X; Alper Bey, kararınızı sorgulamak bana düşmez ama emin misiniz?
X; Yani içeri tıkmak için yıllarca uğraştığınız adamların ellerini kollarını sallayarak dışarı çıkmasına izin mi vereceksiniz?
A; Keyfimin kahyası böyle istedi. Şimdi benim kararlarımı sorgulamak yerine başka şeyler ile ilgilen. Yağız ile Çağan çıktı mı cezaevinden?
X; Kapının önündeler.
A; Şimdi planın sana düşen kısmına geldik. Bu işi hallettikten sonra beni mutlaka ara.
X; Peki Alper Bey.
...
Normalde Yağız ve Çağan ile işim bitmişti. Tuana, sevdiği çocuğun neler yaptığı öğrenecek, gerçekler ortaya çıkacak ve herşey burada bitecekti. Fakat tek suçlu Çağan değilmiş maalesef...
Yağız'ın, benim kızımın ölümüne sebep olduğunu öğrendiğimden andan itibaren işimin henüz bitmediğini anlamıştım. 3 kuruş para için benim kızımın canına kıyan o pislik bunun bedelini o canından çok sevdiği Leya'cığı ile ödeyecek.
Çağancık ile Yağız'ı kendi ayarladığım taksi ile Tuana'nın evine yolladıktan sonra herşey bitmiş olacak. Böylece ikisi de yaptıklarının bedelini ödeyecekler.
...
X; Siz hala gitmediniz mi?
Y; Yok be abi. Nereye gideceğimizi bilmiyoruz ki.
Ç; Sevgilimin evine gidecektik aslında ama...
X; Ama?
Ç; Beni hayatta affetmez.
X; Seven, sevdiğini herşeyiyle sever. Hataların olsa bile sever.
X; Hem kimin hatası olmaz ki?
Ç; Benim hatam affedilemez.
X; Sen bu derde bu kadar takmış olabilirsin ama emin ol senin bu hatan onun için zerre önemli değil. Eğer seni cidden seviyorsa seni her hatanı affeder.
Ç; Bilemedim şimdi... Sen ne diyorsun Yağız? Gidelim mi?
Y; Bence o sana hâla çok kızgın. Ama eğer istiyorsan git. Ne olacaksa olsun. En fazla ölürsün yani...
Ç; Baya yardımcı oldun (!)
X; Ben çağırıyorum bi' taksi size o zaman!?
Ç; T-tabi...
...
Leya'dan...
Tuana sinirden ağlıyor, Deniz sevdiği kız için ağlıyordu. Benimse elimden birşey gelmiyordu. Durum iyice kötüleşiyor olduğu için aklıma ilk geleni yaptım.
Koştum banyoya, su ile doldurdum kovayı. Sonra da o su ile bizim sulu gözleri ıslattım. Her nasıl olduysa ağlamaları durmuştu, sanırım başarmıştım.
T; Leya n'apıyorsun?
D; Bu neydi şimdi?
Le; Ağlamaya devam ederseniz, bu sefer kafanızda yumurta kırarım!
Le; Zırlamayın bakayım!
D; E bütün dram gitti!
T; Bence biraz da içimize ağlayalım da Leya başımızda yumurta kırmasın.
Le; Haklısın ikiz. O yüzden şimdi ağlamayı bırakıyorsunuz ve film izliyoruz.
D; Ama Ülkü?
Le; Telefonu masaya koy. Çalarsa açarsın.
D; Ben mısır patlatacağım. Belki moralim yerine gelir.
...
Tu; Sağol Leya, saçma bir şey yaptın ama iyi ki yaptın. Yoksa bütün gün ağlayacaktım.
Le; Aynen, zaten bir daha asla görmeyeceksin Çağan'ı. O, Alper sayesinde suçunun cezasını çekiyor.
Tu; Aynen, galiba Alper'e teşekkür etmem lazım.
Le; O kadar abartmayalım da...
Le; Artık ne Alper var, ne de Çağan! Artık bizim için öyle birileri yok!
D; Bence en yakın zamanda taşınmalıyız. Yağız ve Çağan yüzünden suçlu gibi polislerden kaçıyoruz.
D; Artık başka bir ülkeye gidelim ve yeni bir hayata yelken açalım.
Le; Abim haklı Tuana.
T; Haklısınız, ben de onu unutmalıyım. Çağan ile olmaz, annemlerin katili ile olmaz.
Le; Artık film izleyebilir miyiz!?
T; Olur, hadi aç filmi.
...
*filmin ortasında kapı çalar ve kapıya Tuana bakar.*
T; Ay bıktım şu komşularda-
T; Çağan...
...
Selamlar :)
Bu kitaba bayadır bölüm atmıyordum, iyi oldu.
Kitap yavaştan finale gidiyor. O yüzden pislik ile vedalaşın.
Öyle bir final yapacağım ki...
Herneyse bir sonraki bölümde görüşmek üzere :)
gAlğPcİ cEycEy gAlğP bıRakIĞp gİdEyOğ
->pislikfinalegidiyor🤧
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
