğum berbat durum ortamı biraz ciddiyetten uzak tutmuştu. gülümsüyordu hyunjin, bana gülümsüyordu..
'buralara yakın bir kafe biliyorum. güzel bir görünümü var. oraya gitmeye ne dersin?'
birkaç dakika daha sessiz kalacağımı ve ne tepki vereceğimi anlamadığındandır herhalde, sorusuna kendisi cevap vermişti. bu aşamadan sonra da benim bir cevap vermem gerekiyordu tabii.
'ah, merak etmedim değil. görmek isterim'
kafasını memnun ve onaylar şekilde hafif aşağı yukarı hareket ettirmiş ve düz yürümeye devam etmişti.
yaklaşık 10 dakika kadar yürüdükten sonra yolun sonu olduğunu belli eden bir yere gelmiştik. karşımızda ikiye ayrılan bir yol yoktu, hatta yol bile yoktu.
karşımızda ufak, aynı zamanda sakin bir kafe vardı. kahverengi yumuşak ve tahta görünümlü duvarları vardı. krem rengi bir kapısı ve dışarıdan bakılınca göze çarpan diğer ufak detayları ev andırır gibiydi.
1 veya 2 adım önümden geçerek kapıyı açmış, ardından da bir süreliğine geçmem için tutmaya devam etmişti.
içerisi de en az dışarısı kadar hoş görünüyordu. ne denir böyle yerlere..? hm sanırım otantik, evet evet böyleydi.
doğal görünümlü bu yapay yer sayesinde büyülenmiş gözlerim etrafa bakmaya devam ederken hyunjin'in masayı işaret ettiğini fark etmem pek de kısa sürmemişti.
önümüze gelen menülerden gördüğüm en ucuz ve gözüme ilk çarpan içeceği seçmiştim. ucuz olmasına o kadar odaklanmıştım ki, ne aldığımı bilmiyordum bile. ah tabi ki su haricinde seçmeye özen gösterdim, o kadar da salak değiliz..
menüleri ve siparişlerimizi alan garson yavaşça yanımızdan uzaklaştığında, kalbimin hızlı atmayı unuttuğunu fark etmiştim.. tabii fark ettiğim anda da gerçekleşmişti..
'eşcinsel olduğun hakkında birkaç söylenti duydum. beni lütfen yanlış anlama, duyduklarım doğru mu diye sormak istedim'
daha kendimi sakinleştirememişken sorulan bu soru kalbimin tam ortasını delip geçmişti, sanırım iyi anlamdaydı.
bir süre ne desem diye düşündüm, şey fena olmazdı 'bizimkilerin arasında düz olanı sikiyorlar..' bizimkilerden kastım, işte bizim gay grup. hyunjin'e, aklıma gelen bu cümleyi söyleyemeceğime göre, düzgün bir üslup ile söylemeliydim..
'evet, eşcinselim. bildiğin gibi okulda buna karşı birçok cahil insan var maalesef.'
kafasını önümüzdeki masaya eğdi. bir süre öyle durdu. bir şey söylemek ister gibi olan tavrı, yavaş yavaş alaycı bir yüz ifadesine bürünmüştü.
'ben de o cahil insanlardanım..'
💣
susun
şşşt
ne yazdığımı bilmiyorum artık parmağım yönetiyor beynimi..
bu kötü bölüm için üzgünüm..
bir sonraki bölümde telafi ederim umarım 🦾🦾
bu arada birkaç gündür bir önceki bölümün 5 oy olmasını bekledim yazmak için 😭
neden oylamıyorsunuz arladaşlar?!?!?!
bu sefer sınır yok 😞
her neysee
ı love u bıtch...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my precious atlantis | chanlix
Fanfiction'bana bunu sen yaptın, b-bir intikam meselesi yüzünden mi?'