Minho evden çıkmadan önce son kez kendisine baktı. Hava aşırı sıcak olduğu için giydiği siyah kolsuz tişört ve altına giydiği gri eşofmanla kendini beğenmişti. "Daha özenli giyinirsem..." diye düşündü kendi kendine. Ama Chan ve Changbin Hyungun kendisiyle dalga geçiceğini bildiği için düşüncesini yok etti. Etrafına baktı ve takılarını koyduğu kutudan kendisine hediye alınmış bir bileklik ve küpe aldı. Zorla da olsa takmayı başardı ve çapraz çantasını omzuna takıp evden çıktı.
Otobüse bindiğinde bile gerilmişti. Arkadan gelen izlenme hissi onu gerdiği için arkasına baktı. Sarı uzun saçlı çocuğu kendisine bakarken görünce şaşırmıştı. Çocuk da gözlerini ondan direkt ayırdı. Minho da onu izleyen çocuğu baştan aşağı süzdüğünde kendisinin aksine çok daha güzel ve pahalı giyinmiş biri olduğunu farketti. Çok temiz ve güzel bir yüzü vardı. Sarı saçları boya olsa da ona çok yakışmıştı. Biraz da tanıdık gelmişti. Yanına gidip sorabilirdi... Fakat yanlış anlaşılma olasılığını düşündü...
...
Otobüsden sonunda indiğinde etrafına bakındı. Eskiden o da bu mahallede oturuyordu ve her yerde Jisung ile olan anıları vardı. Yanlışlıkla öpüştükleri zamanı dün gibi hatırlıyordu. "Küçükken bile daha çapkınmışım..." dedi kendi kendine. Dedi ve yürümeye koyuldu, etraftaki insanlar kendisine bakıyordu. Hepsine teker teker selam vermekten boynu ağramıştı ki sonunda binanın içine girdi. Girer girmez karşısına çıkan kapının zilini çaldı.
" Seeelaaaaaam~"
Minho kapıyı Aegyoʼyla açan Changbinʼe güldü. "Hyung yapma şunu ağzının ortasına çakasım geliyor. " dedi hala gülümsemeye devam ederken. Changbin bir of geçirdi. "JISUNG! KOCAN BANA BAĞIRIYOR!" diye içeriye doğru haykırdı. Minho ani bir haraket ve panikle Changbinʼin ağzını kapattı. "Hyung yapma şunu rahatsız olucak!" dedi fısıldsrmışcasına. Changbin sadece gülümsemekle yetinirken Jisung içeriden "Minho gelirken bir şey almışsındır umarım!" diye bağırdı. Minho kocan denilince direkt kendisinin anlaşılmasına içten içe sevinçten çığlık attı. Ellerini Changbinʼin ağzından çekti ve salona doğru yürümeye başladı.
"Bir şey almadım ama çantamda içecek var." Jisung sevinçten bir bebek gibi gülümsediğinde Minho mutluluğunu saklayamadı. "Al bakalım! Seni minnak sincap." dedi dşaga geçermişcesine.
"Ya yerim sizin flörtleşmenizi!" dedi Bangchan sinirle. Bunu sinirli bir biçimde söylemişti. Ayağıyla Minhoʼnun sırtından itmesiyle Minho yere yuvarlandı. "Of hyung!" dedi sinirle. "BU ARADA!" diye devam ettirdi sözünü. "Otobüste ne oldu inanamazsın!" dediğinde Changbin içeri girdi. "Anlat." dedi emir verirmişcesine. Minho hemen anlatmaya başladı;
"İşte ben geliyorum ya buraya; Ondan sonra otobüste birinin beni izlediğini hissettim." dedi gülümserken. "Ee sonra?" dedi Changbin. "İşte kimin seyrettiğine bakmak için arkamı döndüm. Sarı uzun saçları olan bir çocuk bana bakıyordu. Göz göze geldiğimizde kaçırdı gözlerini falan ama giyimi çok güzeldi. Saçları böyle sapsarı ışıldıyordu. Yüzü falan bembeyazdı, tek bir kusur yoktu! Gözlerine turuncuya kaçık bir göz makyajı yapmıştı..." Bunalrı anlatırken Bangchan git gide ayağa kalktı. "E abi gidip almadın mı Instagramını?" dedi sorgulayan ses tonuyla. "Çok almak istedim ama gay değilse reddedilirdim. Korktum açıkçası." Changbin atıldı "O çocuğun gay olmama ihtimali yok." dedi "Senin dikkatini çeken tek hetero Jisungʼdu şu ana kadar."
Jisung adının geçmesiyle kırılmış gözlerle onlara döndü. Sertçe yutkundu ve ağzını kemirdiği şişeyi kapattı. "Keşke alsaydın. Artık bana yavşaman gerekmezdi." Kırgınlığın belli etmemeye çalışarak konuştu. Minho iç çekti; "Benim hayatımda gerçekten aşık olduğum ve olacağım tek insansın Jisung."dedi. Changbin ortamdaki kalp kırıklığı havasını hissedebiliyordu. "Neyse, gel de masaj yapıyım kafana." dedi Minho. Jisung gülümseyerek ayağa kalktı ve Minhoʼnun önüne oturdu. Minho onu kafasından çekerek dizlerine yatırdığında Jisung hiçbir şey demeden gözlerini kapattı.
"Gençler ben kalkıyorum. Annem evde süt bekliyor." dedi Bangchan. "Ben de seninle geliyorum Hyung!" diyerek ayağa kalktı. "Tamam siz gidin! Apartmanın kapısını kapatmayı unutmayın ev sahibi bana kızıyor!" dedi Jisung. Minho Jisungʼun alnını ovalamaya başlamıştı. Changbin ve Bangchan evden çıktıklarında Jisung hala gözleri kapalı bir şekilde Minhoʼnun kucağında uzanıyordu.
"Ahhh~ Hyung çok iyi geldi." dedi Jisung gözlerini açarken. Minho tamamen odaklandığı yüzün gözleri birden açılınca kendi gözlerini kaçırdı. Jisungʼsa Minho gözlerini kaçırınca şaşırmıştı. "Minho-" cümlesini devam ettirmeden önce "Özür dilerim..." sesi kulaklarında yankılandı. "Ne oldu lan?" dedi Jisung birden. Minho yutkundu.
"Boşver şimdi!" dedi Jisung. Çok sıcak ölmek üzereyim." diye söylendi. Minho gülümseyerek" Beraber duş alalım mı?" diye sordu. Jisung omzuna vurur vurmaz da kahkaha savurdu. "Çok sıcaklıyorsan üstünü çıkart. İkimiz de erkeğiz sonuçta?" dedi Minho. Jisung Minhoʼya baktığında asla şaka yapmadığını anladı. "Sen istersen çıkart ama ben kendimi giyinik seviyorum."
"O zaman sen üstümdekini al, hem bol hem de ince." dedi Minho. Jisung olur anlamında kafasını sallayınca Minho direkt üstündekini çıkarttı. Jisung gözlerini Minhoʼnun bedenine diktiğinde Minho kahkaha atmamak için kendini zor tuttu. "Giyecek misin?" diye sorar sormaz Jisung kendine geldi ve Minhoʼnun elindeki kolsuz tişörtü alıp kendi üstüne geçirdi.
"TAK TAK TAK!"
Aniden kapı çalınca ikili birbirlerine baktılar. Jisung kapıyı açmak için ayağa kalkarken Minho kendini koltuğa attı ve u anmaya başladı. Yarı çıplak bir şekilde öylece uzanırken birden kimin geldiğine bakıyordu...
Jisung kapının kolunu çevirdi ve "Hann Selaam!" diye içeri dalan kıza engel olamadı.
ㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Creep // Minsung
Fanfic"Seni seviyorum Han Jisung." "Minho, ben..." Yarısı düz yazı, yarısı Texthing yazılmıştır. Radiohead-Creep