UZUN YILLAR ÖNCE...
Etraflarındaki kırmızı aura kalktığında küçük Uzay bulunduğu yeri idrak etmeye çalışıyordu, tek katlı eski evlerin çoğunlukta olduğu köyün sonradan şehre yaklaşmasının artısını alıyordu. Yer yer çiçeklerle ve yabani otlarla bezenmiş yeşil alanlar, evlerin önündeki şirin bahçeler, etrafta koşuşturup oyun oynayan çocuklar vardı. "Nereye geldiğimizi biliyor musun Uzay?"
Hayır anlamında kafasını sağa sola salladı, geldikleri yer hakkında en ufak bir fikri dahi yoktu. Etrafı usul usul inceliyordu, yabancı olduğu her yer onu fazlaca ürkütüyordu. Şu an oldukları mahallenin ne kadar güzel olduğuyla ilgiliydi daha çok, günlerinin çoğu zamanını karargâhta geçirdiğinden dışarı çıkıp oynayacak vakit bulamıyordu. "Karşı bahçedeki oynayan kız çocuğunu görebiliyor musun?"
Gözlerini o yöne çevirdiğinde çimlere yayılmış küçük bir kilimin üstünde oturmuş oyuncaklarıyla oynayan bir kız vardı, az çok onunla aynı yaştaydı. "Evet Alya teyze görebiliyorum." 'Nasıl eğleniyor benimse bunlara ayıracak vaktim bile yok' diye düşünüyordu küçük Uzay. Göğsünde ufak çaplı bir ağrı baş gösterdiğinde Alya hanımın kolunu sımsıkı tuttu, ağrı her geçen dakika şiddetleniyordu, enerjisi içinden çıkmak için can çekişiyordu, acıdan dizlerinin üzerine çöktü.
"Alya teyze, ne oluyor bana?" O da en az küçük Uzay kadar endişeli olmasına rağmen cevabı adı gibi biliyordu, zaten başka bir neden için onu buraya getirmemişti. Küçük Uzay'ın yüzünü ellerinin arasına aldı, kötü bir durumun olmadığını mimikleriyle anlatabilmek için tatlı bir gülümseme takınmıştı, Uzay ise ellerine baktığında enerji özü artık dışarıya çıkarak ellerinin etrafında ip gibi sarmalanıyordu. "Tamda tahmin ettiğimiz gibi, korkmana gerek yok o kızın adı da Evrin, senin enerji ikizin."
"Enerji ikizim mi?" Eğitimlerinin daha çok başında olmasına rağmen iliklerine kadar hissediyordu, acıya daha fazla karşı koyamıyordu geçeceğini umarak yumruğunu küçük bedenine bastırdı. "Evet bir tanem, biz babanla bağlarımızı koparmış olabiliriz ama nasıl olduysa kopmayan son bağ kırıntıları size geçmiş, sadece bir tahmindi bu ama şimdi görüyorum ki gerçekmiş."
Küçük Uzay yaşadığı ana fazlasıyla şaşkındı, daha etrafındaki kimsenin enerji ikizini bulamadığını bildiğinden de içten içe şanslı hissediyordu fakat bu kafasının allak bullak olmasını engelleyememişti, kıza bakmaya da devam edemiyordu çünkü her baktığında acısı daha da katlanıyordu. "Artık gidebilir miyiz?"
Alya başıyla onay verdikten sonra değneğini çıkardı, üstlerinde spiral şeklinde dönen değnek kırmızı aurayı ortaya çıkarıp etraflarını sardı, oradan ayrıldığı her saniye acısı da azalıyordu, nefesini düzene sokabiliyordu artık. Ana karargâha geri döndüklerinde ilk gidecekleri yer baş koruyucunun odası oldu, Alya Hanım kapıyı iki kez tıklatıp Uzay ile içeri girdiler, Ömer Bey masasının önündeki koltuklara oturmaları için direktif verdi. Çok geçmeden Sadi de odaya geldiğinde küçük Uzay dışındaki herkes fikirlerini beyan etmeye başlamıştı.
"Gerçekten Uzay'ı yanına gönderecek miyiz?"
"Bilemiyorum, Erdi öğrenmemeli annesi bu fikre sıcak bakmayacaktır."
"Ama Uzay, Evrin'in enerji ikizi ondan daha iyi bir rehber bulacağımızı sanmıyorum."
Bütün fikirler havada uçuşurken küçük Uzay anlamayan gözlerle etrafı izliyordu, tanımadığı bir yere, yeni tanıştığı kızın yanına gitme fikri fazlasıyla endişelendirmişti onu. Sıkıntıyla ellerini ovuşturuyor oturduğu yere daha çok siniyordu, Uzay'ın gergin halini hisseden Alya oturduğu yerden kalkıp Uzay'ın önüne geldi, ovuşturduğu ellerini avuçlarının arasına aldı. "Bunda korkacak bir şey yok bir tanem, sadece iyi bir koruyucu olacak yaşa gelene kadar onun yanında olmanı istiyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeryüzü Koruyucuları
Fantasy-21. Yüzyıl Serisi Başlangıç Kitabı- BİZİM GİBİ, BİZDEN FARKLI... Algılayamadığımız boyutların ötesinde... Karanlığın anavatanında yaşamaya zorlanan, insanlığın unuttuğu, tarih sahnelerinden sildiği Gece Halkı. Karanlık Çağ olarak adlandırılan zaman...