Arya-1. bölüm

1.7K 35 3
                                    

Her gecen gün psikolojik çöküm yaşıyorum.Aile baskısı,okul,arkadaş problemleri,gelecek kaygısı...Bir insan bunları yaşarken nasıl iyi gözükebiliyor?

Yeni doğan güneş ışınları pencereden girip odamı aydınlatıyordu.Gün aymış ben yine mutsuz.Ve çöküktüm.Hergünüm aynı. Tekrarlar bir bir etrafımda dolaşıyor kalbim gibi sürekli atıyorlardı.Yazarın yazmaya sıkıldığı karakter gibiydim.Unutulmuş bıkmış,halsiz,bazı cümleler gözümün önünde dört dönüyor.Ne değiştirebilir ki benim hayatımı, ne düzektebilirki, bir hayvan? Belki bir kitap? Pek sanmıyodum çünkü bu yüreğimdeki yanlızlığıda bir ben bilirdim ya, sanki yazar parmaklarını daktilonun klavseyinde gezdirirken ağlıyarak yazıyordu beni.Bir yılan geziyor ciğerlerimin etfafında.Bir insan yardımcı olur belki hala bir umut orda fidan açmış beni bekliyordu bana su dökermisin diye ama benim o fidana su dökecek vaziyetim kalmamıştı.

Tekrardan sıkıcı iğrenç bir güne daha günaydın demiştim.Odamda ki pencereden dışarıya bakmıştım insanlar nasıl bu kadar mutlu olabiliyorlar dı?Yoksa ben mi mutlu olmayı beceremiyordum?Bu sorularla kafamı yorarken odaya annemin girmesiyle düşüncelerimden kaybolup annemin dediklerini kulak astım.

"sonunda uyanmışsın hadi kahvaltı hazır seni beklıyoruz."

"peki anne geliyorum 5 dakikaya."

Annem odadan çıkınca lavaboya elimi yüzümü yıkamaya gitmiştim aynada ki yansımama bakmıştım ne acınası duruyordu.Aşşağıya indim ve herkese günaydın diyip kahvaltı masasına oturdum.
Babam bana bakıp şöyle dedi;

"Bundan sonra bizden geç kalkmak yok artık alışacaksın erken kalkmaya."

"peki baba."

Neden ya neden erken kalkmak zorundayım istediğim zamanda kalkar yatarım bu kimi ilgilendiriyor ki?Bunları düşünürken kahvaltım çoktan bitmişti. Anneme sofrayı kaldırmasında yardım ettim ve odama çıktım.Yatağımın üstüne oturup camdan dışarıya baktım.Bu ara da ben Arya 18 yaşındayım şimdi söyliceksiniz bu yaşta ne derdin olabilir sadece benim gibiler anlar ne derdimin olduğunu diğerleri anlamaz ailem,arkadaşlarım gibi.Mutlu olduğumu düşünüyorlar ama sadece öyle görünüyorum ve böyle görünmek oldukça zor.Yarın okul vardı yataktan kalkıp kalan ödevleri mi tamamlamak için çantamı alıp masanın başına geçtim Yaklaşık 1.30 saat sonra ödevlerim bitmişti.saat 12.30 olmuştu çantamı toplayıp elime okuma kitabımı alıp yatağın üstüne geçip okumaya başladım.Kitap okumaktan nefret ederdim ama şimdiyse tek sığındığım yer kitaplar ve müzik sanki beni tamamlayan 2 şey di.Kitabımı okumaya başladım ve kulağıma kulaklıkları takıp müzik açtım ve okumaya başladım.Sefiller adlı kitabı okuyordum kitap çok güzeldi.Kitap okurken baya zaman geçmişti.Annem odama girip şöyle dedi;

"Sofrayı kurmamda yardım eder misin?"

"Geliyorum anne şimdi."

Annem odadan çıkınca saçlarımı toplayıp aşağıya anneme yardıma indim Sofrayı kurduktan sonra babamı ve kardeşlerimi sofraya çağırıp yemek yemeye başladık.Yemekte bir şeyler konuşuyorlardı ama onları dinlemiyordum bile.Yemeğimi yiyip anneme ellerine sağlık diyip sofradan kalkıp odama çıktım.Yarın okulda giyeceğim kıyafetleri hazırlayıp yatağıma uzandım ve neden böyle olduğumu sorgulamaya başladım.Ama beni böyle yapan zaten karşı taraf değil miydi onların sorgulaması gerekmiyor muydu?Ama neden sorgulasınlar ki onlar her zaman suçsuz değil mi?Oysaki en büyük suçlu onlar bizi bu hale getirip hiç bir şey olmamış gibi hayatlarına devam ediyorlar.
Olan da bize oluyor işte.Böyle düşünürken saat 10.00 olmuştu yataktan kalkıp banyoya dişlerimi yıkamaya gittim.Yıkadıktan sonra herkese iyi geceler diyip odama çıktım.Pijamalarımı giyip yatağa girdim ve uykuya daldım.

Sabah o iğrenç alarmın sesiyle uyanmıştım alarmı kapatıp yataktan kalktım banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım ve odama geri dönüp okul kıyafetlerimi giydim.Aşşağıya annemin hazırladığı kahvaltı sofrasına oturdum ve yemeye başladım.Kahvaltım bitince üste dişlerimi fırçalamaya çıktım.Fırçaladıktan sonra odama çantamı ve telefonu mu alıp aşağıya indim.Annem ve babama görüşürüz dedikten sonra okul servisine binip okula doğru gitmeye başladık.Okula geldiğimizde herkes bahçede sıra olmuştu.Bende sırama geçip arkadaşlarımı bekledim.3'üde gelmişti hepsine günaydın diyip müdürün söylediklerini anlamaya çalışıyordum ama anlayamıyordum.Müdürün konuşması bitince istiklal marşını okuyup sınıflara çıktık.İlk ders matematikti öğrenciye bu yapılır mı ya diye geçirdim içimden.Öğretmen içeriye girdiğinde sınıfta sessizlik oluştu ve ayağa kalkıldı.Öğretmenin otur talimatıyla oturmuştuk.Defterimi ve kalemliğimi çıkarıp öğretmeni bekledim.Yanımda oturan kız önümde oturan kızla konuşuyordu.Onların sohbetine dahil olmak istedim ama bir yandan da istemiyordum neyseki öğretmen yoklamayı alıp hemen derse geçmişti.Sıkıcı olan matematik dersi bitince tenefüse çıkmıştım ama kiminle gezicektim ki daha gerçek bir arkadaşım bile yoktu ama ne zaman vardı ki.Her zaman arkadaşlarım tarafından sırtımdan bıçaklandım ama hâlâ daha onları seviyordum ve bir aptal gibi her şeyimi anlatırdım.Buna bir son vermek istiyordum ama beceremedim.Zaten hayatta neyi becerdim ki ailemin gözünde bile istedikleri çocuk değildim oysaki her istediklerini yapardım.Derin düşüncelerimden kaybolmamı sağlayan Elif oldu bana bir şeyler söylüyordu derin düşüncelerden kaybolup Elifi dinlemeye başladım.Şöyle söylüyordu;

"Ee naptın hafta sonu."

"Hiç öyle sadece ödevleri fln yaptım sen ne yaptın."

"Bende öyle işte.Kantine inmek ister misin?"

"Olur hadi gidelim."

"Benim canım arkadaşım ya."

Bu dediklerine gülmüştüm komik biriydi severdim onu.Kantine indiğimizde baya sıra vardı.Elif sıraya girdi ve bende onu bir köşede bekledim.Yanıma gelince elinde bir Pet şişe su gördüm ve ona dönerek;

"Su için mi kantine indik."

"Su hayattır canım arkadaşım."

Allahım bu kız ne yaşıyor içinde.Elifle konuşa konuşa sınıfa çıkmıştık.Dersin başlamasına 5 dakika daha vardı sırama geçip etrafı izledim.Bazen bir insanı,hayvanı ya da her hangi bir şeyi izlediğimde huzur buluyordum bilmiyorum bu sadece bende olan bir şey miydi bilmiyorum ama her neyse harika bir şey.Zil çalmıştı hocanın gelmesini beklerken yanıma Hilal oturdu ve konuşmaya başladık;

"Ne haber?"

"İyi senden?"

"Bende ayni işte.Neyse öğretmen geldi sonra konuşuruz."

Diyip gitti.Ögretmen derse başlamıştı ama ben ne dersi dinliyordum ne de tahtaya yazılanları defterime yazmıyordum.En sonunda kendimi toparlayıp derse odaklanmaya çalıştım pek başardığım söylenemez ama neyse ders bitince telefonumu ve kulaklığımı çıkarıp müzik dinlemeye başladım.Ders zili çalınca telefonumu ve kulaklığımı çantama koyup öğretmenin gelmesini bekledim.2. Ders biyolojiydi ve her zaman ki gibi yazı yazıcaktık.Öğretmen derse girip yoklamayı alıp derse başladık.Elif ve ben dersi dinlemeyip sıraya bir şeyler çiziyorduk.Ögretmen dersle ilgilenmediğimizi görünce bizi uyarıp derse devam etti ama onu dinleyen kim kimse.Bu işkence gibi gecen 2 dersde bitmişti sonunda ve öğle arasına çıkmıştık.Herkes sınıftan çıkmıştı sadece ben kalmıştım her zaman ki gibi yanlız ama bu hayatı seviyordum ya da öyle inanmak istiyordum.Para mı alıp kantine indim.Tost alıp kantinde bir masaya oturdum.Tek başına yemek yerken yanıma bir kız geldi ve oturabilir miyim diye sordu bende olur dedim ve karşıma oturdu.Yemeğim bitip masadan kalkarken karşıma oturan kız bana seslendi.

Devam edecek...

Beni takip etmeyi unutmayın ve umarim beğenmişsinizdir

Araf SendromuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin