15. Bölüm

140 8 2
                                    

Buluşma zamanı gelmişti. Planlandığı gibi Timuçin daha önceden belirlenmiş olan masaya oturdu ve Yıldırım'ı beklemeye başladı. Furkan Yakup'da yerini almak için binaya çıkmıştı. Silahını kurdu, iyice odaklandı ve beklemeye başladı. Şimdilik görünürlerde Yıldırım yoktu. Az sonra başına geleceklerden habersiz avını bekliyordu. Yıldırım, dikkatlice Furkan'ın görüş açısının olmadığı bir yerden binaya giriş yaptı ve sessizce çıkması gereken kata doğru çıkmaya başladı. İki dakika sonra kadar kata varmıştı. Sessizce arkasından yaklaştı. Elinde bir odun vardı. Yaklaştı ve seslendi:

─Hey.

─Sen kimsi....

Furkan lafını bitiremeden Yıldırım suratına odunla vurmuş ve bayıltmıştı. Timuçin'i aradı ve arabayı binaya getirmesini söyledi. Timuçin geldikten sonra Furkan'ı arabaya yüklediler ve oradan uzaklaştılar. Plan tıkır tıkır işlemişti. Yıldırım, Timuçin'e bir adres verdi ve oraya doğru sürmesini söyledi. On dakika sonra adrese vardılar. Yıldırım her şeyi hesaplamıştı. Geldikleri yer ıssız eski bir depoydu.  Furkan'ı içeride bir sandalyeye oturtup bağladılar. Henüz ayılmamıştı. Yıldırım, Timuçin'e gitmesini söyledi. İtiraz etmedi ve gitti. Yıldırım ile Furkan yalnız kalmışlardı. 

Tokat atarak Furkan'ı uyandırdı. Furkan olanlara anlam verememiş bir şekilde etrafına baktı ve Yıldırım'ı gördü:

─Sen...

─Görüşmeyeli uzun zaman oldu öyle değil mi? Hep avladıktan sonra şimdi av konumuna düşmek nasıl bir duygu ha Furkan? (Yaklaşır ve yumruk atar.)

─Bunların hepsi bir tuzaktı demek ha. Bana ne yapacaksın?

─Senin gibi bir adamın bu soruyu sormaya hakkı yok.(Bir yumruk daha atar.) Şimdi benim sıram.

Biliyor musun, ben öyle seninki gibi kötü bir çocukluk geçirmedim. Ailemiz varlıklıydı rahat yaşadım. Annemden ve babamdan iyi  terbiye almıştım. Züppe falan değildim yani. İlkokul ve liseyi  iyi bir kolejde okudum. Üniversiteyi iyi sayılabilecek bir şekilde bitirdim. Sonra kendi işimi kurdum. Sonra annem ve babam öldü. İlk şokumu o zaman yaşamıştım biliyor musun? İşlerimi büyüttüm. Aşağılık ortağımla tanıştım sonra. İşleri daha da büyüttüm. Yani genel olarak iyi bir hayat geçirdim.

Ama sonra ne oldu biliyor musun? Bir gün yolda yürüyordum. Bir adam gördüm. Dertli görünüyordu. Dertleşmek istedim yanına oturdum. O beni ben ne olduğunu bile anlamadan bıçakladı. Beni öldürmeye çalıştı. Ama ölmedim işte karşındayım. Uzunca bir süre hastanede yattım. Neredeyse uyuduğum her uykuda beni bıçakladığın anı tekrar tekrar yaşadım. Hayatım işte o zaman kabusa döndü. İşte o zaman senden intikam almaya yemin ettim. Seni mutlaka bulmam gerekiyordu. Seni öldürmeden huzur bulmayacaktım. Sonra ne oldu biliyor musun? Ailemin yetiştirdiği iyi terbiyeli Yıldırım gitti. Yerine intikamını almak için her şeyi yapacak olan  pislik, şantajcı bir Yıldırım geldi. 

Buna dönüştüğüm her an kendimden tiksindim. Sen benim hayatımı çaldın. Şimdi ben de senin hayatını çalacağım.  Beni öldürmek için asla bu kadar hevesli olmamalıydın.

Belinden çıkardığı silahı Furkan'ın kafasına dayadı. Furkan konuşacak gibi oldu:

─Du...

Yıldırım bir kez daha Furkan'ın konuşmasına izin vermedi. Bir silah sesi ve Furkan Yakup ölmüştü.

Yıldırım kendine baktı. Birisini öldürmüştü ve bu amaca ulaşana kadar binbir türlü şey yapmıştı. Kendinden gerçekten tiksiniyordu. Telefonunu çıkardı. Avukatı aradı.

─Erdal, vasiyetnameyi polise ver. Ben artık yokum.

Pat!

Bu Yıldırım'ın son sözleri olmuştu...

İntikam YeminiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin