16. Bölüm

647 53 17
                                    

Minho kapı açılır açılmaz binaya daldı ve Jisungʼa doğru koşmaya başladı. Jisung kapıda öylece dikilip ağlarken ona sıkıca sarıldı. "Hyuunng~" Jisung kafasını Minhoʼnun omzuna koyduğunda bütün göz yaşları ve salyası Minhoʼnun boynunu ıslatmıştı. Minho ise Jisungʼu oldukça kendine bastırıyor ve kendisini ağlamamak için zor tutuyordu. "Şşş ağlama Jisung. Ağlama. En sevdiğin yiyecekleri aldım. Hadi gel film izleyelim. Yeter ki sen sakin ol."

"Hyung. Benden nefret etme!" diye bağırdı Jisung. "Hayır! Hayır senden nefret etmiyorum. Seni Liseden beri seviyorum. Seni hep sevdim Jisung." Jisung burnunu çekti. Bunu duymaya ihtiyacı varmış gibi hissediyordu. Ağlaması aniden yavaşlamıştı. Ama durmamıştı. "Ben de seni..." dedi Jisung sessizce. Minho zor da olsa gülmüştü. Jisungʼun kafasını uzaklaştırdı ve yüzünü avcunun içine aldı. Baş parmaklarıyla göz yaşlarını silerken göz bebeklerine odaklanmıştı.

"Seni öpebilir miyim?" dedi Minho aniden. Jisung dudaklarını birbirine bastırdı. Ne diyeceğini bilmiyordu. "Sessizliği evet sayarım." dedi Minho ciddi bir ses tonuyla. İmasını ve sorarcasına söylediği cümledeki kelimeler yavaşça dökülnüştü ağzından. Jisung yine sessiz kalınca gözlerini onun dudaklarına dikti. Jisungʼun gözleri refleks olarak kapandı ve Minhoʼnun kendisini öpmesini bekledi. Bir yandan korkuyordu ilk defa bir erkeği öpecekti? Dudaklarında hissetmeyi beklediği sıcaklığı yanağında hissedince şok oldu fakat gözlerini açamadı. Yanaklarından burnunun ucuna, burnunun ucundan alnına, alnından çenesine giden dudaklar onu sakinleştirmeye tamamen yetmişti.

Minho kafasını geriye çekti. Jisung gözlerini açtığındaysa gülümsemekle yetindi. Jisungʼun gözlerine odaklanmış bir şekilde bakmaya devam ederken Jisung bir kendisine bir de dudaklarına bakıyordu. Daha önceden bu kadar pembe ve güzel dudakları olduğunu görmemişti. İçinden onları öpme isteği asla çıkmıyordu.

"Jis..." Minho sözünü bitirmeden yakasından çekilmesiyle şoka uğradı. Gözleri kocaman olmuştu ve nerdeyse kendisini öpmek üzere olan çocuğa bakıyordu. "Hyung." dedi Jisung sesinin en kalın haliyle. Dedi ve gözlerini Minhoʼnun gözlerine dikti. "Seni seviyorum." dedi son birkez. Minho için ayırdığı nefesini daha fazla harcamak istemedi. Kendi dudaklarını Minhoʼnun dudaklarına bastırdı. Minho gülümsemesine engel olamıyordu. Jisung dudaklarını öpmeye başlayana kadar sadece dudaklarını birbirlerine bastırdılar.

Minho ellerini Jisungʼun beline sarmaya başladı. Jisungʼsa Minhoʼnun ensesiyle oynuyordu. Birbirlerinin dudaklarını emerken ikisinin de nefesi çoktan kesilmişti. Dudakları aynı zamanda çok tatlı ve yumuşak bir his verirken aynı zamanda da vücutlarını yakıyordu. Yüzleri cayır cayır yanarmışcasına kızarıyordu. Vücutlarını kontrol edemiyorlar, içlerinden ne gelirse onu yapıyorlardı. En sonunda ikisi de birbirlerinden ayrılmak zorunda kaldı. Aniden geri çekilseler de vücutları hala birbirine yapışmış durumdaydı. Derin nefesler alırken Jisung sesli bir şekilde güldü. Minho da ona eşlik ettiğinde burunlarını birbirlerine yasladılar. İkisi de birbirlerine doyamamışlardı. Sonsuza kadar birbirlerini öpmek istiyorlardı. Öyle de oldu, sonsuza kadar olmasa da sabaha kadar birbirlerini öpmeye devam ederken öpüşme sesleri sessiz odanın içinde yankılandı.

                     ㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡ

                     ㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Creep // Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin