13.Bölüm

40 6 0
                                    

Tırabzandan çıkmaya hazırlanırken birden bir araba durdu ve ona doğru koşanayak sesleri duydu. Arkasına döndüğünde yine Jun Gyu'nun adamları olduğunuanladı, tırabzanlara hızla tırmanmaya başlamıştı ki onu yakaladılar. Çığlıklariçinde onlardan kurtulmaya çalıştı. Artık daha fazla direnemeyerek kaderine razıolmaya karar verdi. Arabaya bindi ve hareket etti, yol boyunca Se Na kendindedeğildi. Uzun bir yolculuğun ardından araba durdu, burayı tanımıştı. Araba eğlence merkezinin yan tarafında durdu ve ilk adamlar inerek Se Na orada kaldı, dışarıda biri telefon ile konuşuyordu.

Adam karşı tarafı dinledikten sonra:

-Peki efendim,hemen götürüyoruz.

Se Na için sadece Yuri kalmıştı, eğer bu hayatı yaşayacaksa onun olduğu yerde olmalıydı. Eğer o olursa belki yaşayabilirim diye düşündü, arabanın diğer tarafında adamlar yoktu. Sessizce o tarafın kapısını açtı ve var gücü ile koştu, ilerden sola dönerse kapısına yetişecekti. Hemen Jun Gyu bulup Yuri'yi kalmak istediğini söyleyecekti, eğer kalırsa kaderine karşı gelmeyeceğini söyleyecekti. Köşeyi döner dönmez ,girişi gördü. Hızla ilerlerken birden arkadan bir el ağzını kapattı ve onu zorla sürükleyerek geldiği yöne doğru götürmeye başladı.

Se Na arkasındaki kişinin kim olduğunu göremiyordu ama tahmin edebiliyordu. Sonunda durdular ve ardından başka bir adam gelip onu aldı. Diğer adam kendini saklıyor gibiydi, çünkü Se Na onu görememişti. Adam onun ağzını tutarak arabaya bindirdi, ardından araba hareket etmeye başladı. Se Na korku ile çırpınmaya başladı ve birden boynunda bir yanma hissi oluştu elini oraya götürüp adama baktı. İğne vurmuştu, birden etraf dönmeye başlayarak gözleri karardı ve kapandı. Uyandığında bir odanın içerisindeydiyatağa yatırılmıştı ,sessiz olmaya çalışarak odanın kapısını aralayıp içeriyi kontrol etti ses gelmiyordu. Dışarıya çıkarak etrafa bakındı ve seslendi ama kimse yoktu. Hızla kapıya yönlendi ve kapıyı kontrol etti kilitliydi. 

Birden istemsizce kapıya vurmaya ve bağırmaya başladı:

-Kimse yok mu? Çıkarın beni buradan lütfen, yalvarıyorum size açın kapıyı...

Se Na durmadan acı haykırışlarına devam etti ,sonra tekrar odalarda bulunan pencereyi kontrol etti. Hiçbiri açılmıyordu ,sonra birden kendini kaybetti, deli gibi ağlamaya ve bağırmaya başladı. Sinir krizi geçiriyordu, saçını, üstünü çekiştiriyor, nefes alamıyor ve alamadıkça daha fazla kendine ve etrafa zarar veriyordu. Yerde gözüne takılan şey ile duraksadı, tir tir titreyerek bir süre ona baktı. Baktığı şey, kırdığı cam vazonun parçasıydı. Yanına giderek eline aldı, cesaretini toplamaya çalıştı. Korkuyordu, hem de çok korkuyordu ama yapmalıydı.

Ağlaması şiddetlenerek cesaretini toplayıp, işaret parmağını kesti ve etrafına bakındı. Salonda bulunan dev gibi televizyonun yanına giderek:

"Asla size benimle ilgili zafer kazandırmayacağım, bu savaşın kazananı ben olacağım "

 yazdı ve kendini kaybetmiş gibiydi. Elindeki camı bu defa bileğine götürerek baskı uyguladı ve bileğini kesti. Bir süre sonra yere düştü ve gözleri kapandı.

...

Se Na gidince Jung Woo sorularının cevabını alamadığı için deliye döndü ve her tarafı dağıttı o anda içeri Geu Rim girdi ve olanları sanki anlamış gibi ona müdahale edip, onu sakinleştirmeye çalıştı. Neden bu kadar kızgın olduğunu da bilmiyordu. Belki de geçmişinden korkuyordu, her gün acısı ile yaşadığı geçmişinden korkuyordu...Sakinleşip biraz konuştular, olanlar hakkında bir bağ kurmaya çalıştılar. Sonra birden telefon sesi ile tüm düşüncelerinden kurtuldular. Her ne kadar bakmak istemese deısrarla çalan telefona bakmak zorunda kaldı. Bu Jung Woo'nun abisi Yong Song'tu.

▪️KARA LEKE▪️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin