62

300 24 0
                                    

Tuana'dan...

Polisler, Alper'i karakola götürdükten sonra abim ile beraber Leya'nın yanına gitmiştik. Koltukta öylece ağlıyordu. Çağan ve Alper'den sonra en nefret ettiğim kişi Yağız'dı ama yine de ölümü beni de üzmüştü. Birinin ölümüne sevinecek kadar düşmedim.

"Leya lütfen ağlama artık. Ağlamak onu geri getirmiyor."

"Biz bunu haketmemiştik Tuana. Bizim sonumuz böyle olmamalıydı!"

"Yağız yaşasaydı birşey değişmeyecekti. Yine birbirinizden ayrı olacaktınız."

"Aynı şey mi Tuana?!"

Haklıydı. Ayrı olmak ve ayrılmak farklıydı. Önceden Yağız hayattaydı ve ayrılardı ama şimdi Yağız öldü ve ayrıldılar. Artık sevdiğin insan ile aynı havayı soluyamıyorsun. Çok berbat bir his gibi geliyor kulağa. Leya'yı görünce bu düşündüğümden daha bile berbat olduğunu anlıyordum.

"Özür dilerim Leya. Ne yazık ki Yağız için elimden birşey gelmiyor."

"Sorun değil. Amacının beni bir an önce toparlamak olduğunu biliyorum. Sadece acıma saygı duymanı bekliyorum. Bir türlü kavuşamadığın adamın ölümü çok da kolay birşey değil çünkü!"

Leya'ya sıkıca sarılmıştım. İhtiyacı vardı. Bunu hissediyordum. Keşke ona daha fazla yardımcı olabilseydim ama elimden gelen şeyler sınırlıydı.

Kendimi onun yerine koyduğumda hak veriyordum. Çağan ölseydi eğer ben de onca sözüme rağmen ağlardım. Sen ne kadar inkar etsen de nefret etsen de onun adına bile aşık olduğun gerçeği değişmiyor.

Sonra abim yanımıza gelmişti. Öncesinde Leya'ya sarılmış sonra da benim sırtımı sıvaslamıştı.

"Daha iyi misin?"

"İyi olmaya çalışıyorum. Çünkü iyi olmak zorundayım."

"Eve gidince bol bol ağlarsın. Şimdi yeri ve zamanı değil."

Leya, abimin dediklerine başını sallayarak onay verdikten sonra abim yeniden konuşmaya başladı.

"Size bir haberim var. Hoşunuza gider mi gitmez mi bilmiyorum. O yüzden önceden sormak istedim."

"Neyi sormak istedin?"

"Şöyle ki Alper'in kız arkadaşı varmış."

"Alper'in? O kadar manyak birinin sevgilisi olabilir miymiş?!"

"Sen de bir ara onunla sevgili değil miydin Tuana? O kız da bir hata yapmış işte."

"Yağız kaza yaptığında bu kız da onun yanındaymış. Arabanın içindeymiş. Yani bu kızdan olayların Alper'in dediği gibi mi geliştiğini öğrenebiliriz."

"Alper onun sevgilisi! Kız neden sevgilisini hapise attırsın ki?"

"İşte bu yüzden önce ona iyilik edip evimize alacağız. Onunla elimizden geldiğince ilgileneceğiz. Sonra da Alper hakkındaki olayın gerçek yüzünü soracağız. O da bunca yaptıklarımızdan sonra gerçeği anlatır bence."

Abimin planını sevmiştim. Hem Leya'nın nasıl acı çektiğine evde kendi gözleri ile şahit olacağı için gerçekleri söyleyebilir. Belki şahitlik bile eder! O yüzden abimin dediği planı uygulamamız gerekiyordu. Tek dileğim kızın aynı Alper gibi pisliğin teki çıkmamasıydı.

Kızı biraz tanımak istiyordum. O yüzden şimdi yanına gidip tanıştıktan sonra abime net bir cevap vermeye karar vermiştim.

Abimle bunu konuştuktan sonra Leya ve abim ile birlikte Alper'in sevgilisinin yanına gittik. Kız etrafa boş boş bakınıyordu. Ta ki abimi görene kadar. Garipti biraz.

"Merhaba Defne. Ben Deniz, memnun oldum."

"Adımı nerden biliyorsunuz?"

"Hemşirelerden öğrendim. Bu arada bunlar da benim kardeşlerim Leya ve Tuana."

"Memnun oldum kızlar."

Leya ile beraber tebessüm etmek ile yetinmiştik. Kıza tam olarak güvenemiyordum. O yüzden fazla samimiyete gerek yoktu. Leya'nın kafası zaten burada değildi. Onun konuşmaya hâli yoktu şuan. O yüzden abim bizim yerimize de konuşuyordu.

"Lafı uzatmak istemiyorum. Direk konuya gireceğim. Alper ile sevgiliymişsiniz ve sanırım onun evinde kalıyorsun. Fakat şimdi o karakolda. O yüzden sen iyileşene kadar bizimle kal. Sana uyar mı?"

Defne, abimin dediklerine acayip şaşırmış gibiydi. Sonrasında kendini topladı ve eski surat ifadesi ile konuşmaya devam etti.

"Alper neden karakolda?"

"Bunları sonra evde konuşuruz. Şuan tam iyileşmediğin için seni bu tarz konularla yormak istemiyoruz. Şuan asıl önemli olan davetimizi kabul edip etmemen."

"Ben tahminen ne zaman taburcu olacağım?"

"Bir hafta sonra taburcu olabileceğini söylediler."

"O zamana kadar düşünebilir miyim? Bir anda hiç tanımadığım insanların beni evine davet etmesi her gün başıma gelen bir olay değil. Lütfen anlayış ile karşılayın. Biraz vakite ihtiyacım var."

"Sana tam bir hafta vakit. Sonrasında ister bizimle gelirsin, istersen Alper'in evine gidersin. Görüşürüz."

"Görüşürüz."

Defne'nin odasından çıktıktan sonra Leya ile abim konuşmaya başlamıştı.

"Eğer teklifimizi kabul etmezse gerçekleri nasıl öğreneceğiz?"

"O bize gelmezse biz ona gideriz."

...

Selam!

Bölümü biraz geç yayınlamak mecburiyetinde kaldım. Kusura bakmayın.

Görüşürüz!

Görüşürüz!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
𝙥𝙞𝙨𝙡𝙞𝙠.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin