🎹~11.Bölüm:Kavuşmak ve...~🎹

65 7 0
                                    

Düşesin kalbi
Keyifli okumalar...
Medya:

✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Pencereyi ağır ağır döven yağmur damlaları, ritmik sesleri ile uyuşmamı sağlıyordu. Hemen önünde oturduğum pervazın genişliğinde dizlerimi altımda toplamış, sıcak sütlü çayımla boş vaktimi yağmuru izleyerek değerlendiriyordum. Bayan Odette sağ olsun, başımı bana sağlanan eğitimlerden kaldıracak pek vaktim olmuyordu şu sıralar. Önüme sunduğu gerekçelerin en kuvvetlisi ise çok fazla aksatmam ve sürekli olarak ilk öncelikli görevimi unutmam olarak gösteriliyordu. O yüzden öğleden sonrası bastıran yağmurun gelip geçici olmaması için dua ediyordum,  gerçekleştireceğim sıradaki dersimin mürebbiyesi yağmur sebebiyle gelememişti, daha doğrusu üşütmesini zatürreye çevirmekten çekindiğini söyleyememişti. Dün kendisiyle yaptığımız derste hapşurmalarından hiçbir şey anlayamamıştım, kaldı ki bugün bunlardan sual olmak da istemiyordum. İyi olmuştu.

Önümde yağan yağmurun sesi dinginleşmeme vesile olurken ister istemez sevgili dostumun güvende olduğunu hatırlamış aklım kendisine kaymıştı. Başımı geriye yaslayıp, elimdeki fincanı kucağıma çekmiştim. Kendisi ile görüşmek için can atıyordum, bir kez daha kollarımı etrafına sarmanın hissini özlemiştim. Menekşe gözleri ile hasret gidermeli, sesini tekrardan duyumsamalıydım. Fakat öncesinde gerçekleştirmem gereken konular vardı, Benedict'ten bizi görüştürme iyiliğini istesem dahi Dük ve Düşes başta olmak üzere bu olayı elbet birileri fark edecek, isteğim yüzünden başımız derde girecekti. Daha önceleri Bayan Odette bizi itina ile gözetlerken- ki bunun manasını kendim öyle kabul etmesem dahi adap gereği olduğunu iyice öğrenmiştim- yalnız kalmamız uygun bulunmuyordu. Bu sebeplerden dolayı geriye tek bir düz yol görüyordum, düşes hazretlerine başımdan geçen her şeyi anlatmak ve kendisinin bana izin vermesini ummaktı. Doğru düzlüğe çıkmayı sağlayacak yegâne seçimdi. Başka bir yerden veya kişiden öğrenirse sonuçlarını düşünmek dahi istemiyordum. Bana olan azıcık güvenini yitirmek bir facia olurdu.

Yinede kendisinden o kadar çekiniyordum ki, bu konuyu kendisi ile beraberken aklıma dahi getirmiyordum. İzin vermez dahası bu yüzden kızarsa ne yapar nasıl o durumdan çıkabilirdim tamamen belirsizdi. Arkadaşımı görmemi yasaklayabilir ve dahi Benedict'in her ne yaptıysa hepsini tersine çevirebilirdi.

İki arada bir derede kalmayı her seferinde nasıl başardığımı ise bir türlü çözemiyordum, kimi seçsem ardımda bıraktığım daha büyük bir felaketle üstüme yıkılacak gibiydi.

"Miss. Dare, bana kızacaksınız ama galiba suya karşı hülyalı bakmayı ayrı bir seviyorsunuz."

Düşüncelerimi bıçak gibi kesen alaylı cümlenin sahibine döndüğümde şaşırmadan edememiştim. Elimdeki fincandaki çay hafifçe zıplamamdan dolayı üstüme sıçramıştı. Odamın ortasında kaygısızca dikilen beyefendiye söylenmeden duramamıştım, böylesine anice ortaya çıkması saygısızlıktı.

DÜŞESİN KALBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin