I

939 34 4
                                    

2021 Topkapı Sarayı/ İstanbul

Saatler oluyordu çalışmaya başlayalı. Sahi son günlerde gününün ne kadarlık bir süresi bu sarayda geçiyordu Defne'nin? Kendisi de bu soruları sordu fakat cevaplar onu korkutmuyor hatta tatmin ediyordu.

Ağrımaya başlamış boynunu eliyle kavrarken kaslarında duyduğu hassasiyet ile ne kadar ileri gittiğini anlamıştı. Birkaç esneme hareketinden sonra tekrar kağıtlara gömülmekti niyeti.

Bu sarayda dört yıldır çalışıyordu fakat henüz istediklerini elde edememişti. En büyük gayesi tarihin bir bilinmeyeni ya da hakikat sanılan bir yanlışını bulup aydınlatmaktı. Her geçen gün buna yaklaştığını hissetse de hala çok uzaktaydı emellerinden.

Derin bir nefes alırken önüne bırakılan kahve bardağı ile irkildi zira derince düşüncelerde boğuluyordu. Kafasını kaldırdığında gelenin Mustafa olduğunu anlamıştı.

"Konya'dan haber geldi sonunda. Göndermişler eseri."

Defne gelen her bir evrak, kitap, sayfa ve ya mektup için tabiri caizse delirirdi. Bir cümle ile bir çok karanlığın aydınlanabileceğine defalarca şahitlik etmiş bu sebeple her işi için titizce çalışmayı görev edinmişti kendine.

Artık nadiren geliyordu yeni eserler ve üzerinde çalışma talihine herkes sahip olamıyordu. 

"Sonunda." dedi genç adamın elindeki kağıtlara bakarken.

"Tam olarak nereden bulmuşlar bunu?"

"Konya'daki sancak sarayında bulunmuş restorasyon çalışmaları sırasında. Oldukça eski olmasına rağmen çok bir tahrip yok. Bir an önce başlarsak iyi olacak."

"Eski olması ilgi çekici fakat çok bir şey çıkacağını sanmıyorum."

Karşısına her seferinde hazine ile ilgili kayıtlar çıkıyordu hala onu tatmin edecek bir gerçek bulamamıştı Defne.

Sandalyesini sola çekerek Mustafa'ya oturması için yer açtı. Kahvelerini yudumlayıp bir çalışma stratejisi belirlerken umduklarına çok tezat bir hikayenin onları beklediğinden habersiz işe koyuldular.

Semender 'Tamamlandı' Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin